GAZİLİK ŞEREFTİR

Yılda 1 kere de olsa günlerinde hatırladığımız gazilerimizi Gaziler gününde ziyaret ettik. Gazi elbiselerini ve madalyalarını takmış, hazır kıta protokolü bekliyorlardı. Gözlerinden vatan ve bayrak sevgisinin ne denli yüksek olduğunu görebilirsiniz. Heyecan doruk noktadaydı. Daha önceki zamanlarda hiç Vali ziyaret gerçekleştirmemiş. İlk defa Vali Bey’in ziyaret ettiğini söylediler. Hv. Plt. Tümgeneral Ali Çetinkaya ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’te Vali Bey’e eşlik ettiler. Vali Bey şehit ve gaziler konusunda ne kadar hassas olduğunu bu programda gösterdi. Bütün gazilerle tek tek tokalaşarak hal hatır sordu. Bu maneviyatın öğrencilere yaşatılması noktasında Milli Eğitim Müdürlüğümüzün de çalışma yaparak öğrencilerle gazileri buluşturacaklarını söyledi. Ayrıca Şehitliği de her öğrencinin görmesi gerektiğini belirtti. Derneklerde protokole karşı müthiş bir hizmet vardı. Daha Vali Bey gelmeden amca çayları getirdi, geri gönderdiler. Basın açıklaması biter bitmez meyveler ve tatlılar hızlı bir şekilde sunuldu. Sayın Valimiz, bizlere de ikram etti. Ardından Büyükşehir Belediye Başkanımız da bize meyve tabağı getirdi. Masamızda olduğunu görünce geri götürdü. Protokolümüzün gazetecileri bu kadar düşünmesi bizleri duygulandırıyor. Onure ediyor. Teşekkür ediyoruz.

Vali Bey’i Konya’ya daha fazla ısınmış ve tanımış olarak gördük. Mütevaziliği ve hoşgörüsü tam Konya’ya Mevlana’ya yakışır şekilden. Huzur ve maneviyat Şehri, Hoşgörü Şehri Konya’ya anca bu kadar hoşgörülü bir Vali atanabilirdi. Konuştuğum Sivil Toplum Kuruluşu Başkanları, Dernek Başkanları, Bürokratlar, Müdürler Vali Bey’i hep överek anlatıyorlar. Konya’nın birlik ve beraberlik görüntüsüne de Valimizin çok katkı sağlayacağını düşünüyorum. Konya’da bir çok alanda bölünmeler yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Sayın Valimizin çabalarıyla bu bölünmeler, birleşmelere vesile olacaktır inşallah.

Peygamberimiz “İki günü birbirine eşit olan zarardadır” buyurarak her gün bir önceki güne göre daha ilerde olmayı tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber meşru kazanç için yapılan uğraşıların ibadet olduğunu vurgulamıştır. Efendimiz bir gün sahabilerle birlikte oturmuş sohbet ediyorlardı. Bu sıralarda bir genç erkence kalkıp biraz ileride kazma kürek çalışıyordu. Ashaptan bazıları, “Ey Allah'ın elçisi! Keşke bu delikanlı burada sizin sohbetinizde bulunsa da Allah yolunda mesai sarf etmiş olsa” dediler.  Bunun üzerine Peygamberimiz (S.A.V) şöyle buyurmuşlardır: “Böyle söylemeyin. Eğer o genç, insanlara el açmamak, çocuklarının ekmek parasını kazanmak için çalışıyorsa Allah yolundadır. Yaşlı ve zayıf düşmüş olan anne babasına yardımcı olmak, onların ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyorsa Allah yolundadır.”