Savunma Stratejimiz Ve Pençe Harekatı
Geçen hafta kaynasın kazanlar başlıklı yazımızda ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyanın ve dolayısı ile tüm dünyadaki güç dengelerinin merkezi olan bu bölge de kazanların kaynamaya başladığını ve gerilimin hat safhaya ulaştığı bir dönemde olduğunu yazmıştık. Yıllardır dost ve müttefik diye yutturulan ABD’nin ve bize kalkan olduğuna inandığımız NATO’nun oyun ve dayatmalarından sonra ve özellikle Kıbrıs barış harekatından sonra silah sanayimizi millileştirmek için çabalayan Türkiye uzun yıllardan sonra yerli silah oranını yüzde altmışlara getirmeyi başarsa da özellikle hava savunma sistemleri konusun da korunmasız olduğunu bilerek ve bu yönde savunmasını güçlendirmek için büyük çaba sarf etmeye başladı ve en son Rusya ile S-400 konusunda anlaşmaya vardı ve bu alım anlaşması özellikle Amerika’nın tepki göstermesine sebep oldu söz konusu S-400 hava savunma sisteminin bu yılın ekim ayında hazır olacağı ve kurulacağı yönünde olması hasebiyle Amerika Türkiye’yi S-400 alımından vazgeçirmek için her türlü hile tehdit ve şantajlarını kullansa da Türkiye bunu almakta kararlı görünmektedir. Bir yandan milli balistik füze geliştirerek bunu kendi envanterine katmak istemektedir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi içinde bulunduğumuz bölge de kazanların kaynaması ve Irak ve Suriye’nin kuzeyinde bir sözde devletçik kurulma girişimleri bizi doğrudan içinde bulunacağımız bir bekaa meselesi olması hasebiyle Türkiye hemen yanı başında meydana gelen olaylara asla sessiz kalamayacağını defalarca gösterse de bir oldu bitti ile karşı karşıya kalmamak için yine geçtiğimiz günler de Irak’ın kuzeyinde ve kandil ile Türkiye arasında buluna Hakurk bölgesine bir operasyon başlatarak teröristlere göz açtırmayacağını göstermiştir. Türkiye Pençe operasyonu ile çatışma bölgesini yine sınırlarımızın dışına taşıyarak güvenliğimizi tehdit edecek unsurları daha geri plana itmeyi amaçlamıştır. Diğer taraftan terör örgütü PKK kırk yıldır ülkemiz üzerinde ki emellerine hiç yaklaşamadı diye düşünenlere Amerika’nın PKK’nın Suriye kolu YPG ye her gün artarak verdiği yirmi bin tır dolusu silahlar orada müze olarak sergilensin diye verilmediğini bilmesi gerekir diye düşünüyorum. S-400 hava savunma sistemlerinin ülkemizin güneyine kurulması halinde biz belli bir alanda Suriye ve Irak hava sahalarında kontrolü elimiz alabilir ve Amerika’nın bize karşı fütursuzca silah verdiği PKK’nın arkasında durmasının önüne geçebiliriz. Pençe operasyonu sadece PKK’ya karşı yapılmış bir operasyondan daha çok özellikle PYD ve PKK’nın birleşme stratejine yapılmış bir operasyon olarak bakmak gerekir. Daha önce de yazdığımız gibi bu bölge de kazanlar kaynamaya başladı ve biz Türkiye olarak bir oldu bitti ile karşı karşıya kalmamak için bu operasyonları devam ettirmemiz gerekir. S- 400 meselesi ile bizi her alanda köşeye sıkıştırmaya çalışan Amerika’nın asıl gayesi kendi iç meseleleri ile boğuşan bir Türkiye’nin hemen burnunun dibin de türeyecek bir devletçiğe tepki gösteremeyeceğini düşünerek kendi çıkarlarını düşünmesidir. Yeri gelmişken belirtelim bu bölge Amerika ve İsrail için neden önemli çünkü Tevrat’ta vaad edilmiş topraklar olarak gözüken bölge burasıdır. İsrail’in kendini güven de hissedeceği durum da buranın bir kukla devlet ile yönetilmesi ve bunun sayesinde İsrail’in güvenliğinin sağlama alınmasıdır. Daha önceki icra edilen Fırat kalkanı ve zeytin dalı harekatlarından sonra tüm dünyanın merakla beklediği Fırat’ın doğusuna yapılacak bir operasyon öncesinde Irak’ın kuzeyine yapılan Pençe operasyonu bir ön operasyon olarak ordumuzu sahada daha güçlü konuma getirecek bir operasyondur diğer taraftan İran ve Amerika arasında çıkması muhtemel bir sıcak çatışmanın Irak merkezli olacağını unutmamak gerekir. Pençe operasyonu hangi açıdan bakarsak bakalım Türkiye’yi sahada daha güçlü konumda olmasını sağlayan bir operasyondur. Diğer taraftan Pençe operasyonunda ilk kez kullanılan ilk milli balistik füzemiz olan Bora füzesini deneme fırsatı bularak dünyaya balistik füze alanın da var olabileceğimizi gösterdik.
Saygılarımla