Ramazan yemek yeme ayı değil..
Yeni bir Ramazan’a daha ulaştık. 11 ayın sultanı, bolluk, huzur ve saadet ayı olan Ramazan, her yıl müminlere kendilerini yenileme, bunalımları atma, huzura ve mutluluğa kavuşma fırsatı veriyor. Her sağlıklı ve ergin Müslümanın, bu ayı oruç tutarak geçirmesi gerekir. Kur'an nazil olmaya başladığı orucun farz kılındığı bu ay, on bir ayın sultanı ve ayların en faziletlisidir. Yine Kur'an'ın indirilmeye başlandığı bu ay içinde Kur'an-ı Kerim'deki ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan "Kadir Gecesi" vardır.
Ama bazı Müslümanlar Ramazan ayını yemek yeme ayı olarak karıştırıyor.. İnsanlar, bir yılda yemediklerini her şey aklına geliyor. Yemeden öte daha çok ramazan ayında sofralarında israf ediyor.
İftar ve sahurda ölçü kaçırılıyor..
İftarda alabildiğine yiyoruz, sahurda da aynı şekilde. Uzmanlar, fazla yemenin zararlarından bahsediyor. Gerek iftarda gerekse de sahurda tıka basa yemenin menfi bir davranış olduğuna dikkat çekiyorlar..
Oruç tutmanın insan sağlığına büyük faydasının olduğu uzmanlar tarafından açıklanıyor..
Ama etrafımızda bu güzel ayın kıymetini bilmeyenler var. Tutmayanı anlarım ama insanda biraz saygı olur. Müslüman olmayanların bile hatırladığı bu günlerde sözde Müslümanlar onlardan daha duyarsız olmuşlar.. Tutanlarında aklı ne yesem de.. Bu ay yemek yeme ayı değil. İsraf etme ayı hiç değil… Bu ay nefsi arındırma ayıdır. Yoksulun halinde açın hainden anlama ayıdır.. nedense hep iftar menüleri ön planda.. Tabi bunu fırsata çevirenlerde var. Normalde 10 liraya yediğiniz bir yemek Ramazan’da yanına bir hurma bir zeytin olmuş sana 30 lira... Arz talep meselesi mi yoksa halk mı bunu istiyor bilemem ama birilerinin bunu fırsata dönüştürdüğü ortada...
Nurettin Yıldız Hocada bunu çok güzel açıklamış.. “Hiçbir yiyecek oruçla alakalı değildir. Oruca sevap katan bir yiyecek olamaz. Hurmanın değeri, bir iki hurma ile oruç tutup cihat eden ashabı hatırlatmasındandır. Oruç olarak eda edilmemiş bir ibadeti hurma veya filan tatlı ihya edemez. Ramazan ve yiyecek bir araya geldikçe biz Ramazan’dan uzaklaşıyoruz demektir. Bu bir tuzaktır..