Hayrettin Atak
Hayrettin Atak FETÖ için Konya neden önemli?

FETÖ için Konya neden önemli?

Örgütün önde gelen ne kadar ismi varsa Konya’da o ya da bu şekilde bulunmuş…

Hatta bir ara neredeyse tamamı buradaydı…

Liderlerin sağ sol bütün kolları burada görev yaptı…

Diğer bütün üniversitelerden çok daha fazla Selçuk Üniversitesi’nde kadrolaşmak ve ele geçirmek için uğraştılar…

Kamu kurum ve kuruluşlarında diğer bütün şehirlerden çok daha fazla isim sokmaya gayret gösterdiler…

Hükümeti devirmek, Erdoğan’ı ele geçirmek için seçtikleri tarih bile Konya için en önemli gün olan 17 Aralık…

Operasyon kararlarını genelde bu şehirde almışlar…

Vs… vs…

Daha onlarca sebep sayılabilir örgüt ve lideri için Konya’ya verilen değeri anlatmak için…

Peki bunun sebebi ne?

En önemli sebebi İbn-i Arabi’nin bir iddiası; Hz. Mehdi’nin Anadolu Müslümanlarından biat’ını Mevlana Dergahında alacağı… Bu sadece İbn-i Arabi’nin değil birçok alimin iddiası. Ama onlarınki daha çok Mehdi Hazretlerinin Konya’dan geçeceği… Hatta bazıları Konya’nın Başkent olacağı ve bütün komutanların burada toplanacağı şeklinde görüş bile beyan etmişler…

Her neyse; Peki Mehdi, dünyanın emperyalist gücü, zalim, sadece Ortadoğu’da yüz binlerce çocuk ve kadını vahşice cinayetinden sorumlu olan Amerika ile yaptığı ortak iş görmeye, ortak eylemlere, ortak cinayetlere nasıl bir kılıf uydurabilir?

Bu sorunun yanıtı da Bediüzzaman’da… Çünkü Said Nursi’ye göre Hazreti İsa beklendiği gibi yeniden dünyaya gelmeyecek… Bu konu ile ilgili hadislerdeki kastı daha çok “Gerçek İseviliğin” zuhur edeceğini ve Müslümanların Lideri ile Gerçek İsevilerin bir koalisyon kurarak Dinsizlik Cereyanı ile Zalimlere (Siyonistlere) galip geleceğini iddia eder…

Yani Mehdi! şu an böyle bir koalisyon peşinde değil tam olarak tam içinde…!

ABD ile CIA ile yapılan ortaklığında da böylece gerekçesini hazırlıyor…

Peki neden 2016?

Cifr ve Ebced hesapları noktasında bir zirve olan Bediüzzaman’ın gelişmeler hakkında talebelerini bilgilendirdiği birçok tarih var eserlerinde… Bunların en önemli ikisi 1996 ve 2016. 1996 yılı İslam’ın zaferlerinin başlangıç tarihiydi… İkincisi ise zirvesi… 1996 yılında Refah Partisi seçim zaferinden başka bir şey olmamıştı gerçi ama olsun bu tarihin ikinci kırılma noktası olan 2016 yılının kendilerini işaret etmediği anlamı taşımazdı…

Bu nedenle kendisi gibi her teşkilat üyesi de bu yılın kendi yılları olduğunu ve zaferle sonuçlanacağını umdular hep… Onca kötü gidişata rağmen, hep ümidi ayakta tutmaya çalışmalarının altında yatan temel düşünce buydu… 

Eğer ortada hala bir yapı kalmış olursa bundan sonra bekleyecekleri tarih 14 Ağustos falan değil merak etmeyin… 2019… Çünkü bu tarihte bu noktada işaret edilen ancak yaşanacak olan gelişme hakkında pek bir kimsenin bilgisi olmadığı bir tarih…

Ancak bu noktada sanıyorum Fethullah Gülen’in bildiği ancak diğer örgüt üyelerinin pek bilmediği başka iki hesap var…

Birincisi tabi ki Allah’ın hesabı… Onun ne olduğunu bilemiyoruz… Ayağımızı hak üzerinde sabit tutmasını istemekten başka yapacak bir şeyimiz yok…

İkincisi ise bir yine bir ebced hesabı… Fethullah Gülen’in adeta savaş açtığı Tahşiye grubunun lideri Molla Muhammed’in bundan yıllar yıllar önce yaptığı; İslam ve Nurculuk Felsefesi düşmanı grubun bitişinin 2016’da gerçekleşeceğine dair yaptığı bir hesap…

Taşhiye davası, Örgütün bitişinin başlangıcı olan, hatta yapının ve yapının tezgahlarının ilk olarak ayyuka çıktığı davaydı… Onun yaptığı bu hesap doğru çıkacak mı bakalım? 

Yılın bitişine ne kaldı şurada…

Allah’tan başka kim bilir… Şu kesin ki Allah’ın yaptığı hesap en doğru olanıdır…

Bekleyip göreceğiz…

Ama Mevlana meydanında şuan yüzbinler var… Ben sadece bunu biliyorum….

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi