Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Peki n’olcak şimdi?

Peki n’olcak şimdi?

Mesela en başta bitti mi şimdi her şey?

Vaz mu geçti artık mücadelesinden? ‘Tamam pes ediyorum. Yanlış yapmışım mı dedi?’ Yoksa yeni planlar için bilenmeye mi başladı?

Bundan sonraki aşama ne?

‘Kötü, Daha Kötü ve En Kötü’ üç ayrı plandan Kötü olan darbe ise Daha Kötü ve en kötü olanlar ne? İç savaş mı? Ülkenin işgali mi? Kötülerin en kötüsü ne peki?   

e-muhtıra, parti kapatma davası, gezi, 17-25 Aralık, terör, darbe girişimi…

Her geçen yıl eylem şiddetini katlayarak önümüze çıkan Örgüt önümüzdeki dönemde ne deneyecek?

Pe ki deneyeceği şey için biz ne kadar hazırlıklıyız? 

Biri bir şey söylese artık!

… 

Sulandırmayın mücadeleyi…

Hey sen yarım akıllı 14 sene önce bunu yazmıştın…

Hey sen pilav üstü paralel, 15 temmuz gecesi saat 24’den önce neredeydin ha! Çıkmışmıydın sokağa…

Hey sen az mücadeleci, kurumunda niye atılan sayısı bu kadar az! Yoksa sen de mi onlardansın?

Peki ya sen yarım porsiyon vatansever! Bunlara verdiğin himmetleri unuttuk sanma?

Sen bir az paralelsin! Bir dolarlık hain!

Bir savaşta önce cephe gerisine kaçanların vurulması gerektiği gibi, öncelikle bu işi sulandıranlardan arındırılmalı mücadele…

Gazeteci olmaktansa, Savcı olmayı isterdim bu dönemde… Sürece çok daha fazla katkım olurdu diye düşünüyorum… Geri dönmeyeceğim bu konuda ısrar etmeyin… Anlayan anladı… Güneydoğu’da teröre karşı önemli bir mücadele var sonuçta!

Bugüne kadar üç kere Fethullah Hoca demişliğim vardır belki ama bugünden sonra onu da demeyeceğim. Çünkü; Neredeyse adamlarının tamamı tutuklanmış, yurtdışına kaçmış ya da en azından görevden alınmış olmasına rağmen hala geri dönmemekte ve hükümetle pazarlık etmemek te ısrar eden birine hoca diyemem…

Böyle bir durumda yapılacak ilk şey adamlarınızı hapishane parmaklıklarının arkasına göndermek değil, pazarlık yapmaktır… Malum içerdekiler memur kökenli olduğu için pazarlık yapmayı bilmezler…

Bir de akıl sağlığından şüphe ediyorum artık. Yaz günü koyu yeşil giyilir mi? Bir de yabancı basına demeç verirken sürekli kapıyı ‘aralık’ bırakmasın. Dizlerini üşütür…

… 

Darbe arası- Mezuniyet Balosu

9 Eylül İlahiyat Fakültesinin skandal mezuniyet töreni için Dekanlık tarafından bir ‘Mazeret’ açıklaması yapılmış…

Hani şu kızlı erkekli, danslı oyunlu, vur patlasın çal oynasın! gibi bir  tören… Haberi olmayanlar internet arama motorlarından arayıp bulmasın ama sakın… Canı sıkılır…

Mazeret yazısında ise genel ifadelerle şöyle denilmiş; Bla, bla, bla…

Bu Memlekette neden hiç kimse ‘Ya bizim çocuklar bir hata etmiş, yanlış bir karar ve yanlış bir uygulama yapmış, bu karar ve uygulamanın ne İslam’la, ne örfle, nede adetlerle bir alakası var. Bir de bunu yapan koskoca ‘İlahiyat Fakültesi’ olunca skandalın boyutu büyüyor. Yanlış yaptık. Herkesten özür dileriz. Bundan sonra bu tip hataları tekrarlamamak için elimizden geleni yapacağız…” gibi bir açıklama yapma cesareti niye gösteremez anlayabilmiş değilim…

Hep mazeret… 

Darbe girişimi onları kurtardı aslında…

Söylenecekler, başka bir sömestrde artık…  

Bir ricam da internet haberciliği ile uğraşanlara… Hani sonu ‘bakın kim çıktı’ cümlesiyle biten haberler için. ‘Fetönün kasası bakın kim çıktı?” “Bilmem kimin sağ kolu bakın kim çıktı” “Suikastı yapan bakın kim çıktı?” diye attıkları başlıklar… Herkesi korkutuyor bence o başlıklar. Sordukları şahıs üst komşumuz muş da haberimiz yokmuş gibi…

Yada yakından tanıdığımız biriymiş te hep birlikte felaketin eşiğinden dönmüşüz gibi…

“Bakın kim çıktı diyor” bakıyorum, tanımıyorum…  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi