Nuri Paşa’nın o idealini Konya başaracak!
2002 yılında 130 milyon dolarlık ihracat rakamlarında bulunan Konya, şimdi 1.8 milyar dolarlık ihracat rakamlarını geride bırakmış durumda. Konya, ihracatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak yine parmak ısırttı.
İhracat rakamları arasında benim dikkatimi en fazla cezbeden alan savunma sanayisi oldu.
Konya’nın savunma sanayiindeki ihracatında yaşanan artış yüzde 30 seviyelerini geçmiş durumda.
Konya, özellikle yılın son düzlüğünde elde ettiği bazı fırsatlarla 2019 yılında da savunma alanına damga vuracağa benziyor.
Geçenlerde, Ak Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız’la bir röportaj yapmış ve Konya’nın savunma sanayisinde geldiği noktayı okurlarımıza duyurmuştuk.
Savunma Bakanlığı’nın tedarikçi listesine giren Konya’nın ‘Altın 11’ine de oldukça geniş bir parantez açmıştık.
Aldığımız bu müjdeli haber, Konya’nın savunma sanayiindeki yüzde 30’luk ihracat artışını, 2019 yılında çok daha büyük seviyelere getirecektir.
Üstelik, ASELSAN ve Konya Silah Sanayii A.Ş’nin 2019’da üretime başlayacağını düşünürsek, Konya savunma sanayiinde bu yıl da yüz güldürecek diyebiliriz.
Konya, savunma sanayiinde en fazla ihracat yapan 5. İl konumunda. Ankara, İstanbul, İzmir ve Eskişehir’den sonra geliyoruz sıralamada şimdilik.
Konya’nın savunma sanayiindeki bir kritik görevi de; üretilen silah ve mühimmatların test edildiği yer konumunda bulunması. Karapınar’daki HABRAS’ta denenen bir ton ağırlığında MK-84 genel maksat bombası saatte bin 850 kilometre hızla 1 metrelik duvarı delip geçmişti…
TÜBİTAK bu konuda Konya’ya önemli yatırımlar yapıyor.
Yani silahı sadece üretmek yetmiyor, test etmek de başlı başlına bir yetenek ve yatırım istiyor.
Konya coğrafyasının verdiği avantajı çok iyi kullanabilir. Bu testler için arazi uygun. Güvenlik için yapı uygun, çünkü hem deprem bölgesi değil hem de dış saldırılara maruz kalma ihtimali yok. Üretim için uygun, çünkü sanayi kolları çok geniş. Pazarlama ve lojistik için uygun, çünkü ulaşım ve nakliye konusunda en rahat şehirlerden biri.
Kısacası Konya, Nuri Paşa (Killigil) ideallerini yeniden gerçekleştirmeye aday.
Azerileri Ermeni katliamlarından kurtarıp Bakü’yü hürriyetine kavuşturan ve Azerilerce hala “Milli Kahraman” olarak anılan Nuri Paşa, Milli Mücadele yıllarında, Ankara, Konya, Erzurum ve daha bir çok vilayette silah atölyeleri kurmuştu.
Milli ruh uyanmış ve “Anadolu seferberliği” ile Milli Mücadele’nin çetin şartlarında cepheye silah ve mühimmat yetiştirmek amaçlanmıştı…
Millet silah atölyelerinde görev başına geçmiş, gece gündüz çalışmış ve “30 Ağustos” Zafer muştusu dalgalanmıştı.
1948’e gelindiğinde ise İsrail devleti kurulmuş, (Mısır-Suriye-Lübnan-Ürdün-Irak) İsrail’e karşı savaş ilan etmişti…
İsrail devletini hemen tanıyan BM ise, İsrail’e karşı savaş ilan eden bu devletlere karşı silah ambargosu başlatmıştı...
İşte Nuri Paşa’nın tarihi rolü burada devreye girmiş ve o hazin hikaye başlamıştı...
Rahmetli Nuri Paşa, fitnenin tohumlarının yer yüzüne serpildiği o günlerde; İsrail’e karşı savaş ilan eden bu devletlere hemen silah ihraç etmek için çalışmalara başlar...
1949 yılında, Mısır’dan yüklü miktarda bir silah anlaşmasıyla yurda döner...
Dönemin ülkemizdeki en gelişmiş silah tesisi olan Sütlüce Silah Fabrikasında hummalı çalışmalar vardır...
Fakat...
2 Mart 1949 günü saat 17.10’da elim ve tarihi bir hadise meydana gelir...
Görünmez eller devreye girmiş; Mısır, Suriye ve Pakistan’a silah ihracatına hazırlanan Sütlüce Silah Fabrikası’nda, büyük bir sabotaj sonucu patlamalar başlamıştır...
Böylece, vatan mücadelesinin en ön saflarında mücadele etmiş büyük bir kahramanın hazin sonu da gelmiş olur...
Ülkenin ilk yerli silah sanayiinin bu büyük atılımı da bir takım dış güçler ve yerli işbirlikçileri tarafından ortadan kaldırılmış olur...
İşte Nuri Paşa’nın bu idealini gerçekleştirmemek için hiçbir sebebimiz yok.
Üstelik şimdi daha güçlüyüz, daha umutluyuz.
Olacak inşallah…