Kanser hastaları “kanser edilmesin”!
Akşehir’in bir köyünden çıkarak ve hatta komşusundan borç para alarak şehre kanser tedavisi için gelen bir gariban hastanın halinden anlamamız gerek.
Ümidini kesse de son bir çare olarak, kanser hastası olan anne veya babasını 150 kilometre uzaklıktaki Ereğli’den şehre getiren bir evladın çaresizliğini, görmemiz gerek.
Aksaray’ın Eskil ilçesinden çıkarak kanser tedavisi alan oğlunu görmeye şehre gelen anne ve babanın, evladının ölüm haberiyle nasıl bir yıkım yaşadığını hissetmemiz gerek.
İnsanoğlu, sağlığını kaybedene kadar, en büyük zenginliğin sağlık olduğunun farkına varamıyor.
Bir kanser hastasına sorun bakalım; “para mı, makam mı mevki mi?” diye…
Alınacak cevap bellidir: “Hepsi sizin olsun. Yeter ki sağlığım yerinde olsun.”
Hastalarımız, derman arayanlarımız, hastalığından kurtulmak için mücadele ederken çeşitli zorluklar da yaşıyor. Hem fiziken hem de psikolojik olarak zor durumda olmasına rağmen bir de zorluklarla baş etmesi gerekiyor.
Özellikle tedavisi zor olan kanser hastalığına yakalanan vatandaşların, yaşadığı sıkıntıları bir dinlemeniz gerekiyor.
Tetkikleri bile günlerce sürüyor.
Mesela; Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Polikliniği’nde tek hekim görev yapıyor. (6-7 sene önce de tek hekim görev yapıyordu halen tek hekim…)
Allah, o hekime de kolaylıklar versin. (Edindiğimiz bilgilere göre Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde günde 40’dan fazla, ayda ise, bin 700’ün üzerinde hastaya bakılıyormuş.)
Daracık koridor.
Tıklım tıklım insan dolu. Ve havasızlıktan bunalan hastalar. Enfeksiyon kapma riski var mı tabiî ki var.
Neresinde sorun varsa, ilgili polikliniğe muayene olduktan sonra kanser şüphesi ile onkolojiye sevk edilen hastanın çilesi de başlıyor demektir.
Vatandaş, o tetkik bu tetkik derken oradan oraya savruluyor. Üzerinden de günler geçiyor. Tabiî ki muayene randevu ile… Artık randevu tarihi ne zamana verilirse…
Bir de hasta vatandaşın yakını yoksa, çilesine çile katılıyor.
“Kanser miyim?” korkusu yüreğini sararken, ruh halini bir düşünün.
Uzun uğraşlar sonucu “kanser” teşhisi konulduğunda ise yaşadığı yıkımı bir hayal edin. Kolay değil…
Kanser hastalarımız için daha rahat, daha sağlıklı, daha geniş ve tetkikleri daha kolay yapabilecekleri alanların sayısı artık çoğaltılmalı.
Yoğunluğun en çok yaşandığı, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi, bir Onkoloji Hastanesi artık oluşturmalı.
Eğer ki Ağız ve Diş Sağlığı hastanesi bile açılıyorsa, Onkoloji Hastanesi de açıla bilinir. Bu yapılırsa çok gariban duası alınır.
Şehrin uzak ilçelerinden ve etraf şehirlerden gelen vatandaşların zor durumlarını görmemiz gerekiyor.
Evet, sağlık alanında ilerliyoruz. Şehir, sağlık konusunda “üs” haline de geliyor. Modern hastanelerimiz de çoğalıyor. Bu konuda hem fikiriz.
Fakat madem bu ilerlemeler yaşanıyor, kanser hastaları da görülsün diyorum.
Proje yoksa, proje hazırlanmalı. Eksiklikler varsa tamamlanmalı.
3 kuruş borç para ile Akşehir’den gelen gariban vatandaş, hastalığına çare ararken zor duruma sokula biliniyorsa, verilen sağlık hizmeti noktasında oturulup düşünülmesi gerekilir.
Lügatimizde bir deyim vardır: “Kanser ettin beni.”
Kanser hastalığı için tedavi arayan vatandaşımız kanser edilmesin!
Atalarımızın da dediği gibi, “Hekimden sorma çekenden sor.” mantığı ile hastaların bir dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Allah’ım tüm hastalarımıza şifa versin.