Türkiye Yüzyılında Birlik ve Beraberliğimiz Bizim En Büyük Gücümüz Olacak
Türkiye çok önemli bir yola giriyor. Bu ülkede marjinallik, aşırılık, bölücülük, yıkıcılık, ABD ya da AB mandacılığı, himayeciliği kazanamıyor, kazanamaz artık bunu herkesin çok net anlaması gerekiyor.
FETÖ ile ilk başından beri mücadele ediyorum. “Paralel yapı” ifadesini ilk olarak Türkiye’de Prof. Dr. Önder Kutlu Hocamla ben kullandım. İlk mücadeleyi biz verdik. Buna bütün Konya şahittir. Fethullah Gülen’i bir din büyüğü olarak düşünüyordum eskiden ama öyle değilmiş, bunu anladığım anda da o yapının karşısında devletimin yanında, seçilmiş hükümetimizin yanında oldum. Bu duruşumuza her şeyden önce Allah şahittir, sonra da Konya, Yeni Haber Gazetesi sayfaları şahittir. Neticede durduğumuz yer hep bellidir ve Allah’a şükürler olsun hiç yalpalamadık da… Kendimize haksızlık yapıldığında bile bunu yapmadık.
15 yılı aşkın mücadele sonrası şunu diyebilirim, bu süreçte hep bir noktayı özellikle izah etmeye çalışıyorum Aziz Milletimize, bu ülkenin gelişimi için, bu ülkenin büyümesi için, tekamülü için düşünce birliğini sağlamamız gerekiyor.
Herkes bu ülkenin bir parçası.
Bu ülkede öteki yok, bu ülkede diğerleri yok, bu ülkenin zencisi yok, bu ülkenin beyazı da yok…
Hepimiz biriz, hepimiz birlikteyiz. PKK, FETÖ başta olmak üzere bütün terör örgütlerini ülkemizden kesin bir şekilde atmayı başarmamız gerekiyor.
Atatürk hepimizin, Türkiye hepimizin, fikrimiz hür, vicdanımız hür ve hepimiz has bahçenin çiçekleriyiz, dünyaya örnek yeni bir başlangıcın muştularını görüyoruz, ayak seslerini duyuyoruz.
Biz bu şekilde yaşamayı öğrendik şükürler olsun. Kimse kimseye bir hayat dayatamaz, kimse kimseye zorla bir şey yapamaz. Bunları herkesin görmesi, kabul etmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da bunu söylüyor.
Bakın Defne Devlet Hastanesine…
Bakın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına…
Gençlerimiz bizim gençlerimiz, çocuklarımız bizim çocuklarımız. Kaybedersek bu ülkenin gençlerini kaybedeceğiz. Bu bilinçle hareket etmeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir devlet. İnanın müthiş bir mozaik Türkiye…
Bakın Edirne’den girin ülkeye, uçun ülkenin üzerinde…
Gezin bütün şehirleri, ilçeleri, kasabaları, köyleri…
O kadar farklı bir dünyayı gezersiniz ki…
Kimi davul, kimi gitar, kimi kanun, kimi ud, kimi bağlama, kimi ney, kimi keman, kimi kemençe, kimi rebap, kimi tambur, kimi çello, kimi de darbuka… Ama işin ilginç tarafı kakofoni yok, inanılmaz derecede uyumlu bir ritim var. Müthiş bir senfoni… Burası Türkiye, biz böyleyiz.
Kurban Bayramı da Ramazan Bayramı da bizim, 23 Nisan, 19 Mayıs, Cumhuriyet Bayramı da bizim.
30 Ağustos hepimizin Zafer Bayramı… Bu büyük gücün bir parçası olma şerefi de bu Aziz Türk Milletinin her ferdinin onuru… Kavgayla, dövüşle ilerlemeyelim, birbirimizi kırmayalım, birbirimizi incitmeyelim. FETÖ’nün, PKK’nın oyuncaklarına prim vermeyelim. Güçlü Türkiye ile yarınlara yürümenin kıvancını yaşayalım.
Muhalif partili dostlarımla görüştüğümde çok kırgın üzgün olduklarını görüyorum. Oysa niye kırılıyorlar, üzülüyorlar, Türkiye böyle bir dönemde devlet başkanını değiştirmemiş oluyor, bunun neresi kötü?
Türkiye Yüzyılındayız.
Kaan’ımız havalanacak, Nükleer Güç Santralimiz elektrik üretecek, Yusufeli elektrik üretmeye başlamak üzere, Hür Jet seri üretime başlayacak, Kızılelma seri üretime başlayacak, Atak 2, yani dünyanın en ağır yük taşıyabilen taarruz helikopteri seri üretime başlayacak, Gökbey seri üretime başlayacak, Anka – 3 seri üretime başlayacak, Tayfun, CENK Balistik Füzeleri seri üretimi başlayacak. Onlarca fabrika kurulacak bu üretimler için.
Türkiye uzaya çıktı, daha ileri aşamalara geçilecek, kendi rampalarımızdan uzaya roket fırlatacağız.
Togg üretimi başladı ama başka alanlara da evrilecek, belki elektrikli kamyon, elektrikli traktör üretimi başlayacak.
Türkiye demir yollarıyla örülüyor. Bakın bugün Konya’dan en az 10 tane şehre hızlı trenle gidilebiliyor.
Bunlar hepimizin, senin de onun da öbürünün de kıvancı… Bu Aziz Milletin kıvancı.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hepimiz başardık bunu.
Bir yazımda ayrıntılı da yazacağım; Çin ile Amerika öyle ya da böyle savaşacaklar. Amerika, Çin ile savaşa girmek zorunda… ya savaşacak ya da hem finansal olarak, hem de stratejik olarak bitecek, bunu zaten okuyan, düşünen her aklı başında insan görebilir.
Türkiye sadece Yunanistan tehdidi için bu kadar güçleniyor olabilir mi? Türkiye tükürüğü ile boğar Yunanistan’ı, Kuzey Kıbrıs Rum Kesimini…
Dünya büyük savaşa hazırlanıyor, biz de hazırlanıyoruz.
Kaan, 14 tane insansız Anka Jet ile ya da Kızılelma ile uçacak… Bu uçaklar hem de seyir füzeleriyle, süpersonik füzelerle, havadan havaya füzelerle, ağır bombardıman bombalarıyla uçacak. Düşünün bu gücü… Bu güç niye sizce?
Bunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.
Emin olun ki, Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye ile anlaşmak zorunda. Pasifik’teki büyük savaşta Amerika’nın karşısında olan bir Türkiye, Amerika’nın bitişi demektir. Bunu bilmezler mi?
Çok açık yazıyorum, F35’leri verelim diye bizi çağıracaklar ama Türkiye artık F35’e ihtiyacı olmayacak. Fethullah Gülen’i iade edecekler, bunlara şahit olacağız.
Türkiye kabuğunu kırdı, çekiliş durdu, şimdi başka konulardan bahsedeceğiz, onların vaktindeyiz. Mesela biliyor musun genç kardeşim, artık Türkiye’nin S400’e de Patriot’a da ihtiyacı yok, Türkiye SİPER Savunma Sistemini ve 450 km + menzili ile Erken İhbar Radarı Sistemini (EİRS) üretiyor. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun?
Türkiye’yi Recep Tayyip Erdoğan yönetiyor ve artık Türkiye sabrının sonuna geldi, bunu AB de, NATO da, ABD de biliyor, bilmesi gerekiyor.
Bilmezlerse de kendileri bilir.
Türk Milleti o eski millet değil, Türkiye o eski devlet değil. Bambaşka bir Türkiye’den bahsediyoruz. Akıllı olalım, bunu görelim.
Onun için de bizim birliğimiz beraberliğimiz çok önemli. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu milleti bu noktaya getirdi, Allah ondan razı olsun ve bizlere de yakışan birliğimizi dirliğimizi koruyarak güçlü yarınlara yürümektir.
Kardeşim, yarınlar artık çok geç değil ve güçlü Türkiye de artık hayal değil. Bundan emin ol.