Hayrettin Atak
Hayrettin Atak İki çocuk öldü diyeler, Bir yıl sonra duyalar!

İki çocuk öldü diyeler, Bir yıl sonra duyalar!

Haber bültenlerinde ve gazetelerde küçücük bir haber vardı.

Önemli ama önemsenmeyen diğer bütün haberler gibi geçiştirilen bir haber…  

…  

Olay şu;

Yaklaşık bir yıl önce, Konya'da aralarında husumet bulunan iki sürücü, trafikte karşılaşıp, araçlarıyla birbirlerini kovaladıkları sırada yaptıkları kazada kavşakta mendil satan 3 kardeşten 2'sinin ölümüne 1'inin de yaralanmasına neden olmuşlar. İşte geçtiğimiz gün bu olayın davası sonuçlandı. İki sürücü, "olası kastla adam öldürme ve yaralama" suçundan yargılandıkları davada 53 yıl 4'er ay hapis cezasına çarptırıldılar.

Halk arasında yaygın bir inanış var; Trafik kazasında suçlunun fazla bir ceza almayacağı! şeklinde. Bu inanışımızı temelinden sarsan bir karardı bu.

Konuşmak istediğim karar değil.

Diğer suçlulara nasıl bir yaptırım uygulandığı…

O çocuklara trafikte mendil sattıranlara, izin verenlere, görmeyenlere, görüp ses etmeyenlere, mendil satan/dilenen diğer çocuklar için hala bir şey yapmayanlara yani…  

O çocukların ailelerinin acısının büyüklüğünü bütün anne babalar çok iyi anlayacaktır. En büyük cezayı evlat acısıyla sınanan o anne ile baba yaşıyor elbet.

Ancak suçlu iki kişiye 53’er yıl hapis cezası verince adalet yerini tam anlamıyla bulmuş olmuyor! 

Trafikte karşıdan karşıya geçmeyi dahi beceremeyecek çocukları, en savunmasız halleriyle oraya mendil satsın diye bırakanların cezası ne olacak?

Yada o ailenin gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadığını dahi bilmeyen yetkililerin durumu?  

“Ailelerin durumunu araştıran bir devlet yetkilisi olmuş mudur?”

“Yada bu çocukların burada ne işi var” diyen biri… 

Peki ‘Bu kaza ders olsun. Işıklarda mendil satan/satmak zorunda bırakılan diğer çocukları kurtaralım’ deyip harekete geçen bir başka yetkili.

Çocuk işçiler/köleler deyince niye Afrika’nın elmas madenlerinde çalışan zenci çocuklar aklımıza geliyor?

Şimdi onlar bu cezayı alınca bundan sonra yine aynı şekilde yaşanacak kazaların önü alınmış ve herkes sorumluluktan kurtulmuş mu oluyor?

Temizlendik mi hepimiz? Hakim bu cezayı verince…  

Bu faciadan sonra aynı şeyi yapan diğer çocuklar için yapılan bir şey oldu mu?

Peki hiçbir şey yapmayan yetkili ve etkililer ne ceza aldı ki bu davadan?

Sorular, sorular…

Hepsi boş…

…  

O çocuklar öldükleriyle kaldı. Aile acısıyla. Diğer çocuklar da kaderleriyle…

Oysa bir şehir bütün çocuklarından sorumludur…

Bu çocukların okula gidip gitmediğini araştıran bir Milli Eğitim yetkilisi, sağlığı ile ilgilenen bir doktor, durumlarıyla ilgilenen bir Aile ve Sosyal hizmetler sorumlusu, çocukları toplamaktan başka bir şey yapmaya çalışan bir zabıta görevlisi var mıdır?  

Yeni medeniyetin inşası içinde mi ‘Mevzuat’a ihtiyaç var yoksa… 

Hani her konuda batıyı örnek alıyoruz ya!

“Batı’da mükemmel bakıp mükemmel şartlar sağladığı çocuğuna psikolojik baskı uygulasa  devlet o çocuğu korumaya alıyor” geyiklerini dinlemekle geçti ömrümüz...

Keşke sadece bu konuda Batı’yı örnek alsaymışız…

Dünyanın en kolay işi Sosyal Medya’dan ‘Fırat’ın kenarında kapsa kurt, bir kuzuyu, Gelir hak sorar Ömer’den onu” yada “Takkeli dağa buğday bırakın, Müslüman ülkede kuşlar aç kaldı demesinler” paylaşımları yapmak… 

Deneyin ne kadar kolay olduğunu sizde göreceksiniz…

Bırakın aç kuşları, mendil satarken ölen çocuklar var bu şehirde!

“Yeni bir medeniyet inşa etmek!” kitabının baskısına vereceğimiz parayla kaç çocuğu kurtarırdık. Hiç mi?

Rasulüllah (S.A.V)’in taziye ziyaretine gittiği çocuk araçların arasında mendil satmıyordu ki hem…

… 

Hayvan sever derneklerine bayılıyorum. Çok iyi işler başarıyorlar ve üzerlerine seve seve aldıkları vazifelerini fazlasıyla yapıyorlar…

Keşke insansever dernekler de olsaydı Konya’da. Çocuk sever dernekler… Yol yapılırken orman yok olmasın diye kendini ağaçlara bağlayan doğa sever insanlar gibi o çocuklara sahip çıkacak…

Ya da daha doğru ifadeyle “İnsan sevmek sadece, yardım dernekleri aracılığıyla olmuyor” demek ki…      

Bunca yardım kuruluşuna rağmen hala ışıklarda mendil satan çocuklar varsa bir yerde bir hata yapıyoruz demek ki…

Ve Konya’da bu kadar zekat ve sadaka veren hala ışıklarda mendil satan dilenen çocuklar varsa bir yerde bir hata yapıyoruz demektir bu…

Nerede acaba?

O çocukların ölümünden hepimiz sorumluyuz…

Sahip çıkmak bir tarafa, “Karşılaştığımızda mendil almalı mıyım, almamalı mıyım” buna bile karar veremeyen bende… 

Hepimize kes cezayı hakim bey…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi