Kağıttan kaplan!

Filistinli direniş örgütü Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, abluka altındaki Gazze Şeridi'nden İsrail'e yönelik "Aksa Tufanı" isimli kapsamlı bir operasyon başlattı. Filistin direnişinin son yıllardaki en büyük taarruzu olan bu gelişme, İsrail’de büyük panik oluşturdu.

Gazze Şeridi'nden çıkan Filistinli silahlı gruplar, sınır çevresindeki İsrail yerleşim yerlerine, daha doğrusu İsrail’in haydutça işgal ettiği yerleşim yerlerine girdi.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf, İsrail'e yönelik başlattıkları saldırıya ilişkin, Filistin halkının yeniden devrim yaptığını ve bir devlet kurma projesine geri döndüğünü ifade etti.

Aksa Tufanı'nın ilk aşamasında İsrail yönüne 5 bin kadar roket ve havan fırlattıklarını açıklayan Dayf, İsrail ile güvenlik koordinasyonunun sona erdiğini belirtti.

İsrail’de çok sayıda bölgede patlamalar ve direniş hareketleri yaşanırken, yasa dışı yerleşimci İsrailliler de Filistin Direnişi’nden payını aldı.

Filistinliler’in geçmişte ayrı, bağımsız, birbirinden kopuk görüntüler verdiği direniş hareketi bu defa sanki topyekun bir Milli Mücadele hareketine dönüştü gibi.

İsrail’in işgal ettiği topraklarda yaşayan Filistinliler dahil çok sayıda Müslüman bu direnişe bizzat katılmaya başladı.

Gazze’deki camilerden cihat çağrısı yapıldı.

Batı Şeria’nın da bu harekete katılması İsrail için sonun başlangıcı olabilir. Çünkü İsrail’in işgal ettiği batı şeridinde çok sayıda Yahudi yerleşimci yaşıyor. O bölgede başlayacak bir başkaldırı çok sayıda Yahudi’nin esir edilmesi anlamına gelebilir.

Bu durum da kurulduğu günden bu yana en ırkçı İsrail hükümeti olan mevcut yapıyı kendi halkıyla karşı karşıya getirebilir.

Çünkü İsrail hükümetinin iç baskılara cevap vermesi kolay olmayacak.

İsrail her zaman yaptığı katliamları yine yapmaya devam etse de çok zor bir durumda düşmüş görünüyor.

İsrail’in uzun yıllardır bu kadar güçsüz ve çaresiz kaldığını açıkçası görmemiştim.

İsrailli bazı üst düzey askeri yetkililerden tutun da asker ve polislere kadar pek çok Siyonist, El Kassam Tugayları’nın eline geçti.

Öte yandan Mescid-i Aksa’nın kurtarılması için başlatılan bu mücadele başta Türkiye olmak üzere İslam Ümmeti’nden destek alsa da iki yüzlü uluslararası toplumun kahir ekseriyeti İsrail’in meşru müdafaa hakkı olduğunu belirtti.

Dolayısıyla İsrail de her zamanki gibi masum Gazze halkını bombalamaya başladı.

İsrail’in her zaman yaptığı katliamlara tek ses çıkarmayan uluslararası dünya, Filistin Direnişinin bu beklenmedik taarruzuna yine iki yüzlülük yaparak tepki gösteriyor.

Bu ikiyüzlü yaklaşımı gösterenler arasında ülkemizdeki ırkçıları da eklememiz lazım. Kafatasçı yaklaşımlarıyla yine kendilerine yakışanı yapıyorlar. Ne diyelim Allah ıslah etsin…

Yukarıda da bahsettiğim gibi, ömrü zulüm altında geçmiş, atadan kalma toprağı elinden alınmış, hatta ve hatta bir sabah uyandığında fanatik bir Yahudi tarafından evi zorla elinden alınan, bu dünyadan hiçbir beklentisi olmayan biri olsaydınız siz ne yapardınız?

Ya da Kurtuluş Savaşı’nda bizim atalarımız ne yaptı? Canı pahasına mücadele etmedi mi?

Bu yaşananlar Filistin’in Milli Mücadelesi veya Kurtuluş Savaşı olarak adlandırılamaz mı?

Dualarımız masum Filistin halkı için …