Tahir Akyürek ile 'İlçe Meclislerinin' Ardından… (1)
Konya Bilim Merkezinin bir reklamı var…
Bir küçük çocuğun çıkıp, “Rüzgar nasıl böyle güçlü eser, gökyüzünde bu kadar su nasıl birikir, yıldızlar ne kadar uzak, uzansam tutabilir miyim onları?” diye soruların cevaplarını aradığı reklamdan söz ediyorum.
Konya’nın yaklaşık 42 bin M2 bir yüzölçümüne sahip olduğunu bilince, şehrin bütün sorunları, çözüm yolları ve onları çözmek için görevlendirdiklerimiz üzerinde fütursuzca konuşabileceğimizi düşünüyoruz bazen…
Gazeteci şımarıklığı işte…
.....
Sahi Konya bir uçtan bir uca kaç kilometre? Kaç kilometre köy yolu var? Ya da KOSKİ’nin ilgilenmesi gereken kaç yüz bin kilometre tesisat var? Birçok Avrupa ülkesinden büyük bu şehrin sorunları için kaç kişi çalışıyor? Pe ki bir mahallenin sıkıntısını çözmek için giden Belediye çalışanı gece saat kaçta evine döner?
….
Bugün, biraz da haklının hakkını teslim etme günü olsun istedim… Çünkü ben dahil, her gazetecinin yaptığı bir hata var; ‘Gazetecilik muhalif olmaktır’ düşüncesiyle, iyi şeylere gözümüzü kapatmak… Sadece gazeteci olmak değil insan olmanın da bir sonucu bu sanıyorum; Milyonluk, süper lüks ev yapan bir müteahhiti, kaçıran contalarından dolayı eleştirebiliyoruz hepimiz, ama yaptığı bina için teşekkür etmeyi ihmal ediyoruz çoğu zaman…
……
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in “Şehrimizi Birlikte Yönetiyoruz” sloganıyla Altınekin, Sarayönü, Kadınhanı’nda yaptığı toplantılar gazetecinin bazen de ‘Teşekkür etmesi’ gerektiğini hatırlattı bana…
……
O kadar çok 'güzel şeyler' yaşandı ki bu “Gerçek Meclis” toplantılarında nereden başlayacağınıza karar vermekte zorlanıyorsunuz…
Defterime attığım ilk başlıkla başlayacağım bu sebeple, konu ayırmadan; “Belediyecilik zor iş, milyonlara doğumundan ölümüne kadar hizmet götürüyorsunuz.” İlk başta katılsam da, toplantıların nihayetinde bu konuda Tahir Bey’le aynı fikirde değildim. Çünkü bence Konya Büyükşehir Belediyesi doğumdan başlamıyor hizmete. Konyalı, meyve ağacında bir vitamin bile değilken Büyükşehir Belediyesinin dağıttığı meyve fideleriyle hizmet almaya başlıyor. Bilmem kaç yüzyıllık mezarlık bakımlarını düşününce de çalışmaların sonunun hiç ama hiç gelmeyeceğini anlıyorsunuz…
…….
Toplantılarda verilen yüzlerce rakamların ayrıntılarına girmek istemiyorum. Asfaltlama için 160 milyon, İçme suyu 250 milyon, Kanal-Dere ıslahı vs 120 milyon, köy yollarına 100 milyon, yeni araçlara 20 milyon, konaklara 74 milyon, meyve fidelerine bile 2 milyon… Uzayıp gidiyor liste… Zaten o rakamları bire bir zikretmemekte fayda var; Çünkü Tahir Akyürek, ilçelerin durumuna göre kat be kat artırınca o rakamları, zikretmenin de bilmenin de bildirmenin de bir anlamı da kalmıyor zaten. Yatırımların ve özverilerin büyüklüğünden çok, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla ilçe halkının, muhtarların ve ilçe belediye başkanlarının doğrudan Büyükşehir Belediyesinin, Başkanı, bürokratları ve çalışanlarıyla karşı karşıya hatta göz göze gelmiş olmasını her şeyden daha çok önemsiyorum… Sorunlarını aracısız anlatan, çözüm yollarına asıl muhataplarıyla birlikte tartışıp karar veren, olmuyorsa da neden olmadığını ve olamayacağını da öğrenen bir vatandaşın mutluluğu, gerçek uygulanabilir demokrasi yolunda atılmış en büyük adım aslında…
Sosyal Demokratların en büyük hayali ve vaadi çoktan uygulamaya geçmiş, ama onların haberi yok…! Deyip bugünkü siyasi mesajımızı da vermiş olalım…
….
Tahir Başkan’ın her konuşmasında ilk önce “Yeşil’e” vurgu yapması, benim gibi dağ çocukları ile yeşil özlemiyle yanan herkes için umut vericiydi. Aslında ‘Tahir Bey’in de içinde böyle bir yeşil hasretin varlığını anlıyorsunuz, yapılan sık duygusal vurgulardan. Gerek dikilen ağaç sayısı, gerek harcanan paranın yüksekliğiyle daha net ortaya çıktı “yeşil bir Konya” için verilen büyük savaş.
…..
Hak teslim edeceksek, bir kişiden daha bahsetmeden de bitirmemek gerek bugünü.
Çağdaş dünyanın olmazsa olmazı, 'bireysel gelişim uzmanları' vardır ya… Mükemmel donanıma sahiptirler… Dünyanın öbür ucundan kamyon dolusu paralarla getirilip en büyük şirketlerin sahiplerine, CEO’larına kişisel gelişim ve organizasyon dersleri verir. İşte o uzmanların hepsinin Ahmet Köseoğlu’nun yanında bir süreliğine staj yapmalarında fayda var diye düşünüyorum. Çünkü ilçe ziyaretlerinde bir kez daha gördük ki, çevresine heyecan aşılamakta, programları organize edebilme yeteneğiyle, sorunları anında çözme kabiliyetinin ötesinde çıkması muhtemel sorunlara bile aldığı önlemlerle bu iltifatı fazlasıyla hak ediyor…
Sadece Tahir Başkana ve Ahmet Bey’e de değil aslında, hatasıyla sevabıyla ama hepsinin niyetlerindeki dürüstlüğe güvenerek, tüm bu şehri daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için ter döken tüm bürokrat ve çalışanlara da teşekkür etmek istiyorum…
Biz “conta akıyor” diye şikayetlere devam da edeceğiz, belki… Ama bu onların emeklerini ve hizmetlerini inkar anlamı taşımıyor…
Biz sadece evimiz daha güzel olsun istiyoruz…
……
Diğer ayrıntılara yarın devam edebilmek ümidiyle….