Hamdi Bağcı
Hamdi Bağcı Her konuşan anlamlı konuşmuyor ki…

Her konuşan anlamlı konuşmuyor ki…

Bazı insanlar var, köşe yazarları var, saatlerce konuşuyorlar, sayfalarca yazı yazıyorlar, sonuçta bir değerlendirmesini yaptığımda hiçbir şey dememiş, hiçbir şey yazmamış olduklarını görüyorum. Yani her konuşan mutlaka bir şeyler söylemiyor, günümüzde zaten konuşanların büyük bir bölümü hiçbir şey söylemiyor. Dolayısıyla da yazanların da büyük bir bölümü uzun uzun kurdukları cümlelerde en büyük marifetleri hiçbir şey dememek oluyor.

Bazı insanlar da var, tek kelime etse birçok şey söylemiş gibi görülüyor. Hatta öyle insanların pek konuşmasını da kimse istemiyor, “şimdi bir şey der maazallah bütün düzen bozulur” mu? diyorlar etkin beyler bayanlar bilmiyorum ama süreç böyle işliyor.

Yazıda da öyle…

Eskiden mesela çok kısa yazan bazı köşe yazarları vardı, çok kısa yazarlardı… Ama yazdıkları ile çok şey söylemiş olurlardı. Okur, yani kâri onun yazısını takip eder, diyeceğinden siyasi, sosyal ve ekonomik çıkarımlar yapar, fikirlerini ona göre şekillendirirdi… Yazar yani muharrir fikir adamıydı sizin anlayacağınız. Muharririn dediğinin anlamı olurdu, karşılığı olurdu, net bir şeyler demiş olurdu.

Şimdi peki ne?

Bilmiyorum…

Neticede az şeyle çok hususu anlatmaya kalksak “anlatacağımız birçok meseleyi anlatmanın da” bir anlamı olmuyor, bildiğim bu…

OSCAR SAHİPLERİNİ BULDU

Bu arada biliyorsunuz, dün ABD’de Oscar Ödülleri, Los Angeles'taki Dolby Theatre'da düzenlenen görkemli bir törenle sahiplerini bulmuş. Oscar ödül töreninde "En İyi Film" ödülünü Oppenheimer, "En İyi Yönetmen" ödülünü bu filmin yönetmeni Christopher Nolan alırken, ''En İyi Kadın Oyuncu'' Oscar'ı ise Poor Things filmindeki rolüyle Emma Stone'a gitmiş. Oppenheimer hem de tam 7 dalda ödül almış. Peki en iyi erkek oyuncu kim oldu? En iyi erkek oyuncu da “Oppenheimer”daki rolüyle Cillian Murphy seçilmiş…

Tabi Oscar Ödülleri töreninin yapıldığı bölgede Gazze protestosunun olması, en iyi yönetmen ödülünü alan Christopher Nolan’ın konuşmasında Gazze’den bahsetmesini de not ediyor ajanslar, bunları da not olarak yazalım. Christopher Nolan Gazze’den bahsetse ne bahsetmese ne… ABD İsrail’e dur dese İsrail katliam yapabilecek mi? Bana sorarsanız bu yıl Oscar, Avrupa milletlerine ve ABD başkanı ve halkına verilmeliydi. En iyi onlar oynuyor çünkü. Hem İsrail’e katliam yapsın diye asker, silah, uçak, füze veriyorlar hem de bizlerin de vicdanı onları yargılamasın diye gösteriler yapıyorlar, İsrail’i kınıyorlar, “hemen şimdi ateşkes olmalı” gibi bir beylik sözü ediveriyorlar vs.

Bu arada Müslüman bir Gazzeli annenin şehadetinden etkilenip Müslüman olan Batılı bazı insanların haberlerini de bizim medya vermeyi çok seviyor. Sosyal medyada, “Gazze katliamı hayra vesile oluyor” diyen kelli felli adamları bile gördüm bu süreçte, bunu da aktarayım…

İŞSİZLİK VERİLERİ AÇIKLANDI

Fitch biliyorsunuz, Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para cinsinden borç notunu B'den B+'ya, görünümünü ise nötrden pozitife yükseltmişti.

Neticede bu notlar ekonomide bazı şeylerin iyi gittiğinin göstergesi…

Şimdi de işsizlik rakamları geldi. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı Ocak ayında yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti. Hane halkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 85 bin kişi artarak 3 milyon 214 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,7 iken kadınlarda yüzde 11,7 olarak tahmin edildi. Bir miktar işsizlik artmış olsa da özellikle verilerin Ocak ayını kapsaması bakımından, önümüzdeki yaz aylarında artı istihdamların oluşacağını da göz önünde bulundurduğumuzda rakamların olumlu olduğunu söyleyebiliriz. Rakamlar Türkiye’de bir ekonomik krizden bahsetmemin mümkün olmadığını gösteriyor, bu da var olan bazı sıkıntıların önümüzdeki süreçte rahat aşılacağının göstergesi diyebiliriz.

Tabi bizi asıl sevindiren ise istihdam oranındaki artış oldu. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 160 bin kişi artarak 32 milyon 222 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 49,0 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,0 iken kadınlarda yüzde 32,4 olarak gerçekleşti. İşgücü 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 245 bin kişi artarak 35 milyon 436 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,3 puan artarak yüzde 53,9 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,5 iken kadınlarda yüzde 36,6 oldu. Sanayinin çarkı gümbür gümbür dönüyor, insanlar iş aradığında iş bulabiliyor, bunlar güzel şeyler. Sanırım biraz da dolar, euro aşağıya doğru bir hareket etmeye başlasa, piyasa ciddi anlamda rahatlayacak, enflasyon da düşmeye başlayacak…

Ben inanıyorum onlar da olacak. Umutsuzluğa gerek yok, Türkiye büyük bir ülke, bunları eminim kısa zamanda başaracağız.

RAMAZAN’DA FAKİRLERİ GÖZETİN

Bir dostum anlatıyor, değerli bir iş insanı ile konuşuyorlarmış. Dostumun bahsettiği iş insanını ben de tanırım da ismini burada yazmayayım. Dostum o iş insanı beyefendiye, vatandaşları sürecin Ramazan ayından çok zorlayacağını anlatıyormuş. İş insanı beyefendi de “ama herkeste para var” demiş… Bana bunu anlatıyor ve biraz da kırılıyor. Ben de dostuma, o iş insanın da haklı olduğunu, Türkiye’de çok fazla zenginin oluştuğunu anlattım… Enflasyon birilerinin anasını ağlatıyor ama birilerini de ne yazık ki kolay yoldan zengin yapıyor.

Burada asıl önemli olan şu, çok fazla zenginin oluşması fakirlerimizi yok etmiyor. İnanın paranın hiçbir hükmü yok, yani 2 bin lira harcadığınızda markette ne yazık ki çok şey almış olmuyorsunuz.

Ribat’ta çalıştığım sürece Aşevine gidip geldiğimde bu ülkede çok farklı fakirliklerin de olduğunu görürdüm ve Aşevlerinin iyi ki olduğu noktasında dururdum. Hala aynı noktadayım. Ribat Aşevinde mesela ülkemizde, evlenmiş barklanmış, çocukları olmuş ve fakat bu süreçte eşi bir vesile hapishaneye düşmüş çok fazla ailenin olduğunu görüyordum. Sosyal güvenceleri yok, gelirleri yok, mahzun… Allah hiç kimseyi hiç kimseye muhtaç etmesin… Allah yardımcıları olsun. Böyle yüzlerce, belki de binlerce aile var Konya’da… Hapishanedeki vatandaş suçlu ise bile o kadın masum, o çocuklar masum… Daha onlarca böyle konular sayabilirim, fakir, fukara, onurlu, şahsiyetli insanlar var toplumumuzda.

Cuma namazı çıkışı gördüm, caminin önüne gelmiş bir Suriyeli, hem de erkek, eline de küçücük bebeği kargatulumba almış, feryat figan bağırıyor, “bana yardım edin açım”… Ama bunu yapamayan, çocuğunu eline alıp bırakın cami önünü, akrabalarının yanına gidemeyen mazlumlarımız var. Unutmayın, zor ve sıkıntılı bir süreçte böyle birkaç ailenin derdine derman olabilirseniz, sofrasına nimet olabilirseniz, işte Ramazan o an mübarek olur, hayra vesile olmuş oluruz hepimiz. Bu ne büyük bahtiyarlık değil mi?

Dostlar, 10 bin lirayla geçinmeye çalışan emeklilerimiz de var, çevremizde parası olan çok da parası olmayanların her zaman daha çok olduğunu da unutmayalım, çevremizdeki insanlara göre değerlendirmeyelim, zaten genelde bizler zenginlerin arasındayız, marifet aramak, mazlumu bulmak, mazlumun derdine derman olmak, yetimin başını okşamak değil mi?

Neticede dostlar elimizden geldiği kadar Ramazan’da dertlere derman olalım.

Ne dersiniz, güzel olmaz mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi