İÇİMİZ YANDI!
Ülkemizin gündemini bu hafta çok acı bir tecavüz ve cinayet hadisesi meşgul etti. Hepimizin içini yakan, aklı başında ve aklı selim bir insanı dahi zıvanadan çıkartacak hunharca bir cinayet. Bu yazının kaleme alındığı saatlerde katil zanlısının insanın kanını donduran itirafları geldi. İnsan okumaya dahi tahammül edemiyor. Nasıl olurda bir insan bu denli insanlıktan çıkabilir?
Bu tecavüz ve cinayet üzerine özellikle sosyal medya başta olmak üzere yazılı ve görsel medyadan siyasi partilerin programlarına kadar ülkenin gündeminde yer aldı. İlk gündeme gelen de bu suçlara karşı idam cezasının uygulanması. Bundan aylar önce 2014 yılının Mayıs aylarında ülkemizde üst üste çocuk cinayetleri yaşanmıştı ve bunun üzerine bakanlardan da idam cezasının geri gelmesine dair açıklamalar gelmişti. Bugün de tecavüz olaylarına karşı idam cezasının geri getirilmesi gündeme geldi ve kamuoyu tarafından tartışılmakta.
Mağduru çocuklar ve kadınlar olan insanlık dışı suçlara karşı en ağır cezaların verilmesi gerektiği herkes tarafından kabul edilir. İdam da bu cezalardan biridir. Suça karşı ceza verilmesi gerekliliği tarih boyunca kabul edilmiş, her dönemde ve her toplumda uygulana gelmiştir. Ancak önemli bir ayrım suç ve suçlu kavramlarını farklılığıdır. Suçla mücadele ile suçlu ile mücadele farklıdır. Aynen terörle mücadelenin sadece silahla ve askerle/güvenlik teşkilatları ile yapılamayacağı, asıl olanın terörün beslendiği kaynakları kurutmak olduğu gerçeği gibi suçla ve suçlularla mücadelede de aynı bakış açısına sahip olunması gerekir.
Nasıl olur da bir insan genç bir kız çocuğuna karşı insan havsalanın alamayacağı suçları işleyecek hale gelmektedir. Bunun sebepleri ve sorumluları kimlerdir. Bunların önüne geçilmek üzere neler yapılabilir? Türkiye ekonomik olarak büyümekte, halkının refah seviyesi artmakta ve insanları zenginleşmekte. Buna mukabil toplumda suç oranı da suçluların caniliği de artmakta. Demek ki insanların zenginliği suçları azaltmıyor.
Ülkemizde suçla mücadele için ne yapılıyor? Ülkemizin suç profilini biliyor muyuz? Suçlular üzerinde derinlemesine araştırmalarımız var mı? Niye suç işliyorlar, psikolojik, sosyolojik, hukuki tahlilleri yapılıyor mu? Suçlu aleyhine idam ve sair en ağır cezaları verelim demeyle iş bitmiyor. Şahsi kanaatime göre bazı suçlara karşı idam ceza olarak uygulanmalıdır ancak idam cezasının geri getirilmesi yahut işletilmesi bu ve benzeri suçları azaltacak mı? Demek istediğim bu suçlara karşı aynı terörle mücadelede olduğu gibi kapsamlı bir mücadele yürütülmeli. Ülkenin suç haritaları çıkarılmalı, idam cezası uygulansa bunun suçu ne kadar azaltacağı yahut azaltıp azaltmayacağı hakkında eldeki veriler değerlendirilmeli ve sonrasında idam cezasının uygulanması hakkında yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Ceza hukukunun felsefesi üzerine ülkenin başta hukukçuları kafa yormalıdır. Bir fiil neden suçtur? Bir suça niye ceza verilir? Verilen ceza ne kadar olmalıdır? Hangi suç diğerinden daha kötü kabul edilecek ve verilecek ceza tayin edilecektir? Bunun üzerinde düşünmeden cezaların toplumda karşılığını bulmak kolay değildir. Sadece ceza vermeyle insanları suç işlemekten alıkoyamıyorsunuz.
Büyüyen Türkiye kendi değer yargılarını evrensel değerlerle meczederek hukuk düzenini baştan kurmaya çalışmalıdır. Bunu yaparken nasıl bir toplum hayal ediyor buna karar vermelidir. Jakoben bir mantıkla toplum mühendisliğine soyunmak doğru değildir ve çoğunlukla istenilenin aksine sonuçlar doğurmuştur. Toplumun değişim hızına uyarak toplumunuza temel değerlerinizi vermeniz gerekir, Türkiye bugün ne resmi eğitim sistemiyle, ne medyasıyla halkına değerlerini aktaramamakta, erdemli insanlar yetiştirememektedir.
Bunlar yapılmadığında aylar önce çocuk cinayetlerinde olduğu gibi birkaç gün feveran ederiz, sosyal medyada paylaşımlarda bulunuruz sonra… sonra unuturuz!