Abdullah Akif Solak
Abdullah Akif Solak Mısır’daki zulmün çanağını tutanlar!

Mısır’daki zulmün çanağını tutanlar!

İki hafta önce, Mısır’da yaşanan insanlığın katliamını tarihsel olarak ele almış ve günümüze göre yorumlamıştım. 
 
Yazımda, Osmanlı döneminde Mısır’da yaşanan gelişmeler ile Mısır’ın şu anki durumunu karşılaştırarak, o dönemde İngiltere’nin Mısır’ı almak için uyguladığı politikayı anlatmıştım.
 
Buradaki karşılaştırmanın amacı elbette o dönemden bu yana Avrupa’nın, ABD’nin ve İsrail’in Müslümanlar üzerindeki politikalarına ışık tutmaktı. Bu politikanın (Çok daha öncesine tekabul etse de) son yüz yıldır değişmediğini anlatmak istemiştim. Nitekim Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Mısır’da yaşanan darbe ve ardından gelen kıyımların arkasındaki güç olarak İsrail’i işaret etmesi ve bu açıklamanın Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanından gelmesi oldukça önemliydi.
Ancak burada şunu da hatırlatmanın oldukça önemli olduğu bir gerçektir; Başbakan Erdoğan’ın bu sözlerinin hemen ardından ABD’nin, Başbakan Erdoğan’ın sözlerini şiddetle kınaması, ABD’nin İsrail’i koruma içgüdüsünün dışavurumu olarak yansımıştır. 
Bu tepki bir kez daha göstermiştir ki, ABD’siz İsrail, İsrail’siz ABD asla düşünülemez. Bu da, ABD’nin ve İsrail’in Müslüman ülkeler üzerinde gerçekleştirdikleri baskıların ve politikaların tamamen aynı olduğunu bizlere yeniden hatırlatmıştır. Çünkü ABD’nin bu çıkışı, suçluluk psikolojisinin bir gereğidir. 
 
Şimdi asıl önemli olan, bu durumda Türkiye’nin üstleneceği rol nasıl olmalıydı ya da bundan sonra nasıl olmalı?
Türkiye, Mısır’da yaşanan darbe ve sonrasında gelen katliamlara sessiz kalmadı. Aynı şekilde Suriye’de de halen devam eden insanlık dramına sessiz kalmadı. Mısır’da yaşananlardan sonra gerek Başbakan Erdoğan’ın dünyanın gözlerini Mısır’a ve Suriye’ye çevirmesini istemesi, gerek Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun sürdürdüğü diplomatik temaslar, oldukça doğru ve yerinde bir girişim olarak uluslararası toplumda ses getirmeyi başardı. Ne var ki, yukarıda belirttiğim durum itibariyle Mısır’da yaşananlar konusunda Türkiye’nin ABD’yi biraz daha geri planda tutması, doğru bir politika olmamıştır. ABD’nin hali hazırda gerçekleştirmiş olduğu İsrail’i korumak için Başbakan Erdoğan’ı kınayan sözleri ortadayken, gerekli girişimlerde bulunularak, ABD’ye de bir an önce gereken cevapların verilmesi gerekmektedir. Türkiye bu noktada net bir ortaya koyamazsa, her ne kadar İsrail olayların hedefi olarak gösterilmiş olsa da, bunun yeni dünya düzeninde Müslümanlar açısından bir fayda getireceğini sanmıyorum. Bu durumda Türkiye’nin, ABD politikasında daha net bir tavır içinde olması elzemdir. 
 
Türk halkı olarak bizlere düşen de; Suriye’de, Mısır’da, Irak’ta, Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Arakan’da ve daha sayamayacağımız dünyanın her köşesinde yaşayan Müslüman kardeşlerimizin üzerindeki kara bulutların, zulmün son bulması için dua etmek. İnşallah bu duaların kabul olacağına inancımız tam. Bu noktada yeniden şunu hatırlamak gerekir ki; Zafer inananlarındır! Saygı, sevgi ve dua ile…    
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Abdullah Akif Solak Arşivi