Murat Güçlü
Murat Güçlü ŞAH FIRAT

ŞAH FIRAT

Türkiye bu haftaya Suriye topraklarında bulunan Süleyman Şah Saygı Karakolu’nda bulunan emanetlerin ve görevli askerlerimizin taşınması hadisesi ile girdi. Süleyman Şah türbesinin bulunduğu karakol uluslar arası hukuk manasında Türkiye toprağı olarak kabul edilmektedir. Türk askeri tarafından korunmakta ve gönderde Türk bayrağı dalgalanmaktadır. Sembolik değeri mühim olan bir yerdir. Benim nazarımda en büyük değeri oraların bizim topraklarımız olduğunu sembolize etmesidir.

Gelelim operasyon hakkındaki görüşlere. Türkiye yine kutuplaşmasının bir göstergesi olarak ikiye ayrılmış durumda. Bir tarafta operasyondan son derece memnun olanlar, diğer tarafta operasyonu yerin dibine sokanlar. Övenler hem operasyonun yapılma amacını hem de yapılış biçimini överken karşıtlar olayı büyük bir başarısızlık olarak görmekteler. Bir tarafın büyük bir kahramanlık olarak gördüğü olayı karşı taraf vatana ihanet olarak algılıyor.

Her zaman bu köşede de ifade ettiğim üzere bu ülke bu kadar keskin bir kamplaşmayı kaldıramaz. Tabi ki hükümeti ve yapılanları eleştirenler olacaktır hatta olmalıdır. Tabi ki hükümetler ve yöneticiler hata yapacaklardır. Ancak ülkenin her olayda birbirine tamamen zıt şekilde düşman kamplara bölünmesi hayırlı bir gidiş değildir.

İsmet İnönü muhalefetin dış politikası olamayacağını beyan etmiştir. Bunun sebebi muhalefette olanların ellerinde yabancı devletlerle yapılan anlaşmalara dair bilgiler olmaması, istihbarat raporlarının bulunmaması ve benzeri hususlardır. Bugün de bu operasyonu kritik ederken bunları hesap etmemiz gerekir. İnsanımızın ülkesinin idarecilerine güvenmesi gerekir. Duygularımızla hareket etmeden önce konu hakkında bilgi sahibi olup olmadığımızı düşünmeliyiz ve mantıklı olarak karar vermeliyiz. Devlet yönetimi de böyle olmak zorundadır. Eleştirenlerin ve övenlerin hiçbirinin elinde istihbarat raporları yok, devletin stratejisi hakkında bilgi sahibi değiliz. Yabancı ülkelerin neler yaptığını bilmiyoruz. IŞİD, PYD ve benzerlerinin faaliyetlerinden haberimiz yok. Bunlar bilmeden neyi nasıl eleştireceğiz. Hükümet üyeleri yahut üst düzey istihbarat ve asker bürokratlarımız Türkiye Cumhuriyeti toprağı olan bir yerden durduk yere çıkmak ister mi? Demek ki eldeki veriler o bölgenin boşaltılması ve emanetlerin taşınmasının daha uygun olduğunu göstermektedir ki bu operasyon yapılmıştır. Vatandaş olarak biraz ülke yönetimimize güvenmemiz gerekir.

O bölgeye yapılacak bir IŞİD veya PYD yahut daha kötüsü bu örgüt militanları görünümünde yabancı istihbarat birimlerinin bir saldırısı olması halinde ve bunun neticesinde askerlerimizin şehit edilmesi, bir kısmının esir alınması ve hunharca katledilmesi, Süleyman Şah türbesinin yıkılması ve şanlı bayrağımızın yerlerde sürünmesi ve benzeri bir manzara karşısında Türkiye ne yapacaktı? Karşınızda bir devlet yok, bir merkezi otorite yok. Kime savaş açacaksınız, kiminle savaşacaksınız. Bunun ülkeye yansımaları nasıl olacak? Ülkemi yönetenlerin bu hesapları yaparak en doğru yolun bu olduğuna karar verdiklerini düşünüyorum. Operasyon kararın doğruluğu yanlışlığından vareste olarak operasyonun yapılış biçiminin de son derece başarılı olduğunu düşünüyorum.

Uğur Mumcu’ya atfedilen bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunması ülke insanımızın hastalıklarındandır. Bundan kurtulduğumuzda daha güzel bir Türkiye’de yaşayacağız.

Ege Üniversitesinde PKK militanlarınca katledilen Fırat Çakıroğlu’na da Allah’tan rahmet diliyorum. Bunun bir provokasyon olduğu açık ama ateş düştüğü yeri yakmakta. Merhumun acılı ailesine sabrı cemil niyaz ediyorum. Olayı karşıt görüşlü öğrenciler arasındaki bir kavga olarak sunan ve basitleştirmeye çalışan medyayı da kınıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Güçlü Arşivi