Can Ahmet Kılıç
Can Ahmet Kılıç Küresel ısınma koca bir palavradır

Küresel ısınma koca bir palavradır

Günümüzde ‘’bilim’’ dediğimiz ilerleyiş, çeşitli güçlerin fonlaması neticesinde istenilen yönlere çekilebiliyor. Son yıllardan beri dillerimizden düşmeyen, insanlara her gün haberlerde korku ve dehşet saçan küresel ısınma gündemi, gerçekliğini herkese aşılayan sözde bilimsel bir kanı olmuştur. Küresel ısınma, dünya küresinin sıcaklığının yükselişi, iklim değişikliği gibi başlıklarla topluma empoze edilen bu konular hakkında ABD merkezli dünyanın en büyük hava durumu kanalı The Weather Channel’in kurucusu, ''Bunun bilimsel değil, politik bir olay haline gelmesi üzücü. Hükümet iklim araştırmaları için 2.5 milyar dolar harcıyor. Bu para küresel ısınma hipotezini destekleyecek sonuçları üreten bilim insanlarını ortaya çıkarıyor. Yani hiç seçenecek yok. Parayı alacaksan onların görüşünü destekleyeceksin. Bu nedenle yayınlanan iklim raporlarının %97'si küresel ısınmayı desteklemektedir.'' ifadelerini kullandı. Bilim adına devşirdikleri tetikçileri, satın aldıkları bürokrat, işadamı ve gazetecileri ile bu gayri insânî fikrin peşinde koşuyorlar. Bilmiyorlar ki, kendilerinden güçlü yüce bir İlah var.

Meteorologlar atmosferin son 30 yıldır giderek soğuduğunu, klimatologlar ise üzerinde çalıştıkları hava sapmaları sonucunda yeni bir buzul çağının olabileceğini düşünürken Time dergisi tam tersini yazmaya devam ediyor. Küresel ısınma üzerine durmadan yazan ve geçmiş araştırmalarla ilgili yazıları ortada iken yokmuş gibi davranan, hatta kendisini eleştirenlerle alay eden Time, bakınız 24 Haziran 1974 tarihli hâlen websitesinde bulunan kapak dosyasında neler yazmış: “Giderek artan sayıda bilim insanı, birçok meteorolojik dalgalanmanın aslında küresel bir iklim değişikliğinin parçası olduğundan şüphe ediyor. Hava durumu bir yerden bir yere ve zamandan zamana büyük ölçüde değişir. Ancak meteorologlar dünya çapında ortalama sıcaklıkları aldıklarında, atmosferin son 30 yıldır giderek SOĞUMAYA başladığını görürler. Üstelik bu soğuma eğilimi, geri dönme (yani ısınma) belirtisi de göstermiyor. Klimatolog Cassandras, üzerinde çalıştıkları hava sapmalarının yeni bir buzul çağının habercisi olabileceğinden endişeli.“

Hava durumu bir yerden başka bir yere oranla değişebilir. Bugün küresel ısınma diyenler 1980’lere kadar küresel soğumadan bahsediyordu. Halbuki devrim aynı sanayi devrimi, değişen bir şey yok. Columbia Üniversitesi’nin Lamont-Doherty Jeolojik Gözlemevi’nden Klimatolog George J. Kukla ve eşi Helena, kuzey yarımküre için uydu hava verilerini analiz ettiklerinde, 1971’de buz ve kar örtüsünün alanının aniden %12 arttığını ve artışın devam edeceğini keşfettiler. Güney Kutbu'nda 2022 yılının 16, 17 ve 18 Kasım tarihlerinde rekor düzeyde düşük sıcaklıklar ölçüldü. 18 Kasım'da dereceler sıfırın altında 45,2'yi gösterirken, bu sıcaklık 1987'de aynı gün kaydedilen eksi 44,7 derecelik rekor soğukların bile üzerine çıktı. Ölçümlerin yapılmaya başlandığı 1957'den bu yana en soğuk 6 aylık dönemin 2020-2021 kışında yaşandığı ortaya çıktı. Tüm bu aşırı sıcaklık alarmlarını çalan haberlerin yanında aşırı soğukların gündeme gelmemesi dikkat çekici. Kuzey Kutbu'ndaki deniz buzunun 2012'deki en düşük seviyesinden 1,35 milyon kilometrekare genişleyerek 4,92 milyon kilometrekareye ulaştığı haberi basında neredeyse yer bulamamış durumda. Dediğim gibi, bilimsel araştırmaların gideceği yönü tayin eden de, hangi haberin basında yer alacağına karar veren de bu küresel ısınma lobisi.

Geçtiğimiz günlerde petrol devi Shell'de 70 bin sterlin tutarında hissesi ortaya çıkan eski İngiliz çevre bakanı Theresa Villiers özür diledi. Muhafazakar Partili üst düzey bir ismin Birleşik Krallık (BK) Çevre Bakanı olduğu dönemde, petrol devi bir şirkette değeri 70 bin sterlinden (yaklaşık 2 milyon 405 bin TL) fazla beyan edilmemiş hissesi olduğu tespit edildi. Bunun gibi bulgulardan yola çıkarak küresel ısınmacı çevreci lobinin ne kadar güçlü olduğunu anlayabiliyoruz.

Birkaç bilim adamı, politik hedeflerini gerçekleştirebilmek için iklim verilerini taraflı şekilde yorumlayarak böyle bir fenomeni ileri sürdü. Washington’daki dostlarından büyük araştırma fonlarını da bu şekilde almayı başardılar. Küresel ısınma dedikleri şeye insanların yol açtığı büyük bir aldatmacadır. Gezegenimiz tehlikede falan değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Can Ahmet Kılıç Arşivi