Nasrettin Hoca fıkrası gibi altılı masa!
“Altı partinin lideri Cumhurbaşkanı gibi, cumhurbaşkanı kadar imza yetkisine sahip olacak. Parti liderlerinin oluru alınmadan imza atılmayacak. Cumhurbaşkanı stratejik kararları 6 genel başkanla birlikte verecek."
“Cumhurbaşkanı 'Sizin aldığınız oy zaten düşüktü, ben bu kararı veriyorum' derse, 6’lı masanın mutabakatına uymazsa kriz çıkar. Çok açık söylüyorum, ülke yeniden seçime gider"
"Çok bilmişler. Biz çıkalım masadan o zaman, seçim mi kazanacaksınız?"
"Her genel başkan hem cumhurbaşkanlığı hem de bakanlık alacak. Cumhurbaşkanı bizleri dinlemezse meclis fesih olur."
Bu cümleler, 6’lı masanın en küçük ortaklarından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na ait. Davutoğlu özellikle son bir haftada çok konuşulacak çıkışlar yaptı. Benzer çıkışları yapmaya da devam ediyor.
Yeri geliyor muhalif medyaya ayar veriyor, yeri geliyor altılı masanın diğer liderlerine ayar veriyor, yeri geliyor, muhalefet seçmenine ayar veriyor.
Hatta son çıkışında, iktidara gelmeleri halinde ‘Kürtçe’ye gereken ihtimamı göstereceklerini söyleyerek HDP’ye ve seçmenine de açık açık göz kırpıyor…
Benzer çıkışları Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da yapıyor.
TSK’ya kimyasal silah iftirası atan Şebnem Korur Fincancı’ya geçmiş olsun dileklerini ileten Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 6’lı masaya Cumhurbaşkanı adayı olarak kendini işaret ediyor.
“Eğer altılı masa benim ismim üzerinde mutabık kalırsa hem rahat seçilirim hem de en iyi şekilde yönetirim.”
Davutoğlu ve Babacan bu çıkışları durup dururken yapmıyor tabi.
Bu cümlelerin perde arkasında, altılı masada devam eden pazarlık süreci var.
Kulislere göre hem Ahmet Davutoğlu’nun hem de Ali Babacan’ın altılı masadan 20’şer milletvekili koltuğu ve birer bakanlık istediği ifade ediliyor.
Hatta muhalif medyanın söylemlerine göre; altılı masanın, “CHP, İYİ Parti ve DEVA” ya da “CHP ve İYİ Parti” listeleriyle seçime gitmesi bekleniyor.
Ahmet Davutoğlu’nun ise Konya’dan CHP’nin ilk sıra adayı gösterileceği söyleniyor. Bunun gerçekleşmesi durumunda Abdüllatif Şener’in pabucunun dama atılacağını da belirtmemiz lazım.
Davutoğlu’nun ve Babacan’ın bu çıkışları, altılı masada aslında büyük bir pazarlık kavgasının olduğunu gösterse de TV 100’de Uğur Dündar’ın konuğu olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu çıkışlara verdiği cevapla hem kendi seçmenini hem de muhalif medyayı adeta taca attı.
Kol kırılır yen içinde kalır edasıyla, “Davutoğlu'na soruyorlar, ‘O zaman kriz çıkar.’ diyor. E doğru, yanlış mı? Siz kalkıp da 6'lı masada bir genel başkana diyebilir misiniz "Senin oyun kaç arkadaş, sen neden bu kadar konuşuyorsun?" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, masanın dağılmaması için Davutoğlu’nun ve Babacan’ın çıkışlarını şimdilik görmezden gelse de kendi seçmeni ve medyası adeta ateş püskürüyor.
26 Ocak’ta yapılacak toplantıda çok daha büyük bir kavga çıkarsa hiç şaşırmam doğrusu.
Çünkü altılı masanın hali pürmelali bana Nasrettin Hoca fıkrası gibi geliyor.
Nasreddin Hoca, bir kış günü, gece yarısı, kapısının önünde bir gürültü duymuş. Soğuktan dolayı yorganını sırtına alarak dışarı çıkmış. Birkaç kişinin kavga ettiğini görmüş. Hemen yorganını bir kenara bırakarak onları ayırmaya girişmiş. Bu arada açıkgözün birisi, Nasreddin Hoca’nın yorganını çalıp kaçmış. Az sonra Hocanın da gayretleriyle kavga bitmiş, taraflar barışmış. Ama Nasreddin Hoca, evine yorgansız dönmüş. Karısı: Kavga neden çıkmış, öğrendin mi? diye sormuş Hocaya. Nasreddin Hoca, gülerek cevaplamış: Hatun, ne sorup duruyorsun… Kavga bizim yorgan üzerineymiş. Yorgan gitti, kavga bitti işte…
Bu işin sonunda ne kadar dirense de Kemal Kılıçdaroğlu da eve yorgansız döner mi? Döner…
Kaldı ki, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın tarifiyle; başkansız ya da 6 veya 7 eş başkanla bir dernek, şirket, bakkal bile yönetilemezken, Türkiye yönetilebilir mi?
Sistem baştan aşağıya yanlış zaten.
6 veya 7 eş başkanla altılı masa bile yönetilemiyorsa Türkiye nasıl yönetilecek?
Çok açık, yönetilemeyecek.
Yüzde 0.4 oyu olan bir siyasi parti bütün sistemi tıkayabiliyor. Yüzde 0.4 oy oranı olan bir parti tüm Türkiye’yi yöneteceğini söylüyor.
Bu akıl dışı…
Ben altılı masanın seçimden önce dağılacağını, dağılmasa bile seçimi kazanmasının çok zor olduğunu düşünüyorum. Hatta daha ilerisini söyleyeyim, kazara seçimi kazansalar bile 3 ay içinde Türkiye’nin yeniden erken seçime gideceğini tahmin ediyorum.
Böyle bir durum olursa, olası bir erken seçimde AK Parti bu defa yüzde 70’lerle seçim kazanır.