Hayrettin Atak
Hayrettin Atak HAYIRDIR İNŞAALLAH?

HAYIRDIR İNŞAALLAH?

Her şey elbette kötü değil…

Güzellikler de var, çok güzel çalışmalar da. Şehrin daha yaşanabilir olması için mücadele edenlerde… Amacımız; bir şehrin, bir medeniyetin doğuşuna, yükselişine tanıklık ve hizmetkarlık etmek… Ve yapılan yada yapılmayanı efkar-ı umumiye ile paylaşmak…   

….

Bir şehir yükselecekse el birliğiyle yükselir…

Milletin zekasıyla dalga geçerek, umursamayarak, eleştirilere hazımsızca davranarak, pohpohlanarak değil.

Her büyük medeniyet, bir büyük savaş sonrasında kurulmamış mıdır?

Buda bir medeniyet savaşı…

….  

Her haber sıkıntısı çekildiğinde; İnşaatın yüzde 40’ı, yok yok yüzde 50’si bitti;  “Neredeyse bitti” “Bitti bitiyor” “Yetişen alıyor” gibi başlıklarla gündemi meşgul etmeyeceksin örneğin.

“Beş milyon ziyaretçi bekliyoruz” “bir milyon gelecek, üç milyon çıkacak” gibi, doğmamış çocuklara don biçmeyeceksin mesela, sırf reklam olsun da nasıl olursa olsun diye…

Bir projeye başladığında ne zaman bitireceğini söyleyeceksin. Söyleyeceksin ki vatandaş da, esnafta ona göre önlemini alsın… O zamana kadar hiçbir gazeteci seni rahatsız etmesin.  

Bitime geç de kalabilirsin… Sadece söyle, ikna olmamız için yeterli çoğu zaman. Çünkü aynı şehrin semasını paylaşıyoruz sizinle…

Evdeki hesap çarşıya uymamış olabilir… Maliyetlerin yükselmiştir… Bitmiyordur proje… Bilinsin.  Bilelim ki elimizden bir şey gelmese de dua edelim senin için… Sonuçta, seninle aynı yollarından geçiyoruz bu şehrin…

Hizmet götürürken sıkıntı yaşıyorsan, üstünü kapatmamalı insan… Çünkü benim de hatalarım var… İnsan olmanın gereği değil midir bu? Mesele nasıl düzeltebileceğimiz? Gücüm yetmese de bir omuz da ben veririm sana…

Bir hata yaptıysan, birlikte düzeltelim… Şehir sana olduğu kadar bana da emanet, birlikte yaşıyoruz… Batarsak şehirle birlikte hepimiz batarız… Elimden gelmese de bir şey, bende kafa yorarım…

Günlük kısır siyasi gelişmelerle geçirmeyeceksin zamanını… Geçirmeyeceğiz ki bu şehir ve bu medeniyet bizim ve çocuklarımız için daha da büyüsün… 

Bir yerde tadilata başlandığında bitireceksin o işi. Koca koca gökdelenlerin birkaç ayda dikildiği bir teknolojik ortamda, söktüğün kaldırım taşlarını yeniden yerleştirmek için onca zaman beklemeyeceksin örneğin… Şehrin vitrinini bu kadar çamur içinde bırakmaya hakkın olmamalı… Vardır elbet bir sebebi diyorsan da açıklayacaksın, neden gecikildiğini…

Gerekirse yardıma gelecek herkes… Yok öyle bedavacılık…  

Çünkü yok birbirimizden farkımız…

Biz sizdeniz, sizde bizden…

….

Ya uyandırın beni bu rüyadan ya da unutun yazdıklarımı… 

Ben unuttum bile…  

 

KORKULARINDAN KORKAN BATI

İnternete ilginç korkular yazınca şunlar yazıyor ne kadar bilimsel bilemiyorum..

Spektrofobi: Ayna korkusu  Fagofobi: Yutma korkusu  Dutchofobi: Hollandalılardan korkma  Androfobi: Erkeklerden korkma   Caligynefobi: Güzel kadınlardan korkma  Chrometofobi: Paradan korkma    Kathisofobi: Oturmaktan korkma   Telephonofobi: Telefondan korkma   Arachibutirofobi: fıstık ezmesi yerken damağına yapışmasından korkma  Eisoptrofobi: ayna korkusu ya da kendini aynada görme korkusu Mnemofobi: Anılardan korkma  Sinistrofobi: Solak olmaktan korkma  fobofobi: korkmaktan korkma

İslamafobi’nin varlığına şaşmak anlamsız… Bu kadar yorum yapmak da… “Algılar Dünyasında” bazen ben bile korkuyorum…

Kendimden şüphelendiğim zamanlar oluyor… 

Biz ne kadar anlatırsak anlatalım, bu “otlardan” korkanlar öyle ya da böyle “İslam”dan korkmaya devam edecek…

Korkarlarken de öyle “öptükleri kızlar” falan da akıllarına gelmiyor sanırım…  

 

“YOLCU CHP”

Hayatın insanlar üzerinde oynadığı en güzel oyunu bu sanırım, şeytanın da… Hepimizin kendini mükemmel sanması…

Kimse kendine cehennemi yakıştıramıyor… 

Bu konuda her insanı anlayabiliyorum da CHP’nin kendini solcu saymasını anlayamıyorum. Yunanistan’daki seçimlerden sonra “şimdi sıra bizde” sözleriyle kendilerini de solcu saflarına sayması gülünesi bir durum… Yunanlılar Avrupalı kardeşlerine ters köşe yaptırdı yine… Kurtuluş savaşındaki gibi, seçimin özeti bu… Ulusalcı, Faşist, Kemalist, Baskıcı, Darbeci bir CHP nire, solculuk nire… Kılıçdaroğlu’nun açılımını da bünyesi kabul etmeyecek CHP’ye seçim sonrası şarkısı öneriyorum;      

“Bir garip solcuyum hayat yolunda… Yolunu kaybetmiş perişanım ben…”

Seçim sloganı da basit olmuş bu arada, değiştirmeleri gerek…

“Aş, iş, sürahi, geliyor Kılıçdaroğlu” olarak… Daha çok iş yapar… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi