Oy Kullanma Sorumluluğu
Seçimlerde oy kullanmanın vatandaşlık görevi olduğu, özellikle seçim dönemlerinde en çok kullanılan cümlelerden biridir… Esas itibariyle bu doğrudur, vatandaşlık görevi olmasının yanında demokrasinin bir gereğidir, ayrıca vicdani bir sorumluluktur…
Devlet, bu milletin iktidara bir emanetidir ve bu emaneti ehil kişilere teslim etmek, vatandaşın oy kullanma sorumluluğundadır, zira kullandığı oy ile devleti yönetecek siyasi irade belirlenmiş olur.. Vatandaşın bu sorumluluktan kaçınması onu tarafsız yapmaz, tam aksine vebal sahibi yapar…
Seçimlere giren tüm partiler, milletin emanetine talip olduğunu ilan etmişlerdir… Seçim sathı mailine girildiğinde siyasi partiler, vaatlerde bulunarak bu emanetin kendisine verilmesi için halkın desteğini ister… Vatandaş kendi kriterlerince belirlediği partiye oy vererek, onun Meclis’e veya iktidara taşır…
İşte tam bu noktada vatandaşın oy kullanmadaki sorumluluğu başlar… Öncelikle Emanetin ehil kimselere verilmesi için titiz bir şekilde bu göreve talip olanları incelemesi gerekir, bu göreve layık olmayanları eleyip, vatana millete hizmet edecek partinin iktidara gelmesi için oy kullanmalıdır… Oy kullanmaktan kaçmak bir tercih değildir, çünkü vatandaş seçimlerde çekimser kalamaz, çekimser kalmak hem bu ülkenin, hem de kendi geleceğine etki edecek siyasi iradeye kayıtsız kalmak, yaşanabilecek olumsuzluklara zemin hazırlamak anlamına gelmektedir…
Vatandaşın seçimlerdeki oy kullanma sorumluluğunun öneminin daha iyi anlaşılması için bir örnekle açıklamakta fayda var… Diyelim ki seçimlere A ve B olmak üzere iki parti girdi, siz bir oydan ne olacak diyerek oy kullanmaya gitmediniz… Sandıklar açıldığında azınlıkların partisi olan B partisinin, çoğunluğun partisi olan A partisinin 1 oy farkla önüne geçtiğini ve hükümeti kurmaya hak kazandığını öğrendiniz… Bu parti Ekonomiyi iyi yönetemedi ve çoğunluk olan halka karşı zalimce davranarak, insanlara zulüm etti…
Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken, siz vermediğiniz o bir oyla, bu yaşanılanlara sebep olduğunuzu düşünüp vicdan azabı duyar mıydınız? Yukarıda verilen örnek, olayın mahiyetinin daha iyi anlaşılması için 1 oy farkla verildi, belki 1000 oyla ya da 100 bin oyla bu durum yaşanabilir, işte bu durumda oy vermeyen o 100 bin kişi o sorumluluğun sahibi değil midir? Emanetin ehline verilmeyişinin sorumluluğu yanında, yapılabilecek zulümlerin hayat bulmasına dolaylı da olsa, sağladığı katkıdan dolayı en azından vicdani bir rahatsızlık söz konusu olacaktır…
Mütedeyyin kesimde bazı grupların, seçimlerde oy vermeyi ret eden tavırlar içinde olduğu bilinen bir gerçek… Bu şekilde düşünenlere göre, oy vermeyerek siyasete ve fitneye ortak olmadıklarını iddia ediyorlar… Peki, sizin vermediğiniz oylar sayesinde, iktidara din düşmanı bir parti gelirse ve sizi ibadetlerinizi yapmaktan alıkoyarsa, bunun sorumlusu kimdir?
Bir Hadisi Şerifte; ‘’üç kişi yola çıktığında içlerinden birini emir seçsinler’’ buyrulmuştur… Bir yolculuk esnasında ve 3 kişi arasında dahi olsa bir emir yani başkan seçilmesini tavsiye eden bir dine inananların seçimlerde oy kullanmaya gitmemesi pek anlaşılır durum değildir… Ayrıca diyelim ki, sizin görüşünüze göre hiç iyi parti yok, o zaman ‘’ehvenüşşer’’ penceresinden bakmak suretiyle en ehven olanı tercih ederek, fitneye fesada fırsat vermemek gerekmez mi?
Özetlemek gerekirse, oy vermek bir vatandaşlık görevi olduğu gibi ayrıca büyük bir sorumluluktur, kimi desteklediğimizi çok iyi bilmemiz gerekir… Seçimlerde en hayırlı şekilde oy kullanma duasıyla,
Selametle…
Günün Hadis-i Şerif’i:
Hayra vesile olan, Hayrı yapan gibidir. ( Tirmizi, ilm,14)