Nesiller arası buluşmalar yapmalıyız…
Hikayeler anlatıp güzel senaryolar yazsak keşke. Keşke tüm dünyada tek derdi insanlığın arada bir yapılan kazalar, hastalıklar falan olsa. Tabi bu kafada yaşayan ülkeler de var. Bu kafada yaşayan insanlarda…
Kuzey Avrupa’nın bazı ülkelerinde yaşayanlar altı ay sürecek karanlığa merhaba dediler mesela. Gazze’de senesini doldurmuş bir karanlık devam ederken… Batı ülkeleri cadılar bayramını kutlamaya hazırlanıyorlar mesela. Gazze’de çocuklar tüm dünyaya korkuyla bakarken… Birileri bir yerlerde savaş oyunları oynuyor mesela. Gazze’de çocukların üzerine bombalar yağarken…
Birkaç lider dışında konuşan yok, birkaç ülke dışında yardım eli uzatmaya çalışan yok. Gazze orada öyle yalnız başına yok oluyor.
“Yarabbi sana sığınıyoruz”
…
Neyi sorgulaması gerektiğini bile bilmeyen nesiller yetiştiriyoruz… Farkında olan var mı?
Sokaklarda, üniversitelerde, kafelerde, dershanelerde, kantinlerde çocuklarımızla gençlerimizle konuşuyor musunuz? Çoğunun Gazze umurlarında değil. İsrail sınırımıza kadar gelecek hedefinde biz varız deyin mesela onlara bakalım ne cevap alacaksınız. Ben söyleyeyim birçoğu “bana ne” diyecek bazıları da “ben zaten yurt dışına çıkacağım” diyecek bazıları da “siz savaşın işte” diyecek. Olur da gençlerle konuşmak isterseniz hazırlıklı olun diye yazıyorum bunları. Bazı gençler neden yaratıldığını sorguluyor bazıları yaratıldığına da inanmıyor… Hacı abiler siz cami derneklerinde yeni yapacağınız binalara yardım toplarken gençlik yıkılıyor… Ve böyle giderse hepimiz yaptığımız binalarla birlikte gençlik enkazının altında kalacağız. Ya da el ele vereceğiz beton yapılar yerine gençlik inşa edeceğiz.
İzliyorum, şahit oluyorum; Gazze’de bombalarla, mermilerle, tuzaklarla, uçaklarla, füzelerle vurularak imanıyla, inancıyla yok edilen nesillere… Ülkemde bombasız, mermisiz, uçaksız, füzesiz, zihinsel tuzaklarla vurularak imansız, inançsız var edilen nesillere… Ve kahroluyorum.
Hiç vakit kaybetmeden çalışmalara başlamamız lazım. Neler yapabiliriz? Neler yapmalıyız? Neler yapmamalıyız? Olay tümüyle masaya yatırılmalı ve gerçekten kalıcı olacak bir tedavi süreci başlatılmalı.
Kardeşlik ikliminin yakalanmaya çalışıldığı bu günlerde toplumsal barışmalar ne kadar değerliyse nesiller arası buluşmalar da o kadar değerli.
Bir nesil daha geç kalmayalım…