Konya o eşiği aşarsa başka şeyler konuşuruz
Konya Ticaret Odası’nın (KTO) hazırladığı “Konya Ekonomi Raporu 2020” yayımlandı.
Konya; Covid-19 salgınının ortaya çıktığı ve etkilerinin görüldüğü 2020 yılında da yine ihracat, istihdam, gayri safi yurt içi hasıla, girişimcilik gibi birçok parametrede Türkiye ortalamasının üstünde veriler ile ülke ekonomisine pozitif katkı sağlayan bir şehir olarak dikkat çekiyor.
Raporun tümü henüz elimize geçmese de özet kısmında yine pek çok alanda Konya adına umut verici ayrıntılar mevcut.
Raporda dikkatimi çeken birkaç başlığa değinmek istiyorum.
Konya yine tarımda söz sahibi olmaya devam ediyor. Konya, tarımsal üretim değeri bakımından 29,95 milyar TL ile Türkiye’de 1. sırada yer alıyor.
Türkiye’nin toplam tahıl üretiminin yüzde 11,5’ini Konya karşılıyor. Şeker pancarının yüzde 31’i, arpanın yüzde 15’i, kuru fasulyenin yüzde 22’si, havucun yüzde 57’si, lalenin yüzde 99’u Konya’da üretiliyor.
Özellikle tohum üretiminde alınan mesafe ise takdire şayan. Şu anda Türkiye tohum üretiminin %27,9’u Konya’da gerçekleşiyor.
Konya sadece tarım değil hayvancılıkta da adeta Türkiye’nin sigortası konumunda.
Büyükbaş hayvan sayısında 946 bin 144 ile birinci sırada, küçükbaş hayvan sayısında 2 milyon 843 bin 229 ile ikinci, Türkiye’nin yumurta tavuğunun karşılanmasında ise yüzde 8,9 ile üçüncü sırada yer alıyor.
Konya ticaret hayatında da yükselmeye devam ediyor. Türkiye’de 2020 yılında en çok ihracat yapan 15 il içerisinde, 2019 yılına göre ihracatını en çok artıran 2. il Konya oldu. 2020 sonu itibarıyla 26 Kalkınma Bölgesi arasında en düşük üçüncü işsizlik oranına sahip bölge de yine Konya bölgesi oldu.
Konyalı sanayicilerin yatırım iştahı da bu süreçte hiç hız kesmemiş. 2020 yılında Konya, 560 Yatırım Teşvik Belgesi ile Türkiye’de 3. sırada (10.505) yer alıyor. En fazla yatırım teşvik belgesinin yüzde 80 pay ve 449 belge ile imalat sektörüne ait olması çok önemli. Çünkü bu durum hem üretimin arttığını hem de üretimde çeşitlilik olduğunu gösterir.
Konya, öğrenci sayısı ile bir önceki yılda olduğu gibi yine dördüncü sırada yer aldı. Öğrenci sayısı en yüksek olan dört il içerisinde akademisyen başına düşen öğrenci sayısı en yüksek olan il 22,1 ile yine Konya oldu.
Raporda, akademisyen başına düşen öğrenci sayısının fazlalığı olumsuz olarak gördüğüm tek madde diyebilirim.
O zaman, Konya’daki üniversitelerin buradan ders alması gerekir. Farklı üniversitelerde aynı bölümleri yığıp durmak yerine, mevcut fakültelerdeki akademisyen sayısının ve niteliğinin artırılması daha doğru olacaktır. 3 üniversitede hukuk fakültesi, 3 üniversitede eğitim fakültesi açmak yerine her üniversite kendi uzmanlık alanında bölüm açmalıdır.
Böylece öğrenci başına düşen akademisyen sayısı artmalı ya da akademisyen başına düşen öğrenci sayısı azaltılmalıdır. Yani niteliğe bakmak, niteliği artırmak daha doğru olur.
Nitelik çok önemli bir mesele. Eğitimde, sanayide, ticarette, spor ve sanatta niteliği artırmazsak rekabet edemeyiz.
Konya sanayisiyle ilgili olarak “nitelikli üretim” anlamında da birkaç veri paylaşmak istiyorum.
Türkiye ihracatında düşük teknolojili üretim oranı yüzde 42.71 iken bu oran Konya’da yüzde 21.56. Bu iyiye işaret. Konya, düşük teknolojiyi terk etmeye başlamış, ülkemiz ortalamasına göre teknolojiyi daha çok önemsemiş.
Orta düşük teknolojide Türkiye ortalaması yüzde 31.57’yken Konya’nın oranı yüzde 32.53. Yani Türkiye ortalamasını tutturmuşuz.
Orta yüksek teknolojide Türkiye ortalaması yüzde 23.41’ken, Konya ortalaması ise yüzde 46.11. İşte bu veri çok güzel. Türkiye ortalamasının tam iki katındayız. Konya’da artık orta yüksek teknoloji yakalanmış. Burası tam bir eşik. Konya bu eşiği aşabilir ve bir üst kategoriye geçebilirse çok başka şeyler konuşuyor oluruz.
O eşiğin bir üst kategorisi ise yüksek teknoloji. Yüksek teknolojide Türkiye ortalaması 2.31’ken, Konya ortalaması 1.15.
İşte asıl çalışmamız gereken nokta tam da burası. Konya’nın yolu ve trendi yüksek teknolojiye doğru giderken bu ivmeyi ıskalamamamız gerekiyor.
Konya’nın bu yolda hızla yükselme kabiliyeti mevcut. Bu da sanayiciler, üniversiteler, yerel yönetimler ve girişimci ruhun elinde.
Yeni yatırımlarla, teknoloji endüstri bölgesiyle, ASELSAN’la birlikte hedefleri yüksek tutmak kesinlikle gerekir…
