Zekiye Soylu
Zekiye Soylu İlim Öğrenmek

İlim Öğrenmek

Kur'ân-ı Kerîm'e göre her türlü kötülüğün, bâtıl inanç ve sapık düşüncelerin, hatta şirkin ve küfrün gerçek sebebi cehalettir.

Dinde ibadetlerini yerine getirecek, kendisiyle alakalı haram ve helal olan şeyleri bilecek kadar bir ilim öğrenmek her Müslüman üzerine farzdır. Bundan fazlasını öğrenmek ve dini ilimlerde derinleşmek ise bir farz-ı kifayedir. Allah rızası için ilim tahsil etmek Allah yolunda yapılan cihada denk bir ameldir.

En büyük düşmanımız cehalettir. İlim küfrü ortadan kaldıran, sapıklığı yok eden ve karanlığı yırtan, hakikat yolunu aydınlatan bir ışıktır, bir nurdur.İlim sözcüğü bilim ile eş anlamda kullanılabilen bir sözcük. Fakat ilim bilimin ötesinde ve üzerinde kullanılan bir sözcük anlamı da taşır.

İlim öğrenmekle ilgili Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kim ilim talebi için yolculuk yaparsa Allah onu cennete götürecek yola sokar. Muhakkak ki melekler kanıtlarını ilim talebesi üzerine gererler. Bu onlardan razı oldukları içindir. Muhakkak ki gökte ve yerde bulunanlar ilim talebesi için istiğfar ederler. Hatta denizdeki yunus balığı bile.

Âlimin abide üstünlüğü bedir gecesinde ayın yıldızlara üstünlüğü gibidir. Şüphesiz ki âlimler Nebilerin varisleridir. Nebiler, geriye ne dirhem, ne de dinar bırakıyorlar. Onlar ancak ilmi miras olarak bırakırlar. Kim ondan alırsa büyük bir pay ve kazanç almış olur.

İlmin anlamı, önemi ve işlevi hadislerde de vurgulanmıştır. Her şeyden önce İslâm ümmetinin benimsediği değerler sisteminin devamlılığı ilme bağlı olduğu için Hz. Peygamber ilmi yüceltmiş ve teşvik etmiş, meselâ ilmin nâfile ibadetten daha üstün olduğunu söylemiştir (Tirmizî, “ʿİlim”, 19; İbn Mâce, “Muḳaddime”, 17). Âlimler, bildiklerini hem kendileri hem de insanlar için İslâmî ölçüler içinde yararlı kıldıkları oranda ilim onlar için bir üstünlük kabul edilir.

Öncelikle ilmin îman, ihlâs, yani samimiyet zemininde yeşermesi zarurîdir. İlim yeşerecek, meyveler verecek ve nasiplenenlere şifâ olacak bir tohumsa; bu, ancak ve ancak Allâh’ın râzı olduğu niyet tomurcukları taşıyan bir sînede olabilir. Bunun aksi ise şifâ değil, zehirdir.

İmam-ı Gazali hazretleri de, “İnsanın diğer mahlukattan üstünlüğü ilmi iledir, güç ve kuvvetiyle değildir. Çünkü deve insandan kuvvetlidir. İrilik bakımından da değildir. Çünkü fil insandan çok iridir. Cesaret bakımından da değildir. Çünkü aslan insandan cesurdur. Çok yemesiyle de değildir. Çünkü mandanın karnı, insanın midesinden daha büyüktür. Şu halde ilim çok üstün bir vasıftır” buyurmaktadır.

Rabbim bizleri kendine hakkıyla inan ve ilmiyle amel eden kullarından eylesin...Amin

Önceki ve Sonraki Yazılar
Zekiye Soylu Arşivi