Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Tarihin en gariban devleti Selçuklular

Tarihin en gariban devleti Selçuklular

Nasıl bir Konya arzuluyorsunuz diye sorsa biri, herkesin vereceği yanıt farklıdır elbet ama benimki;

“Şu son birkaç gündür siyasette, sanatta, kültürde, sosyal hayatta ve sporda yaşadığı hız ve sevinçlerle dolu bir Konya isterim’ olacaktır…    

Siyasette, İki Bakan görüşmesinin çok ötesinde iki devletin sadece ekonomik olarak da değil Ortadoğu’nun önümüzdeki dönemde alacağı şekil hakkında fikir vermesi bakımından  çok önemli olduğunu düşündüğüm Devlet Bakanı Yılmaz ile  İranlı Bakan Mahmoud Vaizi görüşmesi,

Ya da Ak Partinin sabahın yedisinde başlayan Danışma Meclisi toplantısı,

Başkent’ten Metro yada Çevre Yolu ile ilgili gelen müjdeli haber,

Spor da Fenerbahçe Galibiyeti,

Üç ayların başlamasıyla bir anda tavan yapan konserler, konferanslar, seminerler ve Şivlilik ve fener alayıyla hareketlenen bir şehir…

Tevafuk mudur yoksa bereketin tezahürü müdür bilemem ama bütün bunların üstüne her gün dolup taşan üçüncü sayfa haberleri bile o kadar azaldı ki, alakasız haberleri üçüncü sayfa haberi diye koymak zorunda kaldık.

İşte özlediğimiz Konya…

Bu yoğun gündem arasında en fazla vakit ayırabildiğim program ‘Selçuklular ve Haçlılar’ sempozyumu oldu.   İyi ki de o olmuş.

Lise yıllarında herkesin korkulu rüyasıdır sanıyorum ders sonunda Hoca’nın ‘Ne anladınız’ sorusu. Konuyu herkes iyi anlamıştır ama konuyu özetleyecek cümleyi bulmak herkes için zor olacağı için kimse yanıt vermez bu soruya. Ana fikri bulmak tarih yazmak kadar zordur o anda.

Ama yaşın verdiği olgunluktan sanıyorum artık anlatılanları özetleyebiliyorum.

‘Selçuklular ve Haçlılar’sempozyumu örneğin, ne anladın diye sorsalar; ‘Tarihin en gariban devletinin Selçuklular olduğu’nu anladım derim…   

Anadolu’nun kapılarını aç, İslamlaşmasını sağla, başını saldırılardan kaldıramamana rağmen Anadolu’nun dört bir yanını ma’mur et, Osmanlı’dan kat be kat fazla eser bırak, ilme fenne hizmet et, Moğol istalasında yıkılmaz bir bent gibi sabret, Haçlıları bir değil, iki değil, beş değil defalarca inim inim inlet, Ortadoğu’nun değil İslam’ın bekçiliğini yap ama kendi torunların dahil herkes tarihte hiç yokmuşsun gibi davransın.

Batılıların kuyruk acıları var elbet, onca hezimete rağmen Selçuklular hiç yokmuş gibi davranmaları mümkün. Ama yazık ki İslam alemin de de bu anlayış hakim. Batı ile Arap dünyası Haçlılar elini kolunu sallayarak Kudüs’e gelmiş Selahaddin’de onları sonunda oradan çıkarmış. Sultan Selahaddin’i överken bile amaçları ‘Biz yenildik ama işte öyle basit birine ve basit bir orduya yenilmedik’ kurgusuyla aslında kendilerini övmek.

Anadolu Selçuklularını Batı ya da Arap dünyasının görmezden gelmelerini anlamak mümkün. Ama Başkenti Konya olan ve tarihin en önemli misyonunu başarıyla üstlenmiş olan bu devleti Türkiye Cumhuriyetinin görmezden geliyor olması kabul edilir bir şey değil. Sokaktaki vatandaş bile birkaç Osmanlı padişahının ismini sayar bu ülkede. Ama iyi eğitim görmüş kimseler bile Selçuklu’nun ne tarihini bilir ne sultanlarının ismini bilir. Herkes Anadolu’daki eserleri Osmanlı’nın bıraktığını sanır, Bilmezler ki Anadolu’da ki Türk-İslam eserlerinin neredeyse tamamı Selçuklular’ın mirasıdır. Mesela Türk-İslam tarihinin bu en önemli devleti Cumhurbaşkanlığı forsunda bile temsil edilmez. Forsta Harzemşahlar, Altınordu, Babür, Avrupa Hun, Avarlar falan temsil edilirken Anadolu Selçukluları bir devlet olarak kabul edilmemiştir. ‘Falan’ diyorum çünkü bu devletler, bizim gibi tarih bilgisi Lise ayarında olanlar için bir şey ifade etmez…

1960 yılında bir Yüzbaşının yazı tura atarak! belirlediği bu devlet isimlerinin yeniden yorumlanmasında fayda olacaktır.

İşte Çağdaş Dünyanın nazarında en gariban ama tarihin en şanlı devletlerinden biri olan Anadolu Selçuklu’ları bu toplantıyla bir kez daha gündeme, gündemimize taşındı. Bu bağlamda Haçlılarla mücadelede Anadolu Selçuklularının ne denli önemli bir rol üstlendiğini, 900 yıllık mücadelenin ilk günlerini, bu mücadelenin bugün aldığı şekli, Selçuklu Sultanlarının Türk-İslam tarihinde ne denli önemli bir vazife üstlendiklerini ve en önemlisi de iki yüzyıl boyunca Moğolllarla ve Haçlılarla sürekli mücadele etmesine rağmen Bilim-Kültür-Sanat ve Siyasi olarak Anadolu’ya ne kadar büyük hizmet ettiklerini öğrenmek güzeldi.

Bu sebeple, organizede emeği geçen özellikle de Selçuklu Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Demirci, Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Dr. M. Sami Küçüktığlı ve ekipleri başta olmak üzere tüm isimlerin büyük bir teşekkürü hak ettiklerini düşünüyorum.

Tarihin en mazlum devletini yeniden gündemimize taşıdıkları için… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi