Hayrettin Atak
Hayrettin Atak İfadelerdeki örgüt

İfadelerdeki örgüt

Fetö operasyonları sonrasında ki ifadeleri okuyorum günlerdir…

Birbirinden ilginç binlerce itiraf, birbirinden enteresan binlerce tespit var.

Bu ifadeleri, biz şifrelerini çözdükçe okuyucularımıza aktarmaya çalıştık bugüne kadar bundan sonrada devam edeceğiz… İfadeleri okurken bir süre sonra beyniniz sulanıyor… Hiç bilmediğiniz şeyleri öğrenmenin yanında gördüğünüz ve bildiğiniz şeyleri yeniden hatırlıyorsunuz…

En önemli nokta; Yıllarca sormuştum kendime 25-50-150 milyar dolar her neyse yıllık ciroları ne kadarsa, onca paranın içinde nasıl yolsuzluk yada usulsüzlük bulanamaz bugüne kadar diye.     Yapılan himmet 1 tl’lik te olsa, 10 trilyonluk ta olsa hiçbiri için makbuz verilmiyormuş meğer.

Tabi olmayan paranın takibi de, usulsüzlüğü de  olması mümkün değil…

Tıpkı ‘Ya yıllarca içeride neler yaptığını hiçbir istihbaratçı bilmiyor muymuş? Diye sorunca, tüm istihbaratçıların tamamının aslında onlardan olduğunu öğrendiğimiz gibi bir durum bu…  

İkinci önemli nokta;! Kimler var kimler yok diye merak edenler için söylüyorum; “Ucundan kıyısından bulaşmamış kimse kalmamış Konya’da Herkes kendinden bile şüphe etsin. Yok, yok…”

Üçüncü nokta; Örgütün cemaat ismi almasının tek sebebi haftada bir gün 15 dakika süren sohbet dedikleri film izleme seansları… Haftanın geri kalanında ise “Abone, Burs ve Kurban toplama” Tamamen para yani…  

Dördüncü nokta;  Çok az kişinin birbirini tanıdığı grupların imamları, şehir liderleri ve muhasebecileri sürekli şehir değiştiriyor… Soy isimlerini kimse hatırlamıyor… Hiç kimse kendi meslek grubuna imamlık yapmıyor (Buda koca koca komutanlara niye bir öğretmenin imamlık yaptığı, yada Profesörlere niye bir avukatın imamlık yaptığını anlatıyor”… Sohbet hocalarının dini yada ilahiyat alt yapısı bulunmuyor… Nefret ettiklerini söyledikleri Şia’nın benzeri bir yapılanmayla dini liderin yanında, bir siyasi lider birde muhasebeci bulunuyor. Bu şekliyle oluşan şema aslında örgütün temel felsefesi hakkında da bilgi veriyor…      

Beşinci nokta; Burs alan öğrencileri ve kesilen kurbanları herkesin merak etmiş olmasına rağmen şu ana kadar hiçbiri görmemiş.

Altınca nokta; Polis sorgusunun kerametinden midir nedir bilemiyorum ama yıllar yılı yüz milyarları, trilyonları himmet olarak veren herkes te bir uyanma! yaşanmış…

Düşünsenize ne kadar zor bir durum;

On yıllar boyunca namaz kıldığınız mahalle caminizin kıblesinin yanlış olduğunun ortaya çıktığını… Onca yıllık namazı kaza mı edeceğiz diye fellik fellik ortada fetva aradığınızı…

Yada yıllar yılı ardında namaz kıldığınız İmamın Müslüman olmadığını öğrendiğinizi düşünün… O yaşadığınız boşluğu…

Şimdi adam yıllarca birinin peşinden gitmekten öte, dişinden tırnağından artırdığı paraları, arsaları, tarlaları, karısının altınlarını, çocuğunun harçlıklarını, kardeşinden esirgediği borcu gitmiş birine zekat, sadaka niyetine vermiş… 

‘Hata yaptım’ demek kolay mı?

Fark ettik ki;

Bir ve Beraber olmayı özlemiş bu millet…

Cihadı, zaferi, şehadeti özlemiş…   

Kendinden başka, samimi ve ihlaslı insanları görmeyi özlemiş…

Bir de MHP’yi özlemiş… Ülkücülerdeki bu heyecanı özlemiş… 

Tabi ki hep böyle gitmeyecek… Türk siyasetine bu kadar bahar havası alerji yapacaktır elbet… Siyaset doğası gereği bu kadar güzel günler yaşarken bizim temennimiz hiç olmaması değil, olabildiğince kaliteli bir yarış olması…

Bu noktada ilk fireyi Konya verdi… 15 Temmuz ruhuna ters konuşan tek kişinin Konya’dan çıkmış olması, aslında o partinin değil bu şehrin bir talihsizliğidir…

Ak Parti teşkilatları içindeki örgütten nasıl temizlenecek?  15 Temmuz gecesi tankın önüne yatan abiyi, yüzlerce askerin önünde onca kurşuna rağmen geri adım atmayan ablayı, çatışma başlayınca belediyenin süs havuzundan abdest almaya başlayan amcaları, bacağı kopmuş olmasına rağmen ‘vatan sağolsun’ diyen teyzeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan için kendini köprünün üstünde kurşunların önüne atan dayıları, yönetimlere alarak başlanabilir…

NEÜ’deki paralel mücadeleyi takip etmek için bir hesap makinasına ihtiyacınız var öncelikle. Şu kadar kişi alındı, sonra şu kadar kişi iade edildi. Sonra şunları görevden aldık… Kafadan toplayıp çıkarmanız zor çünkü… Dahi olmanız gerek…

Bu sadece üniversitenin değil kurumların toptan yaşadığı bir sıkıntı. Kimin neci olduğunu bilememe… Darbeye hazırlıksız yakalanma hastalığı yani bu…

Kimseden görevinin dışında bir fişleme de yapmayacağı, yapamayacağı da malum… Hata Necmettin Erbakan Üniversitesinden çok istihbari noktada görev yapanlarındır…

Önümüzdeki dönem en çok yapacağımız haberler bunlar…

Görevden almalarda yapılan hatalar,

Göreve iade edilenler,

Görevden alınmayanlar,

Görevden almalarda unutulanlar…

Daha çok işimiz var çok…  

Tıpkı kurumların başındaki yöneticilerin olduğu gibi... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi