İsmail Koç
İsmail Koç TARİH BİZİ ÇAĞIRIYOR!

TARİH BİZİ ÇAĞIRIYOR!

Türkiye üzerinde son dönemlerde çok büyük oyunlar oynanıyor. Yaşadığımız üzücü olaylar boşuna değil. Hepsinin altında özüne, geçmişine, tarihine dönme eğilimi gösteren bir Türkiye var.

Durumu 2009 yılında Bosna’da yaşanan çok bilindik bir olayla açıklamak gerekirse…

Bosna’da BM çatısı altında, Türkiye birliği görev yapıyor. Görevi, Bosna savaşı zamanında yerleştirilen mayınları bulup imha etmektir.

Bununla birlikte yardıma muhtaç ailelere yardımda bulunuyorlar, okulları tamir ediyorlar.

Mevsim kış, köylerde yardıma muhtaç aileler tek tek, isim isim tespit edilmiş ve Türkiye’den yardım kolileri getirilmiş.

Bosna Hersek coğrafyası yer yer Karadeniz gibidir. Köyler ve evler çok dağınıktır. Evin biri dağın bir yamacında, diğeri öbür yamaçtadır. Böyle köylerden birinde, yardım kolileri eldeki listeye göre dağıtılmaktadır.

Köyün birinde, dağıtımda görevli bir Bosnalı; “Listeler oluşturulurken, burada bulunmayan ve biz de o zaman listeye yazmayı unutmuşuz. Şu yukarıdaki tepede oturan, yaşlı bir teyzemiz var. Ona da yardım verebilir misiniz?”

Dağıtım yapan görevliler de tamam diyor.

Ama evin yolu yok, kış günü her taraf karla kaplı.

Biri yüzbaşı diğeri binbaşı iki subayımız omuzlarına kolileri yükleniyor. Karları tepe tepe, eve zar zor varıyorlar.

Kapıyı çalıyorlar. Çoluğunu çocuğunu, eşini savaşta kaybetmiş yaşlı kadın kapıyı açıyor.

Omuzlarında koliler bulunan askerleri görünce soruyor:

“Türk müsünüz?” diyor.

 “Geleceğinizi biliyordum.”

İki subayımız kapının önüne çöküyor. Birlikte çırpınırdı Karadeniz marşının o muhteşem nakaratını söylüyorlar; Vefalı Türk geldi yine…

Yakın tarihli bu hikâye aslında günümüze de ışık tutuyor.

İslam âleminin Türkiye’nin liderliğine ihtiyacı var. Bu doğrultuda da Türkiye’den büyük bir beklenti oluşmuş durumda.  Ümmetin son kalesi Türkiye sözü öyle beylik bir laf değil.

Geçmişte de İslam eleminin koruyuculuğunu üstlenmiş Türkiye’nin bundan sonra da böyle bir misyonu olacak. Bundan bir şüphe yok. Çünkü Tarih bizi çağırıyor. Bundan kaçamayız.

Osmanlı bakiyesi olan Balkanlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika toprakların yaklaşık yüz yıl öncesine kadar bizim hâkimiyetimizde olduğu düşünüldüğünde tarihi bir sorumluluğumuz olduğu bir gerçek.

Nasıl ki Gaziantep, Şırnak, Van üzerinde sorumluluğumuz varsa Bağdat’ta, Şam’da Kudüs’te, Saray Bosna’da da sorumluluğumuz var. Bu bölgeler bizlere ata mirası bana ne diyemeyiz. 

Zaten son dönemde ülkemiz üzerinde oynanan oyunların sebebi de Türkiye’nin ümmet coğrafyasına sahip çıkması değil mi?

Türkiye güçlendikçe yeni yatırımlar yaptıkça, kendi tankını, silahını ürettikçe, mazlumların gür sesi olmaya başladıkça birilerinin karın ağrıları arttı. Türkiye üzerinde planlar yapılmaya, oyunlar oynanmaya başlandı. Uslu çocuk olsak hiçbir sıkıntı olmayacaktı.

Ülkemizin son zamanlarda yaşadıklarının sebebi de hep bundan…

Kendine biçilen rolü oynamayı reddeden Türkiye, bazılarının oyunlarını bozdu.

Türkiye üzerinde planlar yapanlar bir noktayı kaçırıyorlar.  Artık bu mızrak bu çuvala sığmıyor ve tarihimiz bizi çağırıyor.

Kabul etsek de etmesek de…

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Koç Arşivi