Küçücük Bir Çocuğa Tecavüz Eden Kaç Yıl Yatar Bu Ülkede?
Siz hiç tacize uğramış bir çocuğun gözlerindeki korkuyu gördünüz mü?
Ya da hiç konuşmadığı halde boğazında düğümlenen cümleleri?
Durup dururken nemlenen gözlerini?
Ben bir kere gördüm. Kör de olmadım…
Utandım insan olmaktan... Baba olmaktan… Erkek olmaktan…
…
Hiç konuşmadı yavrucağız, ama her şeyi anlattı o gözlerle… Yaşadığı her anı, her duyguyu…
‘Anlarlar mı?’ diye öyle bir endişeli bakışı vardı ki, yaşadıklarını hissetmemek için bir ‘Odun parçası’ olmak gerekir… Öyle bir anlattı ki o anı yaşattı…
Kalp atışlarını üç metreden duyduk… “Güvensizliğini, nasıl bir dünyada yaşadığını bilememenin korkusunu görüyoruz, merak etme bütün insanlar kötü değildir, umudunu yitirme çocuk, hadi gel birlikte ağlayalım bu kirli dünyaya” bile diyemedik, sustuk sadece…
…
Söyleyememiş kimseye yüreğinde o günden beri biriktirdiği acıları?Bu sebeple bir yıldır hep kanamış yarası… Kimse merhem olamamış o yüzden içinde kopan fırtınalara…
Bir tesadüf eseri öğrenmiş ailesi yaşadığı dehşet olayı…
O gün anlamışlar o iğrenç adamın oturduğu taraftaki bakkala neden bir türlü gönderemediklerini?
Yada ara sıra gözlerinde biriken yaşların sebebini… Ya da çocuklarının gözlerindeki hüzünlü bakışların nedenini…
…
Ailesi sapığın cezasını kendileri vermeye kalkışmış! Bir sapık kaç yıl yatar ki içeride… Mahvolan bir hayatın bedeli kaç yıl içeride beslenmektir ki… Yıl mı? Pardon ay…
Delil üretmek zor gariban için bu ülkede, delil çürütmek kolay onlar için…
Sanki bu ülkede herkes suçludan yana!
Savcılığa başvurmak istemişler; “İspatlayamazsınız 6 ayda çıkar” demişler… Polis 10 yaşındaki çocuğun sözüyle işlem yapmaz demişler. Ondan da vazgeçmişler…
Ne çocuğun ne ailesinin ismini verebiliyorum. Hayatlarının geri kalan kısmında ara sıra gülebilsinler en azından diye…
Ve nede yaşadığı olayı en ince ayrıntısına kadar anlatabiliyorum. Kimsenin midesi bulanmasın diye…
Haberler bile suçludan yana…
…
Son bir haftada kaçıncı taciz haberi bu. Bisikletli, motosikletli, arabalı yayan…
Her aracı, her ortamı, her açığı değerlendiriyorlar… “Çok büyük görevler düşüyor ailelere diyor” uzmanlar. Bir aileye bu kadar büyük bir yük yüklenir mi?
Tüm toplumun görevi bu…
Çünkü kapıyı kilitleyip anahtar deliğini de kapatıp yaşanmaz ki bu dünyada…
Çocuk sadece aileye değil, tüm topluma emanet…
…
Günlük siyasete girmeyeceğim,ama söylemeden de geçmeyeceğim;
Adalet için yürüyen, yürümeyen herkese;
Evet katılıyorum bu ülkede ‘Adalet’ yok.
Yanlış anlamasın ama! Gencecik fidanlara kıyan teröristler, ülkesini satan gazeteciler, ülkenin iktidarına operasyon çeken FETÖ’cüler, işini bilen zenginler, kasalarında değerli bilgiler saklayan damatlar, kendini kurtarmak için herkesi satabilen bürokratlar, insanının alın terlerini sömüren hırsızlar, içeri girip çıkmaktan profesyonel hale gelmiş suç makinaları, için tabi ki var. En olumsuz anlarında, şimdi asla kurtulamaz dediğimiz zamanlarda bile…
Konya’nın arka mahallelerinde yok! En çirkin saldırıya uğradığında ve suç ile ilk kez karşılaştığında ne yapacağını bilmeyenler için yani!
Bu insanlar en çirkin saldırıya uğradıklarında bile değil suçluyu mahkum ettirebilmek kendileri suçlu çıkarlar…
Kendileri için yürüyen bir insanda bulamazlar…
…
Hani Osmanlı gittiği her yere “Adalet” götürdüğü için çok çok büyüktü ya!
Osmanlı ne kadar büyükse o kadar küçüğüz bizde. Konya’nın arka mahallelerine taşıyamadığımız adalet yüzünden… Tacize uğramış bir çocuğun hesabını soramadığımız, bir ailenin hakkını arayamadığımız için…
Bunu kendimize itiraf edemiyoruz…
…
Bir çocuğun gözyaşını silemeyen, bir aileyi hüzünden kurtaramayan, toplumu bir sapıktan kurtaramayan adalet, ne kadar adalettir.
Herkes kendi vicdanında yanıtlasın bu soruyu…