Ömer İnal
Ömer İnal Seçimler ve Dejavu…

Seçimler ve Dejavu…

Yaklaşan genel seçimlerle birlikte yoğun hesapların yapıldığı bir döneme girmiş bulunuyoruz… Zaten Türkiye’nin kaderidir bu durum, ne zaman bir seçim yapılacak olsa, hemen öncesinde sansasyonel olayların yaşanması artık beklenen bir mesele haline gelmiş vaziyette…

Yaşanılanları hatırlamak için öyle çok geriye gitmeye de gerek yok, 2007 yılında cumhurbaşkanı seçimlerinin hemen öncesinde başlayan olaylar henüz hafızalardaki tazeliğini koruyor… Danıştay’da yapılan silahlı saldırı sonucunda, 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybetmişti.. 19 Ocak 2007 tarihinde ise Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Hrant Dink, silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti... Bu olayın şoku henüz atlatılamamışken Malatya’da Zirve yayınevine yapılan saldırıda Alman uyruklu Tilman Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel işkence edildikten sonra boğazları kesilerek öldürüldüler…

Ankara’da Anafartalar çarşısında bir canlı bomba marifetiyle yapılan saldırıda 9 kişi öldü… Türkiye referandum için uyandığı bir Pazar sabahında Dağlıca baskınında 12 asker şehit oldu…

2013 yılının mayıs ayında Cumhuriyet tarihinin en iyi ekonomik verilerine ulaşılmışken Gezi olaylarının baş göstermesi, ardından 17-25 Aralık operasyonlarının yapılması, birinci aşamada hükümetin alaşağı edilmesini amaçlıyordu, bu elde edilemeyince yaklaşan 30 Mart yerel seçimlerinde zayıflatılmak için ‘’Tape’’ yayınları yapıldı…

Lakin tüm bu yapılanlar; 2007 genel seçimleri, 2009 yerel seçimleri, 2011 genel seçimleri, 2014 yerel seçimleri ve 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerini istedikleri yöndeki sonuçları elde etmeye yetmedi…

Her seçim öncesinde yaşanılan bu tür olaylar artık halkta bağışıklık kazandırmıştı… Büyük ses getirecek diyerek özenle planlanan her türlü nifak oyunlarına karşı, halkımız sağduyusuyla yaklaşıp tepkisini sandıkta verip ferasetini gösteriyordu…

Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinin sathı mahalline girmiş bulunmaktayız… Yukarıda bahsettiğimiz gibi, bu tarihi önemdeki seçimleri etkilemek amacıyla yine karanlık eller işbaşında… İlk olarak tüm Türkiye’nin karanlığa gömüldüğü gün Çağlayan Adliyesinde Savcı Mehmet Selim Kiraz, teröristler tarafından şehit edildi… Malum medya organları bu durumu dahi hükümet aleyhine kullanmak isterken ülkeye devlete zarar vermekten kaçınmadı… Ardından İstanbul Emniyetine silahlı saldırı eylemi… Ve son olarak Ağrı’nın Diyadin ilçesinde askerlerimize ateş açan PKK’lı terörist unsurlar…

Görüldüğü üzere, zaman, mekân değişse de planlar hep aynı… Her seçim öncesinde hükümete olan güvenin zedelenmesi için, millet iradesini etkilemek ve adeta halkı sandıkta hipnotize etmek için ellerinden geleni yapıyorlar… Amaçları zayıf hükümetler, koalisyon dönemleri, her istediklerini kolayca yaptırabilmek ve elde etmek… Seçimlere kadar daha vahim olayların yaşanmaması için Emniyet ve istihbarat birimlerimizin teyakkuzda olması gerekir…

Şimdilere malum medya grupları HDP’yi göklere çıkarma telaşındalar… Daha düne kadar Devlet doğuyu PKK’ya bıraktı diye vaveyla kopartanlar bugün ‘’Devlet PKK’ya niye baskın yaptı’’ deme noktasındalar…

Aslında onların derdi HDP değil, barajı aşsa da aşmasa da onlar seçim sonrası için yaptıkları kehanetlerle yatıp kalkıyorlar… Eğer barajı aşarsa Ak Parti tek başına hükümet kurma sayısına veya en azından tek başına anayasayı değiştirecek bir çoğunluğa ulaşamayacak diye hesap yapıyorlar ya da barajı aşamazsa doğuda yaşanabilecek hadiseleri hesaplıyorlar…

Lakin unuttukları bir şey var ki; siyasette 2+2 her zaman 4 etmez… Daha önceki seçim sonuçlarının açıklandığı akşam ki yaşadıkları hayal kırıklığına bu kez yine uğrayacaklar, çünkü bunlar devamlı aynı yöntemleri uygulayıp farklı sonuç bekliyorlar…

Ne diyelim yenilen pehlivan güreşe doymazmış, Ak Parti yine tek başına iktidar hem de anayasayı değiştirecek bir çoğunlukla…

Selametle…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer İnal Arşivi