Oturduğu dam sekisi, çığırdığı İstanbul türküsü….
Dün sabah KOMÜT Başkanı Şaban Topal’ı ziyaret ettim. Ekonomiden siyasete kadar bir çok konuda sohbet ettik.
İnşaat sektöründeki sıkıntılarla ilgili geniş bir perspektiften değerlendirmelerde bulundu Şaban Topal.
Ekonomimizin lokomotifi inşaat sektörü hayli sıkıntılı bir süreçten geçiyor.
Bakanlığın yaptığı vergi indirimi de derman olmamış sektöre; asıl indirimin demir, kum, çimento gibi ürünlere yansıtılması gerekiyor diyor Şaban abi.
Fakat her şeyi devletten beklememek lazım tabi.
KOMÜT, bu sıkıntılı süreci atlatmak adına önemli adımlar atmaya hazırlanıyor. Yazımın sonunda bu adımlardan bahsedeceğim.
İnşaat sektöründeki bu daralmanın bir çok sebebi var tabi.
Eskiden ev almak için müteahhitlerin yanına gittiğinizde fiyatı onlar belirliyordu. İçinde bulunduğumuz ekonomik şartlarda ise, fiyatı belirleyen vatandaş oldu.
Yani ‘müteahhit ne keserse, alıcı onu yer’ devri bitti artık.
Hele ki bu faizlerle, kredi çekip ev almak da zaten akıl işi değil.
Gayrimenkul sektörünü oluşturan üçgen, lüks (yatırım), tercih ve ihtiyaçlardan oluşuyor.
Türkiye’de de çok yakın bir zamana kadar konut almak başlı başına bir yatırım tercihiydi. Alıcıya seçenek değil rant sunulmaktaydı, alıcı da birçok kriteri değerlendirmeden tercih ediyordu.
Bugün ise tercih, mevduat faiz oranlarına yatırıma döndü. Tabi faize haram gözüyle bakmayanlar için…
Eskiden konunun özü barınmaktı. Türkiye’de gayrimenkul bu anlamda ihtiyaç olmaktan çıktı, life style ürünü haline geldi. Yaşam tarzı yerine ‘life style’ dememin amacı bir tanımsızlık aslında.
Toplum olarak yaşam biçimimiz biraz farklılıklar gösterse de nihayetinde birbirine yakın bir kültürün unsurlarıyız. Yani Amerikan mutfak tercihi, ev kokar kaygısıyla çoğu anne tarafından reddedilir bizde.
Tabi bu tercihlere de saygı duymakla birlikte, ‘Oturduğu dam sekisi, çığırdığı İstanbul türküsü’ anlayışıyla mesafeli yaklaşıyorum.
İşte tüm bu anlayışlar neticesinde; ‘gayesi barınmak’ olanlarla, ‘sekide İstanbul türküsü çığırmak’ olanlar aynı kefeye koyuldu ve ‘life style’ evler, 4 duvar 1 dam evlerin fiyatını artırdı.
Kaliteli inşaat yapmak elbette mümkün. Önemli olan doğru konsepti, projeyi geliştirmek. Hedef kitlenin ihtiyaçlarını, beklentilerini, hayallerini bilmek.
Yine arsa kıtlığı da bu sıkıntının başlıca sebeplerinden…
Arsaların bu kadar kıymetleneceğini bilseydim ah keşke 10 yıl önce. Karatay’da, Şefikcan’da 5-10 tane müstakil ev alıp yatardım kulağımın üstüne, bugünü beklerdim.
Şefikcan’da 300 metre bir arsaya 6 daire veriyor bazı müteahhitler. Ortalama 3 milyon lira ediyor.
Yani metrekaresi 10 bin TL…
İstanbul’da bile çoğu ilçede bu kadar kıymetli metrekare yoktur.
Konya’da en kral arsanın bile ederi yüzde 25 diyor Şaban abi.
Şaban abi bu konuların hepsine vakıf durumda. Zaten bu konuda da çalışmalar yürütüyor KOMÜT.
Yakında Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Konya’ya gelecekmiş. Özellikle arsa sorunu, ürünlerdeki fahiş fiyatlar konusunda bir çalıştay düzenleyeceklermiş Konya’da. 50’den fazla ilden inşaatçı katılacak bu çalıştaya.
Bakan Kurum olaya müdahil olmuş. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da geçen hafta vurguladığı gibi, yatay mimari üzerinde bir çalışma yürütülecek Konya’da. 3 katlı eski Konya evlerinin yaygınlaştırılması için çalışmalar başlamış bile.
KOMÜT, yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik de bir çalışma yürütüyor. Tapusu hazır evleri, yurtdışında yaşayanlara satmak için yakında özellikle Avrupa’da çalışma yürütecek KOMÜT.