Ruhsal bir dönüşüm de şart…
Hz. Mevlana'nın 746'ncı Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri', "Vefa Vakti" temalı yürüyüşle Cumartesi günü başladı. Törenin açılış etkinliklerine, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile birlikte çok sayıda davetli katıldı.
Özellikle Cumartesi günü Konya çok kalabalıktı. Birçok ilden gelen tur otobüsleri otoparkları doldurmuş vaziyetteydi. Havanın soğuk olmasına rağmen, insanlar bu sene de törenlere oldukça yoğun bir ilgi gösterecekler gibi. Şimdiden şehrimiz adına kazasız, belasız, bereketli bir süreç olmasını temenni ediyorum.
Şeb-i Arus törenleri başlamadan önce, MÜSİAD tarafından Selçuklu Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Şehirlerin Kimliği, Kimliğin Geleceğe Taşınması ve Kültürel Etkileri" konulu panelde konuştu Bakan Kurum.
Bakan Kurum burada şehirciliğin tarifini yaptı. Şehirciliğin, mekanların düzenli sağlıklı ve kimlikli bir yaşam haline getirilmesi olduğunu söyledi.
Başta Avrupa olmak üzere birçok gelişmiş ülkede önemli dini ve tarihi yapıların yer aldığı kent merkezlerin özel bir duyarlılıkla korunmuş, ortaya çıkarılmış vaziyette olduğunu görüyoruz.
Baktığımız zaman Konya'nın kent merkezi de Mevlana ve Alaaddin civarıdır...
Malumunuz, Bakanlık ve Büyükşehir Belediyesi’nin ortak çalışmasıyla, Mevlana Çarşısı, Altın Çarşı ve Mevlana’nın arka taraflarında tarihi bir dönüşüm süreci yaşanacak.
Bakan Kurum’un ‘Şehir tarifi’, Konya’nın tarihi siluetinin ortaya çıkarılması açısından da çok değerli.
Mevlana bölgesinde başlayacak olan dönüşümün titizlikle özel olarak bu açıdan ele alınması, kaybettiğimiz kentsel, mekansal ve dokusal niteliklerin tamamını yeniden kazanacağımız şekilde kararlar üretilmelidir.
Bu bölgede yapılacak çalışmalar o kadar önemli ki; belki yüzyıllar boyunca Konya’nın kimliğinde belirleyici olacağı açıktır.
Önümüzdeki günlerde başlayacak olan dönüşüm çalışmalarıyla, tarihi kent dokusu referans alınmalıdır. Tarihi bölgenin dokusuna, kimliğine, eski izlerine uygun ve o dokuyu yaşatacak, canlandıracak bir yenileme ve yeniden canlandırma projesi hedeflenmelidir.
Ne yazık ki Alaaddin Tepesi’nde yaşadığımız restorasyon faciası şehrimizin kalbinde bir hançer gibi duruyor. Aynı hatalara burada düşülmemesi gerekiyor. Özellikle özentili ve moda-trend mimari biçim ve tasarımlardan daha çok, yerel mimari değerlerin farkında vararak, tarihi derinliği olan tasarımlara ve şehircilik faaliyetlerine yer verilmelidir.
Konya’nın turizm açısından bence en büyük eksikliği de konaklamalı turist ağırlayamamasıdır. Mevlana’yı ziyaret etmeye gelen turistlerin bölgede konaklayacağı oteller elbette var ama çeşitlilik çok fazla değil. Ne yapıp edip turistleri Konya’da uyumaya ikna etmeliyiz… Ek olarak da bölgedeki güvenlik problemi gözden kaçırılmamalıdır. Gece saatlerinde o bölgede neler yaşandığınız herkes az çok biliyor. Güvenlik problemi ivedilikle çözülmelidir.
Bölgede, ticaretin kalitesi ve ticari mekanların niteliği arttırılmalıdır. Fahiş fiyatlar uygulayan bazı restoranları daha önce köşemde yazmıştım. Fırsatçılığa asla yer verilmemelidir.
Özet olarak, bölgeye sadece mimari bir dönüşüm değil, ruhsal bir dönüşüm de şart. Bu açıdan bakınca, Murat Kurum’un ‘Şehir tarifi’ çok umut verici.