Şeb-i Arus Haftasında Alevi Açılımını Yazacağım
Konya Şeker’in reklamında görmüştüm ve hakikaten çok etkilemişti beni, Hz Mevlana, “Âlemden Maksat İnsandır” diyor…
Tek bir cümle ile insanın beynini zonklatan bir deha Hz. Mevlana Celalettin-i Rumi…
Bu ifadeyi Konya Şeker geçen yılki reklam temalarında kullanmıştı, şimdi bu yılda aynı şekilde kullanıyor. Hatta www.konyaseker.com.tr internet adresine girerken sizi Mevlana Celalettin’in (K.S.) bu sözü karşılıyor.
Bu cümleyi günlerce düşünmüşümdür, aman Allah’ım her insan bir âlem, her insan bir devlet, her insan bir dünya, her insan bir evren, her insanın bir yörüngesi var, her insanın bir galaksisi var…
Her insan özel, her insanı incitmek suç, her insanı sevmek erdem, her insanı eksiği ile fazlasıyla kabul etmek bir görev…
Her insanın ayrı bir yaratılış gerçeği var, her insanın ayrı bir kurgusu var, her insan kendine, şahsa özel ve her insanın bütün unsurları kişiye özel…
Bu müthiş yaratılışı anlıyor Mevlana ve müthiş bir derinliğe tekabül ediyor Mevlana ve inanınız bana Konya’da Şeb-i Arus haftasında insanlar Mevlana’ya değil de Ahmet Özhan konserine, Tuğrul İnançer’in tuhaf vaazına geliyor zanneden de daha cahili yok bu dünyada.
Mevlana’nın derinliği insanları sarmalıyor, insana bakışı, İlahi Sırrın en azından insanla olan alanının bir bölümünü, yaratılış sırrının en azından bir bölümünü anlamayı başardığı için ve bunun içinde Rabbimize tam anlamıyla KUL olduğu için, Rabbimiz Mevlana’yı seviyor, insanlar Konya’ya geliyor, insanlar Mevlana’yı seviyor…
Bizim büyük medeniyet nüvemizin merkezini oluşturuyor Hz. Pir…
İşte o medeniyet nüvemizde, biz Mevlana’mızın düğün günlerinde matemi değil sevinci, mutluluğu, bayram yapmayı seçmişken, dünyadaki bütün kardeşlerimizi ve hatta bütün insanları da bu sevincimize ortak etmeye mecbur değil miyiz?
Mecburuz, her Konyalı, her Büyük Türkiye Sevdasına inanan insan, her İslam Medeniyetinin kendisini bir parçası gören Müslüman buna mecburdur.
Ve Mevlana’nın gölgesinde büyüyen ahir zamanda Ahmet Davutoğlu gibi bir münevveri ülkemize başbakan olarak yetiştiren Konya’nın, bugün kardeşlerimizi, Alevileri, Şiileri de kapsamak mecburiyeti vardır.
Bu sene Alevi kardeşliğini önceleyebiliriz. Özellikle Tunceli’ye gidip, Alevi Kardeşlerimizle kucaklaşan Ahmet Davutoğlu’muzun hemşerisi olarak buna mecburuz.
Bunu kimse siyaset olarak görmemelidir, bu büyük Türkiye sevdasının neşvünema bulmasıdır. Bu medeniyet bilincimizin geliştiğini bütün dünyaya ilandır.
Netice itibariyle sevgili Konyalılar, sevgili kardeşlerim, Büyük Türkiye sevdalıları, “Âlemden Maksat İnsandır” diyerek insanı insanlığa anlatabilen Hz. Mevlana’nın şehrinin değerli insanlar, bu sevincimize Alevi Kardeşlerimizi de katmalıyız.
Bugünümüzde Konya’ya Alevi Kardeşlerimizi davet ederek, Konya’nın nasıl insanlığı kapsadığını, onlar mutlu olmadan bizim mutlu olamayacağımızı, bizim bayramımızın onlarında bayramı olduğunu kardeşlerimize anlatabilmeliyiz.
Cahilliğin, bağnazlığın bütün köreltici sihrini üzerimizden atarak, kutsalı ve Hak olanın, ol deyince olduranın kutsal yaratılış gerçeğini anlayarak kardeşlerimizi kapsamalıyız.
Çok değerli Valimiz Muammer Erol bunu Konya Valiliği olarak yapamaz mı?
Önde gelen Alevi Teşkilatları ile bağlantı kurarak, mesela Sivas’tan, mesela Çorum’dan, mesela Manisa’dan, mesela Maraş’tan, mesela Tunceli’den kardeşlerimizi Konya’ya davet ederek, Konya’da bir gün misafir edip, bir Sema Programını beraber izleyerek, kardeşliğimizi bütün dünyaya Konya’dan ilan edemez mi?
Düşünün Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun aştığı yolda Konya nasıl kararlı yürümüş olur, nasıl kararlı bir şekilde dünyaya mesaj vermiş olur?
Bu ülkenin, Ahmet Yesevi’nin ektiği tohumların bir çınar gibi hala dimdik ayakta durduğunu bütün dünyaya ne güzel de göstermiş oluruz.
Bugün içimizde küllenmiş Türk İslam ülküsünü tekrar kor haline getirme günü olmayacaksa, Mevlana’nın bu topraklara saçtığı medeniyet tohumunun hala ürün verdiğini insanlara gösteremeyeceksen söyler misiniz Konyalı olmanın ne önemi olacak?
Bugünler bize zenginlik olmalı, bugünler bize, bizi bile aşan, kutlu sevdaların muştusu olmalı.
Yoksa Ahmet Özhan konseri ile geçen bir haftanın, ne medeniyetimize, ne Konya’mıza, ne insanlığı bir faydası olmaz.
İnsanları Konya’ya Ahmet Özhan Konseri dinlemek için değil, Mevlana’nın ektiği medeniyet tohumunun güllerinden koklasınlar diye davet ediyoruz. Bu bilinci muhafaza ederek, işte Alevi Kardeşlerimizi de Konya’ya davet etmeliyiz, Konya’da ağırlamalıyız, Konya’dan dünyaya ahir zamanın en güçlü medeniyet merkezlerinden, kültürel merkezlerinden birisinin Anadolu olacağını göstermeliyiz.
Mesele bu olmalı, bu olduğu zaman güzel olur.
Bunun dışındaki kıylükaldir.
Tamam, anladık Ahmet Özhan konserinden Şeb-i Arus-u kurtarabilecek bir vizyonda değiliz Konya olarak, adamlar gelecekler, Pir’in düğün gecesinde hepimizi Tuğrul İnançer, Ahmet Özhan vasıtasıyla küçümseyecekler, paralarını alıp gidecekler…
Bu mu? Mevlana bu olabilir mi?
Ey Konyalılar biz büyük bir Medeniyetin has bahçesinin mensuplarıyız.
Bizim Tuğrul İnançer’in didaktik söylevine, Ahmet Özhan’ın kilise müziğini andırır konserine de bakışımız, Mevlana’mızın hoşgörüsü ile hüzünlü bir gülümseme olabilir.
Ama biz Mevlana’nın ektiği medeniyet tohumlarının insanlığı Konya’ya çekmeye devam edeceğini biliyoruz ve bunun için de bütün dünyayı işte bu gül bahçesine davet etmeliyiz.
Ve öncelikle de Alevi kardeşlerimizi…
Cahilliğin ve bağnazlığın bizi yönetemeyeceğini gösterelim şu insanlara…
Mevlana’nın bunu bizden istemeye hakkı var.