FUTBOLU ÖZLEMİŞİZ
Torku Konyaspor Coşturdu:
PTT 1. Lig’de Konyalılar için en güzel haftalardan biri yaşandı. Torku Konyaspor’un 4-1’lik Kartalspor galibiyeti play off hedefinde devam etmek isteyen bir takım görüntüsü verdi. Ligdeki takımlar arasında çok büyük kalite farklarının da olmadığını varsayarsak bu sezon sonunda Süper Lig’e çıkma hesaplarının yapılabileceğini düşünüyorum. Erdal gibi ekstra işler yapabilen bir oyuncusu olan Konyaspor ilk altıya kalması halinde süper lige çıkma noktasında ciddi adaylardan birisi olabilir. Benim bu noktadaki tek ve büyük korkum kalede yaşanan sorun, kalede Ciddi bir sorun olduğunu düşünüyorum.
Erdal’ın yükselen performansının burada altının çizilmesi gerekiyor. Genç oyuncuların da istemesiyle (hem kendileri için hem de Konya için) yükselme şansı hiç azımsanmayacak kadar yüksek. Açıkçası Konya gibi bir şehrin de olması gereken yer Süper Lig. Şehrin bunu sağlayabilecek potansiyeli var. Bu potansiyelin şimdiye adar kullanılmamış olması potansiyeli eksiltmez. Bunları konuşmak için erken olsa da Konya spor kamuoyunun takımı ve Uğur Hoca’yı bu noktada havaya sokması ve bunu gerçekten istediklerini göstermeleri gerekiyor. Bu yapılabilir, böyle bir fırsat varken kullanılması gerekir açıkçası. Gelecek sezon için yetişir mi tam bilemiyorum ama yeni bir stad yapma uğraşında olan Konya şimdiden havaya girmeli. Futbol bu, neticesinde ne olacağı belli olmamakla birlikte; o istek ve arzunun Konya spor kamuoyunca hissedilmesi gerekiyor.
Süper Lig’de Heyecan Artıyor:
Süper Lig’e geçecek olursak gerçekten özlediğimizi hissediyorum. Milli takımların eskisi kadar heyecan vermemesi ve alınan başarısız sonuçlar ligleri özletliyor. O sebeple pazar akşamı oynanan Fenerbahçe-Akhisarspor maçını büyük bir zevkle seyrettim. Maçta futbol adına pek bir şey olmaması bu seyir zevkimi azaltmadı. Kuyt’un ekstra ekstra performansı futbol adına eğlenceli bir görüntüydü. Hele bir de Fenerbahçeli’yseniz bu mücadele sizi baya mutlu etmiştir. Sivas maçından sonra, Mersin maçından önce Kuyt ve Volkan’ın artık dinlendirilmesi gerektiğini söylemiştim. Gelinen noktada bir süre daha sendeleseler de takımın en iyilerinden olmayı başardılar. Bu sebeple şunu söylemeliyim: Akykut Kocaman bu işi biz klavye teknik direktörlerinden veya seyirci teknik direktörlerden daha iyi biliyor. İkisinin de potansiyellerini ve arzularını görmüş olacak ki o belki de hayatlarının en kötü maçından sonra bu iki oyuncuya sahip çıktı. Bu noktada da Sayın Aykut Kocaman’ın hakkının teslim edilmesi gerekiyor. Niticesinde Sow secdelerine devam ederek yardımcısı Webo ile birlikte Fenerbahçe’yi heyecanın içinde tutuyor.
Galatasaray-İBB maçında da futbol adına hiçbir şey yoktu. Ama izleyen ve özleyen Galatasaraylılar maçı heyecan ve beklentiyle izlemişlerdir. Ligin Moussa Sow’la birlikte en etkili forveti olan Burak Yılmaz attığı gollerle takımına Kayseri deplasmanının ardından Arena’da da zaferi getirdi. Neticede son 7 haftaya girilirken heyecan artarak devam ediyor.
Burak Yılmaz’ın Kariyeri Türk Futbolunun Resmi Gibi:
Burak Yılmaz’ın saygı duyulası performansının altını çizmeliyiz. Avrupa’nın en gözde forvetlerinden birisi haline geldi Burak. Bu başarısı O’nu ileride daha önemli noktalara da getirecektir. Burak demişken Galatasaray yönetimini bu denli ciddi bir oyuncuyu 5 milyon gibi bir rakama kadrosuna katabildiği için kutlamalı, Beşiktaş ve Fenerbahçe’yi ise bu denli büyük bir potansiyeli, cevheri takasta kullanıp gönderdikleri için eleştirmeli ve sorgulamalıyız.
Şimdi Burak benzeri bir değersizleştirmenin Sezer Öztürk için yapıldığını görünce üzülüyorum. Çünkü Sezer Öztürk ülkenin mevkii itibariyle en iyi oyuncusu, bundan hiç şüphem yok. Bunu Burak için de söylüyorduk işte durum ortada. Genç milli takımdan aynı devre olan bu iki oyuncunun kariyerleri Türk futbolunun çarpık düzeninin bir resmi gibidir. Bu açıdan da özellikle incelenmesi gerekir. Bu anlamda Burak’ın kıymetini bilemeyen Aragones tipi hocaların Türk futboluna verdiği zararı ve Şenol Güneş tipi hocaların katkısını Burak örneğinde okuyabiliriz. Böyle örneklerin olmaması dileğiyle.