Son hafta daha fazla çalışmak gerekiyor…
Ne yazık ki Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesi seçimler için milletle ittifak yapmak yerine PKK yandaşları ile Amerikalı Türkiye düşmanları ile İngiliz simsarlarla ittifak yapmayı seçti.
Hal böyle olunca da içimizde seçim sonrası ile ilgili bir korku, endişe hâkim olmaya başladı.
Tamam, Meral Akşener sokaklarda illa HÜDA PAR’ı kötülemeye, PKK ile bir anlaşma yapılmadığını bağıra bağıra, kırar gibi, döver gibi anlatmaya çalışıyor ama işin gerçeği ne?
İşin gerçeği HÜDA PAR’lılar Türkiye Cumhuriyetine bağlılar, bu topraklardaki birliğe dirliğe hizmet etmek için var olduklarını söylüyorlar ama PKK ve yandaşları ise İsrail’e ve Amerika’ya bağlılar, ülkemizi bölmeye çalışıyorlar. İşin gerçeği bu…
Meral Akşener bir türlü duymak istemiyor ama bir defa dinlese görecek HDP’liler açıklıyor, CHP ve Millet İttifakı şürekâsı ile anlaşıldı ve HDP’ye 3 önemli söz verildi.
Bunlardan bir tanesi, Amerika’nın çizdiği çizgiler doğrultusunda Suriye’nin Kuzeyinde bir Amerikan - İsrail taşeronu PKK devletine onay verilecek, ikincisi Diyarbakır başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Bölgemizdeki illerin özerkliği kabul edilecek, üçüncüsü ise terör yandaşlarının yerine getirilmiş kayyumlar kaldırılacak, belediyeler tekrar PKK’nın kontrolüne bırakılacak…
FETÖ tarafına verilen söz de var. Onlara da Türkiye’ye dönmelerine müsaade edilecek ve devletin el koyup milletin yaptığı bütün binalar, mallar, mülkler FETÖ’ye teslim edilecek. KHK ile görevden alınan FETÖ’cü memurlar cezaevinden çıkarılacak, tekrar görevlerine iade edilecek.
İşte böyle olunca hepimizde müthiş bir tedirginlik vardı. Bunlar resmen ve alenen Türkiye Cumhuriyetinin köküne kibrit suyu dökecekler, diye korkuyorduk.
Oyu Türk Milleti verecek ama bunlar Avrupa Birliği ile terör yandaşları ile Amerika'nın Türkiye düşmanları ile iş tutarak iktidara gelmeye çalışıyor, Türk Milletini de saçma sapan vaatlerle kandırabileceklerini sanıyorlar.
Durum bu...
Ayrıca, Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği ülkeleri ile vize birlikteliği sağlanacak, Schengen’e dâhil olacağız ve serbest seyahat başlayacak, diyor ya…
Peki, bu nasıl olacak?
Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu anlattı, Avrupa Birliği ülkeleri mümkün değil Türkiye ile bir anlaşmaya yanaşmıyorlar, bu konuları siyasi pazarlık meselesi olarak görüyorlar ve Kuzey Kıbrıs Rum Kesimi ile Yunanistan’ın Akdeniz’de istediği çizgiye Türkiye gelirse ve Avrupa’nın sığınmacı çöplüğüne Türkiye dönerse ancak bu işlerde bir ilerleme sağlanabilirmiş gibi görünüyor.
Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği ile de bu anlaşmaları yapıyor, tedirgin olmamak mümkün mü?
Doğu ve Güneydoğu elimizden gidecek, bununla da yetinmeyeceğiz Akdeniz ve Ege’de donanmamız seyrüsefer bile yapamayacak hale gelecek, Kıbrıs tamamen Rum’un olacak…
Bunları bir Aziz Türk Milletinin evladının kabul edebilmesinin imkânı var mıdır?
Özellikle bir Atatürkçü böyle bir Sevr’e, Amerikan ve Avrupa Birliği mandacılığına nasıl onay verebilir?
Bir ülkücü nasıl onay verebilir değil mi?
Aziz Türk Milletinin bunlara oy vermeyeceğini bilsek de tedirginliğimizi aşamıyorduk, açıkça yazayım.
Ama CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge isimli programda ünlü anketçi Hakan Bayrakçı son yaptığı anketi açıklayınca, anladık ki haklıyız, Aziz Türk Milleti bunlara prim vermez, vermeyecek de Allah’ın izni ile…
Hakan beyi bilen bilir, yamuk yumuk iş yapmaz, hiçbir zaman kimse beğensin, memnun olsun diye anket düzenlemez, çıplak gerçeklikle hareket eder, ona göre de yaptığı araştırmayı ilan eder.
Şimdide böyle yaptı.
Tabi bu ankete göre anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan büyük bir olasılıkla ilk turda kazanacak.
Fakat şunu anlamamız gerekiyor, hala bile yüzde 1çok kıymetli.
Son bir hafta bandına da girerken ne yapılmalı?
Şunu görebiliyoruz, halk Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a o kadar sahip çıkıyor ki, teşkilatın çalışma yapmasına bile gerek kalmadan millet yoğun bir şekilde konuya odaklanıyor. Bunlar güzel ama teşkilatın da sanırım bu haftayı çok yoğun geçirmesi gerekiyor.
Bakın, çok açık yazıyorum, üniversiteliler, lisellier ile daha yoğun görüşülmedilir, işyerlerinde çalışan gençlerle görüşülmelidir, kafeler, kıraathaneler, sinema salonları, alış veriş merkezleri taranmalıdır, gençlere geleceklerine sahip çıkmaları, sosyal medyanın oyuncağı olmamaları anlatılmalı, anlatılmalı, anlatılmalıdır.
Ben inanıyorum ki netice alınacak, bu gençler bizim evlatlarımız, mayaları sağlam, ülkelerinin geleceğine sahip çıkacaklardır.
Uğur İbrahim Altay Başkanımız, Selman Özboyacı vekilimiz özellikle gençler ile ilgili sosyal medyada ve günlük hayatta yoğun çalışma yapmalıdır.
Özellikle Sayın vekillerimiz Kulu, Cihanbeyli, Yunak ilçelerimizde gecesini gündüzüne katarak, Kürt demenin Aziz Türk Milleti demekle aynı şey olduğunu, bu toprakların gelecek idealleri çerçevesinde çalışan herkesi atalarımız da, devletimiz de, milletimiz de Aziz Türk Milleti olarak gördüğünü, Kürt ile Türk’ün öp öz kardeş olduğunu, teröristlerin ise kalleş olduğunu anlatmalıdır.
Biz Aziz Türk Milleti derken ırki bir unsurdan bahsetmeyiz, İsmet Özel’in Türk kavramı ile bizim kavramımız aynıdır, bu topraklarda yaşayan herkesi Türk Milletinin asil bir mensubu, has bahçenin soylu bir çiçeği olarak görürüz.
İşte bunları anlatmamız gerekiyor.
Gabar anlatılmalıdır.
Terör bitti ne oldu?
Dağlarımızdan petrol fışkırıyor.
Kim kazanacak?
Hepimiz kazanacağız, Türkiye kazanacak, Aziz Türk Milletinin her ferdi kazanacak.
Ülkenin zenginliği hepimizin zenginliği, bakın devletimiz takır takır EYT ödemelerini yapıyor, zengin olmasa nasıl yapacak?
Doğalgazdan para almıyor, zengin olmasa nasıl yapacak?
Son bir hafta daha yoğun çalışma haftası, Hakan Bayrakçı’nın anketi de bunu gösteriyor ve unutmayalım, zafer inananlarındır.