İsmail Koç
İsmail Koç Konya’da ahde vefa ne arar!

Konya’da ahde vefa ne arar!

Konya olarak elimizdeki değerlerin kıymetini bilmeyi bir türlü öğrenemedik. Bu her alanda olduğu gibi sporda da böyle…

Maalesef Konya’da ahde vefadan eser yok. Elimizdeki değerleri bir bir kaybediyoruz. Kendi içimizden çıkmış, bizim çocuğumuz bir sporcuyu hiç düşünmeden harcayabiliyoruz.

Bunun son örneği de İshak Çakmak.

Fatih Terim’in milli takıma Atiker Konyaspor’dan oyuncu almaması ne kadar yanlışsa, İshak Çakmak’ın da takımdan gönderilmesi o kadar yanlış bir karar.

İshak Süper Lig’de çok rahat oymayabilecek bir oyuncu ama ne hikmetse iki sezondur kadroda düşünülmüyor. Üstelik takımın Avrupa Kupalarında mücadele edeceği ve kadro derinliğine her zamankinden fazla ihtiyaç duyulduğu göz önünde bulundurulduğunda İshak’ı takımdan yollamak daha da anlamsızlaşıyor. Anlayamadığım bir diğer konu da İshak Çakmak’ın Volkan Fındıklı’dan neyi eksik. Ya da Volkan Fındıklı’da gördükleri bizim göremediğimiz ne var?

3 kulvarda mücadele edecek bir kadro oluştururken herhalde transfer edeceğiniz oyuncular Avrupa kupası tecrübesi olan oyuncular tercih edilecek.

Eğer düşünce bu yöndeyse bir diyeceğim yok. Ama eğer İshak’ı gönderip yerine daha kötü bir oyuncu alacaksanız benim itirazım buna. Üstelik İshak takımın Süper Lige çıkma mücadelesinde en kilit oyunculardan biriydi.

Kendi içimizden yetişen bir oyuncu her zaman Atiker Konyaspor’a daha faydalı olacaktır. En güzel örnek Ömer Ali Şahiner.

Takımda en çok mücadele eden, canını dişine takan, sahada varını yoğunu ortaya koyan ve taraftarın sevgilisi haline gelen oyuncu Ömer Ali değil mi?

Ömer Ali’yi bu şekilde mücadeleye zorlayan bu şehre ait olması ve kendini buna zorunlu hissetmesi…

Atiker Konyaspor kendi içinden yetişen Konyalı oyuncuların sayısını arttırması halinde daha başarılı olacaktır.

Bunu anlayamamak bu kadar mı güç?

Sahada canını dişine takıp terinin son damlasına kadar mücadele edecek oyuncu istiyor ama kendi değerlerinizi harcıyoruz.

Ahde vefa Konya’ya da uğrar belki bir gün. Kim bilir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Koç Arşivi