Uğur Tütüneker'in Tedirginliği ve Fener Kongresi
Spor Toto Süper Lig’de 10. Hafta Galatasaray-Torku Konyaspor maçıyla açıldı. Ben de yazıma bu maçla başlamak isterim. Aslında 10. Hafta T. Konyaspor’un muhteşem baskısı ve ardından gelen golüyle başladı deseydim de yanlış olmazdı. Yazının ikinci bölümünde ise Fenerbahçe Kongresi’ndeki siyasi ortama değinelim.
Torku Konyaspor Maça Fırtına Gibi Başladı:
Kendi sahasında büyüklere karşı oynanabilecek en doğru taktik ileride baskı yapıp rakibin oyun kurmasını engellemek ve yapılan pres sonucunda kazandığınız toplarla hızlı ataklar gerçekleştirip golü bulmaya çalışmaktır. Bu Galatasaray’a karşı oynarken de Fenerbahçe’ye karşı oynarken de doğru olandır. Bu takımlar kendi sahalarında çok fazla puan kaybetmezler. Dolayısıyla bu takımlardan özellikle deplasmanda alınan puanlar hayati önem taşır. Bu noktada Sayın Uğur Tütüneker en doğru olanı yaptı. Neticede golü de buldu Torku Konyaspor ama maçın neticesinde skor istediğimiz gibi olmadı.
Bu başlangıcın arkasının gelmemesinin ve takımın bu kadar tedirgin olmasının nedeni Uğur Hoca’nın aslında tedirgin olmasıdır. Uğur Hoca koltuğunu sağlam hissetmiyor. Rahat olmadığı için de takım bundan etkileniyor. Burada Yönetimin -nasıl olacak bilmiyorum ama- bir şekilde Uğur Hoca ile görüşüp “bu sezon bu takımın Hocası sonuna kadar sensin Hocam” demesi gerekir. Takım o zaman daha rahat bir futbol oynayacaktır. Artık hoca değişikliklerinin bir yere götürmediği bizim şehrimizce de anlaşılmalı ve Uğur Hoca’ya bu özgüven aşılanmalıdır.
FB’yi KEMALİSTSPOR Haline Getirmeye Kimsenin Hakkı Yok:
Perşembe günü çıkan yazımda değinmiştim Fenerbahçe’deki kongreye ve son bir dönem daha Aziz Yıldırım seçilmeli demiştim. Neticede Aziz Başkan 2015 yılına kadar yeniden seçildi. Son bir dönem daha derken bir gerekçe ortaya koymuştum o da barışı sağlayıp bana göre sportif açıdan ve tesisleşme açısından sağladığı başarılara yakışan bir şekilde gitmesi içindi. “Madem bu kadar başarılı neden gitmesini istiyorsun?” diye bir soru akıllara gelecektir. Cevabını vermek gerekir. Fenerbahçe bu süreçte fazlasıyla siyasallaştı. Dünkü Kongrede seçim kazanıldıktan sonra “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” diyerek TGB gibi illegal bazı örgütlerin türettiği bir sloganın FB kongresinde işi olmamalıydı. Birileri kendini; Mustafa Kemal’in askerleri olarak görebilirler, Atatürkçü olabilirler, Atatürk aşkıyla yanabilirler ancak bunun yeri Fenerbahçe Kongresi değildir. Liberal Fenerbahçe, Milliyetçi Fenerbahçe, Komünist Fenerbahçe, Muhafazakâr Fenerbahçe olmayacağı gibi Kemalist Fenerbahçe de olamaz. Her zaman eleştirdikleri Jakoben GS kongresini taklit edercesine halktan uzak ve bir kesimin Fenerbahçesi olma yoluna girmemeliler. Bu mümkün değil ama böyle bir gayret var. Fenerbahçe ne Kemalistspor’dur ne de Kadıköyspor’dur. Anadolu’nun en ücra köyünde dahi gecesi gündüzü Fenerbahçe olanları bulabilirsiniz. Fenerbahçeli birini; Ergenekon’un içinde de bulabilirsiniz, Masonlar’ın içinde de bulabilirsiniz, en müspet, en ideal adamlar arasında da bulabilirsiniz. CHP’lisi de vardır, MHP’lisi de vardır, Ak Parti’lisi de vardır, en aykırı fikirlisi de vardır. Fenerbahçe’nin içerisinde ‘Cemaat’in en tepesindeki de vardır ‘Masonlar’ın en tepesindeki de vardır. Bu yanlış bir iş, futbolu siyasallaştırmayın, bunu yapmayın. Aziz Yıldırım bu son döneminde bu olayı çözmelidir. 1 milyon üye projesini ve yönetimine Ülker Grubu Başkanı Murat Ülker’in yeğeni Ahmet Özokur’u da almasını bu manada önemsiyorum.