TÜRKİYE’DE, SURİYELİ OLMAK VARDI!!!
Ülkelerinde yaşanan iç çatışma dolayısıyla ülkesini terk edip Türkiye’ye gelen Suriyeli mülteci sayısı 2 milyona yaklaşmış durumda. Konya’daki sayı ise 45 bin kayıtlı ve bunun üçte biri kadarda kayıtsız mülteci olduğu söyleniyor.
Önceleri pek kale alınmayan Suriyelilerin sayısının artması muhtemel. “Çünkü Türkiye’deki rahatlıkları beyde yok.” Milyonlarca Türk genci üniversiteye girebilmek için dirsek çürütürken Suriyeli mültecilere üniversiteye sınavsız girme hakkı elde ediyor. 2 yıl süreyle vergisiz dükkân açma hakkına sahip. Suriyeliler eğitim ve sağlık haklarından yararlanabiliyorlar. Devlet özellikle Suriyeli mültecilere yönelik kömürde dağıtıyor.
Bu örnekler daha da artırılabilir. Yapılmasın demiyoruz tabi ki yapılsın ama birincisi kıymeti bilinsin, ikincisi kendi insanımıza da yapılsın… Kıymetini bilsinler diyorum çünkü; Huzur kenti Konya’nın huzurunu bozmakta birebirler. Oturdukları yerlerdeki komşularla, esnafla, ev sahipleri ile yaptıkları kavgalar da var.
Oturdukları evlerde çoğundan mahalleli, komşuları şikayetçi. Gürültüden, çöplerini yukarı katlardan aşağı atmalarından daha çok konuda kendilerine verilen değeri, ev sahipliğini hiçe sayıyorlar. Sanki onlar ev sahibi bizimkiler mülteci...
Meramda Aksinne Mahallesinde yaşanan bir olay boğazımda düğümledi sözcükleri… “Devlet tarafından bir yardım derneği aracılığıyla Suriyeli mültecilere kömür yardımı yapılıyor. Bir buçuk tonluk kömür kamyondan indiriliyor. Bu kömür yardımını içeriye taşıma zahmetinde bulunamayan Suriyeli arkadaşlar, yoldan geçen iki yaşlı amcaya çektiriyorlar çuvalları… Hem de iki torba kömür karşılığında…
İnsan haliyle düşünüyor. Bunda bir terslik yok mu diye. Sanki mülteci bu yaşlı amcalar.
Yardım yapılacak tabi, bunda sorun yok. Asıl sorun ülkelerinden savaştan kaçıp gelmiş sözde Müslüman Suriyeli mültecilerin iki torba karşılığında bu ülkenin vatandaşı olan yaşlı amcalara bir buçuk ton kömürü çektirmesinde. Soruyor, mahalleli yaşlı amcalara neden kömürleri çekiyorsunuz diye…?
”Ne yapayım guzum, evde battaniyeye bürünmüş soğukta benden yakacak bekleyenler var...” Sen neden almıyorsun kömür deyince, Mazlum amcamız, “Onlar Suriyelilerinmiş bize vermiyorlar” diyor. Boğazınız düğümlenmez mi? Çoğu gariban vatandaşımıza durumu kötü olmasına rağmen sigortası var diye yardım yapılmıyor…
Fakat Suriyeli olursa her türlü olanaklar ayaklarına seriliyor...Birde üstüne kendine verilen kömürü zahmet edip çekmiyor... Yardıma muhtaç yaşlı amcalara çektiriyor...Ve karşısına geçip elleri cebinde bunu seyrediyor… Mağdur ise gariban ev sahibi, yoksul insanımız oluyor… Vatandaşımız ”Suriyeliler minnet borçlarını halkın huzurunu bozarak ödüyorlar” diye düşünmeye başladı bile…
MAZLUM-DER MAZLUMUN YANINDA…
Geçen günlerde MAZLUMDER Konya Şube Başkanı Derviş Argun, Konya’da yaşayan Suriyeli mültecilerin üzerinde yaptıkları çalışmayla ilgili basın toplantısı düzenledi. Araştırma Konya’da yaşayan Suriyeli mültecilerin en büyük sorunun barınma olduğunu söylüyor. Suriyelilerin, Konya’yı tercih etmesinin başında ise güven olgusu geliyormuş.. Argun, Suriyelerin sorunlarına çözüm üretebilmek için kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa çalışma yapması gerektiğine işaret ediyor... Vatandaşların Suriyeli mültecilere karşı toplum içinde olumsuz yargının ileri boyutlara ulaşmasının önüne geçilmesi için, Suriyeli mültecilerin yerli halk ile kaynaşmasını sağlayabilecek aşure, hıdrellez gibi faaliyetlerde bulunması gerektiğini söylüyor. Onlarda yapılsın.,. Fakat bunları yaparken kendi insanımız unutulmamalı...
Onlar çözülürse zaten Suriyelilerinde sorunları çözülür herkes huzur içinde olur…
BİR UYARI!
Konya’yla ilgili meteorolojik bilgi almak amacıyla meteoroloji Konya Bölge Müdürlüğü’nü aradım… Aradım ama bulamadım… Aslında çok kişiyle konuştum ama boşa konuştum. MİT’ten Türkiye’deki MOSSAD ajanlarının listesini istedim sanki… Gerçi onu almak daha kolay olurdu ama, Meteorolojiden kilometreye düşen yıllık yağış miktarını öğrenemedim… Bu bilgiye Devlet Sırrı muamelesi yapılmasının gerekçesini bile anlayamadan üçüncü kişinin sonunda telefonun kapanmasıyla bu derin araştırmam telefonun ‘dııııttttt’ sesiyle son buldu…
Meteoroloji demişken, önümüzdeki hafta sıcaklıklar 10-15 derece düşecekmiş… Aman birileri MEDAŞ’I uyarsın… Sonra “yok ben duymadım” “yok benim haberim yok idi” bahaneleri duymak istemiyor artık KONYALI!