HDP’nin BM’e şikayeti…
Ülke olarak tarihi günlerin içinden geçiyoruz… Bu tarihi günlerin mahiyetini, gerek sınırlarımızın hemen yanında cereyan eden gelişmeler, gerekse içerdeki terör olayları ve bu terör olaylarını görmezden gelmeye çalışan bazı odaklar ve siyaset alanındaki gelişmeler olarak tanımlayabiliriz…
İlk olarak siyaset konusundan başlarsak, 7 Haziran sonuçları, bazı kesimlerin kendine pay çıkarma hesabı yapmalarına vesile oldu…
Barış süreciyle birlikte devletin bölgeye fazlasıyla şefkat ve gülen yüzünü göstermesini istismar eden PKK ve KCK, çözüm sürecini ülke içinde silah, mermi, roket, patlayıcı vb mühimmat depolamak için kullandılar yani adeta büyük bir savaşın hazırlığını yaptılar…
7 Haziran’ın, sandıktan dirayetli bir iktidar formülü çıkartmamasını fırsat bilen PKK ve KCK yapılanmaları daha önce yaptıkları yığınakların kendilerine verdiği özgüven ile birlikte 11 Temmuz’da ateşkesin bozulduğunu açıklarken daha sonraki açıklamalarında ise halkı kendi savunmasını yapmaya yani isyana ve başkaldırmaya yönelik çağrılar şeklindeydi…
PKK ve KCK’nın bu çağrılarla amacı, 7 Haziran’da ortaya parçalı bir siyaset yapısı ortaya çıkmış iken, Yani herkes kendi derdine düşmüş iken, fırsattan istifade bölgede karışıklık çıkararak ayrılıkçı düşüncelerinde mesafe kat etmeye çalışmaktı…
Lakin artık eski Türkiye yok, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, yeni bir hükümet kurulana dek, iktidarda olan hükümet bir an tereddüt etmeden kararlılıkla terörle etkin mücadele yönünde talimat vererek operasyonlar başlatıldı.. Yapılan hava operasyonlarında Kandil bölgesindeki terör yapılanmasına büyük bir zayiat verdirildi…
Zaten bu yüzdendir ki, Selahattin Demirtaş alelacele Brüksel’e gitti, Avrupa’ya çağrılarda bulundu.. En son olarak da HDP, Türkiye’yi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne, Kandil’e yaptığı operasyonlardan dolayı şikâyet etti…
Türkiye, Kandil bölgesindeki başarılı operasyonlarının ardından ikinci adım olarak ülke içinde KCK ve YPG diye tabir edilen terör yapılanmalarının üzerine gitmeye yoğunlaşarak devam edecektir… Çünkü ülke içinde Askeri ve Emniyet teşkilatına yönelik saldırıların yapılmasına her türlü desteği veren bu yapılardır…
Bölgede kendi belediye başkanını, milletvekilini seçen bir halka, kendi yönetimlerini oluşturacağını söyleyenler, halkı provoke etmekte, devleti ise kışkırtmak suretiyle halkın galeyana gelmesini ummaktadır… Bunlar beyhude çabalardır…
Devletimiz, tüm bu terör zihniyetli beyinlere varlığını kabul ettirecek bir kudrete sahiptir Allah’ın izniyle…
Selametle…