Şu çılgın Türkler
Hani Şu çılgın Türkler diye bir kitap vardı kurtuluş savaşını anlatan, o zamanlarda tırpanla verilen mücadeleyi ve kazanılan zaferi anlatıyordu , İşte o kurtuluş savaşını geçtiğimiz Cuma gecesi yeniden ve yine taşla sopayla tekrar verildiğini gördü bu büyük Millet . Bu mücadele de şehit olanların şehadetini yüce Allah kabul eder inşaallah ve yaralanan vatan evlatlarına da acil şifalar dileriz.
15 temmuz gecesi bir akrabamın beni arayarak haberini verdiği ve neler oluyor sorusundan sonra önce ne olup bittiğini anlamak için Televizyonu açarak o kara haber olan darbe teşebbüsünü izlerken gözümün önünde Irak ve Suriye’de yaşanan iç savaş ve karışıklar bir film şeridi gibi geçti ve Reisi Cumhur Erdoğan’ın sokağa çıkın çağrısını alınca oğlumla beraber meydanlara çıktık meydanda ve sokaklar da darbeye karşı Reise destek yürüyüşünden sonra, sosyal medya haberlerini takip ederken Ankara da askeri helikopter’den halkın üzerine ateş açıldığı videoyu izledik ve İstanbul da elinde Türk bayrağı olan sivil vatandaşa kurşun sıkan hainleri gördük, ülke bu karanlık güçlerin eline geçerse o karanlık güçlerin neler yapabileceğini görmüş olduk. Allah bizlere yardım etti ve bu darbe teşebbüsü çok şükür Milletimizin kararlı ve dik duruşu ile başarıya ulaşamadı. Darbeye karşı Akparti’li, Mhp’li ve Chp’lisinin yani toplumun tüm kesimlerinin demokrasiye ve devletine sahip çıkması birlik ve beraberliğimizi göstermesi çok önemlidir. Halkın desteğini alamayan bir güç kalıcı değildir. Siz halka rağmen darbe yapamazsınız dedi bu millet.
Peki 15 temmuz gecesi ne oldu ? özgürlüğüne düşkün devletine sahip çıkan çılgın Türkler vatana ihanet edenlerin başlattığı darbe girişimini elinde taş ve sopalarla köprülerde meydanlarda ve tankların önünde canı pahasına da olsa bu devleti ve Cumhuriyeti savunan mangal gibi yüreğiyle tüm dünyayı kendine hayran bırakan bu aziz milletin yani bu ülkenin gerçek sahibi vatan evlatlarının dillere destan olacak mücadelesi oldu. Dünyada eşine az rastlanan bu mücadeleyi görerek duygulanmamak mümkün mü? Üzerlerine çevrilmiş silahlar, tank namluları ve makineli tüfekleri umursamadan Asker kışlaya diyerek telkinde bulunanları ve hainlerin açtığı ateş sonucu vurulan ve sanki İstanbul’un fethinde sancağı düşürmeyen Ulubatlı Hasan gibi elindeki bayrağı düşürmeyen bu vatan evlatlarını asla unutmayacağız. TRT de okunan hain bildiriden sonra halkın TRT binasına gidip darbecilere engel olması, üzerine gelen tankı göre göre korkmadan tankın önüne set olmaya çalışanları izlememiz bizlere bu vatan evlatlarının neler yapabileceğini göstermiş oldu . Dünya Türklerin ne kadar çılgın ve özgürlüğe ne kadar düşkün bir millet olduğunu tekrar gördü. Bu darbe sonrası aklıma geleni sizlerle paylaşmak isterim ya bu darbe girişiminde Sayın Erdoğan şehit edilse idi ne olurdu? Ülke kan gölüne döner iç karışıklıkların önü alınamazdı çünkü halk Erdoğan’ı gerçek bir lider olarak gördü ve lideri canı pahasına korumaya kararlıydı. Çünkü Erdoğan Cumhurun başıydı, Başkomutandı ve onu halk seçmişti ve Sosyal medyada ‘’ Menderesi astınız, Özal’ı zehirlediniz ama Erdoğan’ı yedirmeyiz’’ söylemlerinin boş bir sözden ibaret olmadığını göstermiş oldu. Üstat Necip Fazıl’ın gençliğe hitabesinde; ‘’Kim var’’ diye seslenilince sağına soluna bakınmadan fert fert ‘’ ben varım ‘’ cevabını verici, her ferdi ‘’benim olmadığım yerde kimse yoktur !’’duygusuna sahip bir dava ahlakını pırıldatıcı bir gençlik. Üstadın tarif ettiği gençliği dost ve düşman herkes gördü. Zaten batının korktuğu bu değimliydi , dinini imanını bilen bir Türkiye asla batının işine gelmez ve nitekim başarısız darbe girişimini eğer başarılı olunsaydı Müslümanlar kaybedecek biz kazanacaktık diye haber yapmazlardı. Ama bu aziz Milletin özgürlüğüne ne denli düşkün olduğunu tank, tüfek, uçak ile atılan mermilerin ve bombaların bizi birbirimize kenetleyeceğini tahmin edemediler. Başı açık-türbanlı, doğulu-batılı, kadın ve erkek tüm kesimlerin böyle çılgınca demokrasiye sahip olacağını hesap edemediler. Hele darbe gecesi okunan selalar ve ezanlar (bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli. Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli). Vaktiyle darbeler Ezanı susturmak için yapılırdı ya işte o susturulmak istenen ezan bu kez özgürlük aşığı çılgın Milleti uyandırdı şükürler olsun. Ha unutmadan dünya şu çılgın Türkleri bir kez daha ağzı açık hayranlıkla izledi. SAYGILARIMLA