Ömer İnal
Ömer İnal Kırmızı Kitap Meselesi

Kırmızı Kitap Meselesi

Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından devam ede gelen tartışmaların bir diğeri kırmızı kitap meselesi… Konuyu en çok işleyen tahmin edileceği üzere ‘himmet medyası’… Bu konuyla ilgili yazı yazmayan yazarları hemen hemen yok gibi… Lakin kafaları biraz karışık, bir kısmı, ‘‘Erdoğan, MGK’yı ikna edemedi, Kırmızı kitap hikâye oldu’’ türünden yorumlar yaparken kimileri ‘’kırmızı kitap da kim oluyor’’ tarzı efelenmelere imza atıyor… Bir kısmı da demokrasiden filan bahsediyor… Yazılarını okurken ne kadar da demokratikler diye düşünürken, bir anda o isimlerin geçmiş zamanki sözleri yankılanıyor zihnimde…

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in ‘’Devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir’’ sözünün mucidi olan şahıs, 1980 öncesi hararetli bir ülkücü iken 1990’lı yıllarda Tansu Çiller’in yanında yer alır, 2000’li yıllarda ise AK Parti’nin en gür savunucularındandır ve ‘’bundan olsa gerek’’ 16 yıllık eşinden ayrıldıktan sonra evlendiği üniversitedeki talebesi, kaymakamlık yapmakta iken AK Parti’den milletvekili seçilmiştir… 2011 seçimlerinde kendisi Ak Parti’den aday adayı olmuş lakin listeye girememiştir… Birden ne oldu bilinmez aradan geçen kısa süre sonra da ‘’AK Parti kapatılmalı’’ sözlerini sarf etmiştir… ‘’Apo’yu Paşa Yapmak’’ fikrini ileri süren özgürlükçü yazar, milletvekili olmak istediği bir partinin kapatılmasını da demokratik değerler adına dile getirmiş olması bir o kadar manidardır…

Bir diğer yazar, dini bilgilere hâkim olmasıyla övülmekle birlikte, ülkede meydana gelen her olayda kendilerine bir pay çıkarma derdindedir… Yağmur yağmadığında ‘’Gayretullah’a dokundu’’ derler, yağmur yağıp sokaklara taşınca, ‘’musibet’’ olarak görürler… Soma’daki kömür faciasını, ‘’zalimlere yardım etmeyin, ateş size dokunur’’ diyerek Ak partiye oy verenlerin böyle bir felaketi hak ettiklerini ima etmektedir… Yazar, Köşesinde bazen kendisine ulaştırılan rüyalara da yer vermektedir, bunlardan biri şu şekilde: 'Türkiye'nin her tarafına semadan ateşler yağıyor. Zaman Gazetesi Hizmet mensuplarının ellerinde şemsiye olmuş ve o şemsiyelerle ateşlerden korunuyorlar.' Bu cümlelerin devamında rüyanın sadıklığına da delil getirmek suretiyle okuyuculara, gazeteye abone olmanın ahreti kurtarmaya vesile olacağı empoze ediliyor adeta…

Son dönemde neredeyse haber yapmak için değil, Ak Parti’nin kara propagandasını yapmak üzere yayın hayatına devam etmektedir ve her baktığımda aklıma şu ifadeler gelir:

 ‘’Eğer, dikkatli olmazsanız, gazeteler, mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise çok sevmenizi sağlar.’’ (Malcolm X)

Son MGK toplantısıyla birlikte ‘’kırmızı kitap’’ meselesine epeyce kafa yorup, ‘’demokratik ülkelerde böyle uygulamalar olmaz’’ diye haykırıyorlar… İyi de demokratik ülkelerde paralel yapı da olmaz, iş adamlarının ‘’finansmanlarıyla’’ Dubai gezileri yapan savcılar da olmaz, Kendi MİT’ine silah çeken, ‘’teröristlere silah götürüyordu’’ diye TIR durduran savcılar, bürokratlar da olmaz… Devlet kadrolarına yerleşmek için sınav soruları ‘’alınıp’’ ‘’yandaşlara’’  dağıtılmaz, dinimizin emrinde olduğu gibi, iş ehline, hak edene verilir… ‘’biz varken oralar düşmanlar mı gelsin’’ denmez…

Mamafih, devletin vücudunda bir mikrop oluşmuş ve bu durum tüm bünyeyi saracak boyuta gelmiş ise, devlet bu hastalıktan kurtulmak için lazım gelen ilacı içmek durumundadır, sıhhatine yeniden kavuşmak için, gerekirse sağlığında tiksindiği ilaçları içmek, tedavi olmak mecburiyetindedir…

MGK’da alınan kararlar, devletin bekasını hedef alanların tasfiyesi için alınmış elzem bir karardır… Bu kararlar devletin gerçek sahibi olan millet adına millet için alınmış kararlardır ve bu kararlara onayını seçimlerde halk en net şekilde vermiştir…

Eğer sizler devletin bekasını hedef alan eylemler içine girmediyseniz, endişe etmenize gerek yok, çünkü alınan kararlar ‘’çakma devlet’’i bitirmeye yöneliktir…

Selametle…  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer İnal Arşivi