Siyah ve Beyaz Elbiseliler…
Son günlerde hep Kobani’yi konuşur olduk… 1912 yılında Konya-Bağdat demiryolu hattındaki sıradan bir durak olan Kobani, şimdi dünya gündeminde Peki, nedir bu Kobani’nin önemi?
2012 yazında Beşar Esad rejimine bağlı ordunun, Türkiye sınırındaki Rojava (Kuzey Suriye) bölgesinden çekilmesi ile Kobani’nin de aralarında bulunduğu Kürt nüfusunun yaşadığı bölge PKK’nın Suriye kolu olarak nitelenen PYD’nin kontrolüne geçti; Ocak 2014’te ise PYD’nin özerklik ilan etmesinin ardından Türkiye sınır kapısını kapadı…
PYD’nin kurduğu Kanton (bir nevi özerklik) yapılar, Kürt halkı için umut vaat etmesi sebebiyle büyük bir öneme haiz…
IŞİD’in bu bölgeye yaptığı saldırılar ve uluslar arası koalisyon güçlerinin IŞİD’e yaptıkları havadan müdahale giderek hız kazanırken son dönemde yaşanan olaylar bana Hindistan’da ibret verici bir eğitim metodolojisini hatırlatıyor:
Hindistan’da filleri eğitmek için ormanda filin içine düşebileceği büyüklükte bir çukur kazıp üzeri ağaç dallarıyla kapatılıp kamuflaj yapılıyor. Yavru bir fil bu tuzağı fark edemeyip kuyuya düştüğünde fil avcıları yüzlerini de kapatan siyah elbiseler içinde ellerinde sopalarla gelip fili acımasızca dövüyorlar… Hayvan yediği sopalardan ve çukura düşmesi nedeniyle yaşadığı acıdan, korkudan hayatında görmediği bir bunalımı yaşıyor… Sonrasında aynı avcılar o çukurdan çıkıp bir ağaç arkasında siyah elbiselerini çıkarıp baştan aşağı giyindikleri beyaz elbiselerle ellerinde çeşit çeşit meyve sepetleriyle geri geliyorlar… Fili besliyorlar, yaralarına pansuman yapıyorlar ve onu düştüğü çukurdan çıkarıyorlar. Fil bu beyaz giysili kurtarıcılarının ona gösterdiği karşılıksız sevgi ve ilgiden dolayı o kadar minnettar kalır ki o andan itibaren her istediklerini yapar ve sözlerinden çıkmaz… Onların kendisini az önce döven siyah giysili adamlar olabileceği aklına dahi gelmez…
Yapılanları okuyunca ne kadar ilkel olduğunu düşünürüz ama bu yöntemin günümüzde de kullanılabileceğine i pek ihtimal vermeyiz… bu yöntem günümüzde de kullanılıyor lakin bir fili evcilleştirmek için değil, bazı yerlerin sınırlarını yeniden dizayn etmek, bazı yerlere de minnet duygusunu empoze etmek için kullanılıyor…
Son yaşanan olayları analiz ettiğimizde çarpıcı detayları görmemiz mümkün… Örneğin IŞİD’i kuran ve güçlendirenler batılı güçler… IŞİD, ‘’stratejik’’ yerlerde aşırı can yakmaya başlayınca mağdur olan bölgeye ‘’müdahale’’ eden yine batılı güçler...110 Irak askerini ‘’yanlışlıkla’’ vuran koalisyon güçleri… Silah yardım paketini ‘’yanlışlıkla’’ IŞİD’in karargâhına atan da aynı koalisyon güçleri…
Siyah elbiseli IŞİD Kobani’ye saldırırken, Beyaz elbiseli Koalisyon güçleri havadan ‘’müdahale’’ ediyor ve Barzani’ye silah gönderiyorlar… Peki, koalisyon güçlerinin amaçları ne?
Kürt bölgesi topraklarına saldırıların yapılmasını sağlayarak yardıma muhtaç duruma getirmek, müteakiben içinde bulundukları buhrandan kurtararak kendilerinin izinden çıkmayan bir zihniyet yapısının oluşmasını sağlamak…
Kürtlere ‘’sizin gerçek dostunuz Türkler değil biziz’’, ‘’bizim sözümüzden çıkmayın’’ mesajı vermek…
- Gerçek anlamı ise Türk-Kürt kardeşliğinin pekişmesiyle bölgede vuku bulan huzur ve istikrar ortamının son verilmek istenmesi…
- Hem ırak hem de Suriye sınırlarının egemen güçlerin menfaatleri doğrultusunda yeniden tayin edilmesi…
- Çözüm süreciyle birlikte Türkiye’nin prangalarından kurtularak bölgede yükselen bir yıldız olma yolunda hızla ilerlemesinin engellenmesi…
- Kuzey Irak petrolünün Türkiye üzerinden dünya pazarlarına sunulmasına olanak tanıyan 50 yıllık anlaşmanın sekteye uğratılması…
Tarih tekerrürden ibarettir diyerek veda edelim, Selametle…