Suriye ve Irak Politikaları ve Muhalefet
Daha önceki yazılarımızda Amerika’nın Daeş ,El kaide veya PYD gibi örgütleri kendi çıkarları için kullandığını ve amacının bölgedeki kaos ortamının devamını sağlama isteğini ve Türkiye’nin önünü kesmeye yönelik bir hedefi olduğunu defalarca yazdık. Son olarak da bunun görsel delillerini Daeş ile Ypg nin anlaşarak Amerikan Askerlerinin koruma eşliğinde Rakka’dan tahliye edilmesini BBC’nin haber yaptığını izleyerek bir kez daha öğrendik. Bu hafta ki yazımızda bunları tekrar etmeyeceğim. Sadece sizleri bundan üç beş yıl öncesine 2012-2014 yıllarına götürmek istiyorum o yıllarda ne olmuştu hatırlatayım Türkiye Daeş’a destek veriyor söylemleri ile ülke içindeki ana muhalefet CHP ve HDP her fırsatta bunu dillendirmekten geri durmadılar. Biz de her fırsatta muhalefetin bu tutumunu eleştirmiştik ve şöyle dedik Türkiye teröre destek vermez fakat olaki Daeş terör örgütüne destek vermiş olsak bile bunun eleştirileceği yer Meclis çatısı altında kapalı oturumlarda yapılması gerekir tüm dünya’ya ilan edip malzeme yaparak değil demiştik. Muhalefetin amacının Erdoğan’ı yıpratarak itibarsızlaştırmak ve iktidardan indirmek olarak yorumlamıştık. Türkiye’nin Daeş’e destek vermesi yalanını tüm dünyada da dillendirilerek teröre destek veren ülke statüsüne sokarak Türkiye’yi zor duruma düşürmek istediler ve bunu sözde müttefikimiz Daeş’le mücadele etsin diye İncirlik üssünü kullanımlarına açtığımız Nato’ya bağlı ülkeler ve Amerika bunu sürekli gündeme getirerek kullanmaya başlamışlardı. O zamanlarda da bu örgütlerin menşeinin Batı olduğunu her platformda belirterek batının menfaatleri olunca her türlü oyunu mübah görür bunların amacı ümmetin son kalesi Türkiye’yi eskisi gibi kontrol edilebilir bir yönetim haline getirmek istiyorlar demiştik. Fakat bizim muhalefet partilerinin (MHP hariç) bilerek veya bilmeyerek bunların batının değirmenine su taşımaktan geri durmadığını görmekte olayın bir diğer vahim tarafı.
Batı Türkiye’yi bölmek parçalamak ve eskisi gibi güçsüz, savunması bırakmak istiyor dedik de ne oldu 2013 yılında mecliste Suriye de Rojava’da savaşa hayır mitingleri düzenleyerek Tezkereye hayır oyu kullanan ana muhalefet partisi durumu yine kendi bildiği üslubuyla iktidara bel altı vurarak cevap vermeyi tercih ediyor. Bazı muhalefet patileri teröre desteği her zaman kınıyoruz dediler ve ertesi günü terörist cenazesine katılarak kendi söyledikleri ile çeliştiler . Kendisiyle çelişen muhalefete sormak gerekir terör örgütü olmayıp ta vatanını savunmak için bir araya gelen oluşum hakkındaki fikirleri değişti mi acaba? Bunu biraz açıp hatırlatacak olursak Sayın Kılıçtaroğlu PYD için Terör örgütü değil vatanını savunmak için bir araya gelmiş oluşum demişti. Türkiye’nin dış politikasını eleştirenlere sormak gerekir acaba ABD, PYD veya Daeş’in gizli anlaşmasına aracılık yapsaydık dış politikamızı beğenirler miydi ? İçeride çekişmelerin olmadığı bir ülkenin dış siyasette daha güçlü politikalar üreteceğini iddia edenlere bizde soru sormak istiyoruz ; Dış politika konusunda mecliste grubu bulunan bazı muhalefet partileri her fırsatta neden köstek veya şartlı destek verdikleri için eleştirilmez? Evet Türkiye’nin muhalefet sorunu hem iç siyasette hem de dış siyasette yapıcı bir tutum sergilemekten yoksun olmaktadır. Burada Mhp lideri Sayın Bahçeli’yi her zaman ayrı tutmak gerekir milli meselelerde devletinin yanında durmasını bilen bir lider olduğunu her zaman kanıtlamıştır. Fırat kalkanı harekatını endişe ile izleyenler sadece Daeş ile sınırlı kalsın diyenler bu gün ayyuka çıkan ABD, PYD ve Daeş işbirliğini neden sert bir şekilde kınamak yerine yine İktidara sataşarak sürdürmek istemektedir. Neden Amerika ve PYD söz konusu olunca çatal cümleler kullanmayı tercih ettiğinin yorumunu sizlere bırakıyorum.