İlknur Alan
İlknur Alan İnsan akıl sahibidir

İnsan akıl sahibidir

İnsanı diğer varlıklardan üstün kılan vasfı akıl sahibi olmasıdır.
 
Arapça kökenli olan '' akıl'' kelimesi sözlükte bağlamak, düşünme, anlama ve kavrama gücü, gerçeği anlama, gerçeği bilme hafıza idrak etme gibi anlamlara gelir.
 
Felsefe ve mantık terimi olarak ise varlığın hakikatini idrak eden maddi olmayan fakat maddeye tesir eden basit bir cevher demektir. Ancak insan sadece akıldan ibaret değildir insanın bir ruhu vardır ve ruhu ruh yapanda kalptir. İnsan bu üstün vasıfları hasebiyle kendine dair çeşitli sorular üretmiş ve cevaplar bulmaya çalışmıştır.
 
Din ve felsefe bu soruyla bir hayli meşgul olmuştur filozoflar insan, sorgulayan, kazanan, toplumsal, düşünen, şüpheci, her şeye alışan, tartışan, deneyen, çıkarını düşünen, eleştiren, konuşan, tutarsız, sistematik, itiraz eden, yalanlayan, teori kuran, mücadeleci,seven, araç yapan ve son olarak Nietzsche'ye göre ise insan  düpedüz hayvandır gibi kavramlarla tanımlamışlardır. Mukaddes dinimiz islam anlayışında ise insan yeryüzünde Allahın halifesidir.
 
Nihayetinde insanın insanı bulma, arama çabası hiç şüphesiz yaratılışı (fıtratı) hasebiyledir. İnsan hakikatin peşindedir hakikati bulmak, bilmek için çabalar. Belirsizlik bilgisizlik insanı huzursuz eder. Belkide yeryüzünde ki kaosun sebebi tam olarak budur.
 
Meseleye farklı bir açıdan  bakacak olursak insanın her şeyi bulup kendini bulamamasını nasıl açıklabiliriz? Nasıl oluyor da  kendine bu kadar yakın olan insan aynı anda gurbette oluyor? Pekala bunu test edebiliriz. Bir şeye çok yaklaşınca onu görememeye başlarsınız üzeri yazılmış bir kağıt bir klavye. Netice itibariyle insan kendine o denli yakındır ki o kadar çok odaklanmıştır ki kendine ve o denli büyük marazları vardır ki gaflet, ülfet, kibir, taklit, cehalet bunlara o kadar dalmıştır ki kendine baktığı ayna o kadar kirlenmiştir ki nihayetinde ayna yansıtmamaya başlamış insan kör olmuştur. Kötü bir rüya mıdır insan?
 
Belki bir karabasan bile sayılabilir. Belki bir tenakuzdan ibarettir ya da kaçtığı her şeye yakalanmamak için hep acele ediş yine de hep geç kalıştır. Netice itibariyle insan bir sorudur ve hep yoldadır ya eşrefi mahlukat olma yolunda ya da esfeli safilin olma yolundadır.
 
O halde hakikate giden yolları benimsemeli aynanın yansıtması için tefekkür etmemize engel olan ruhi marazlardan arınmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İlknur Alan Arşivi