Gökhan Kırlangıç
Gökhan Kırlangıç Telaşelerin Gürültüsü

Telaşelerin Gürültüsü

Demli bir çay içiminde bir oh çekerken ya da buz gibi bir bardak su içerken ansızın  kapı çalacak; biliyorum. Sonra neye uğradığını anlamadan  Apar topar alıp götürecekler seni .....
 

Dört Mevsimin dallarında salınırken meyveler, binbir çeşit ,rüzgar taze bir serinlik yeni bir koku getirmişken üzüm bağlarından Beklemekten hoşlanmıyorsun değil mi ? 

 
Ucu sonu görünmeyen  "Çıkmaz Sokak"lardan çık......"dolaşma" sokak sokak; suya hasret bahçelere bozkırlara  bir yağmur ol yağ.Sonra Kardelenlere düş usul usul  kar ol 
 
Çık yürüyüş yap Yaprağı dinle; ne diyor.Ağaçlara bak nasıl zikrediyor . Ne diyor bu şehrin çığlıkları kulak ver .Duy uzaklardan gelen kutlu mesajı Hiç dinmeyen isteklerini görüp bildigin kadar azalan günlerini 
de gör! 
 
Görmek neymiş o zaman gör.Unuttun (mu) bir sözün vardı .Duyacaktın  mevsimlerin sesini  okuyacaktın N'oldu? Bir tohumda görmekti koca bir ağacın hevesini... 
 
N'oldu
 
Mevsimler dönüyor
Hazan Vuruyor 
dört mevsim takvim düsüyor.
 
İnsan ki bir andan ötekine mevsimlerden mevsimlere düşüyor.
 
Telaşelerin gürültüsünde kayboluyor insan 
 
Ama Gidecek, gideceksin! Göreceksin!Ömrüm! Ne zaman geldi; ah, ne çabuk bitti diyeceksin ...
 
Ah insan 
 
Hayallerin bitmiyor,şu heves  başından gitmiyor. 
 
Ölüm birden gelir de 
Ah, yıkılır  içindeki hevesler Sonra tarumar olur içinde durmadan yükselen neler 
 
Ey bitmeyen ihtiyaçlar! Bir varmış bir yokmuşlar 
 
 
 hangi kelimeler çoğalıyor zihnimde hangileri azalıyor dilimde bilemiyorum .
kalbimde/halimde perişanlık
 
Açsam pencerelerimi sonsuza değin mazlum yürekleri alsam 
Ve bitse pişmanlığım 
Perişanliğım...
 
Öyle bir çığlık atsam ki sonra  
adı sevinç olsun.
 
Kalın efendim Sağlıcakla 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gökhan Kırlangıç Arşivi