Ermeni Adaleti de Bu kadar Olur
Eski bir yazıma bakmak için internette arama yapacaktım. Ancak, yazının ismini unuttuğumdan, ismimle arama yapmaya karar verdim. Arama sonuçlarını incelerken bir site dikkatimi çekti. Site, Türkiye’de faaliyet gösteren bir Ermeni vakfının sitesiydi. Vakıf, Ocak-Nisan 2018 tarihleri arasında medyada “Nefret” söylemiyle ilgili bir raporu hazırlamış. Hazırlanan raporda, 2018 yılının belirtilen aylarında, yerel ve ulusal basın incelenerek kendilerine göre “nefret” söylemi içerisinde yer alan tüm yazıları fişlemişler. Fişlenen yazılar içersinde benim de 4 tane yazım bulunuyor.
İlgimi çektiği için raporu detaylıca incelemeye koyuldum. Yazıları 4 kategoride değerlendirmişler:
1. Abartma/yükleme/çarpıtma
2. Küfür/hakaret/aşağılama
3. Düşmanlık/savaş söylemi
4. Simgeleştirme.
Benim yazılarımı 1. ve 3. kategoriye göre incelemişler. Bu rapordan sonra onların değerlendirmesine giren 4 yazımı tekrar-tekrar okudum. Yetmedi, o aylar içersinde yazdığım diğer yazıları da okudum. Bahsedilen dönem içersinde Ermeniler ile ilgili yazdığım nerdeyse tüm yazıları fişlemişler. Hatta fişlenen yazılar arasında sadece Ermeni değil, Ruslardan da bahsetmiştim, fakat ne hikmetse raporda sadece Ermenileri hedef aldığım yazılıyor.
Raporda adı keçen yazılarımın ismini vereceğim. İsteyen olursa daha detaylı yazıları inceleye bilirler. Fakat fişlenen 4 yazıdan kısaca bahsetmek istiyorum:
İsmi raporda geçen yazılarımın ilki, 17.01.2018 tarihinde yazılan “Kanla Yazılan Şanlı Tarih: 20 Ocak 1990”dır. Bu yazımı “abartma/yükleme/çarpıtma” kategorisinde değerlendirmişler. Yazıda, Sovyetlerin 20 Ocak 1990 tarihinde Bakü’de yaptığı katliamlardan ve bu katliamların Ermeniler ile olan ilgisinden bahsettim. Yazımda ne abartma, ne yükleme, ne de çarpıtma var. Yazdığım her şeyin delili ispatı mevcuttur. Olayların canlı şahitleri de hala hayattadır.
Hedef alınan ikinci yazım, 21.02.2018 tarihli “Karabağ Sorunu” yazımdır. Bu yazını da bir önceki gibi “abartma/yükleme/çarpıtma” kategorisinde değerlendirmişler. Yazıda, Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunu delilleriyle beraber söylemekle birlikte, Ermenilerin buranı nasıl işgal ettiklerini ve Rusların onları neden desteklediğinden bahsettim. Yazdığım her bilginin tarihi kaynağı ve ispatı mevcuttur. Burada da abartma, yükleme veya çarpıtma yoktur. Ermenilere göre varsa bilmiyorum, ama tarih onların uydurduklarının tersini söylüyor her zaman.
Rapordaki üçüncü yazım, 28.02.2018 tarihinde yayınlanan “Hocalı Soykırımı” yazısıdır. Bu yazıyı her halde kendilerine göre abartma veya çarpıtma bulamadıklarından dolayı, “düşmanlık/savaş söylemi” kategorisine almışlar. Yazıda, dünyanın gözü önünde, 26 Şubat 1992 yılında Hocalı Şehrinde Ermeniler tarafından yapılan katliamı ve bunun Türk Milletine ilk defa yapılmadığını anlattım. Hiç kimse kusura bakmasın, ama ben, benim halkıma bu soykırımları yapan teröristlere dost demem.
Fişlenen son yazım ise 05.04.2018 tarihli “Vur Komandir Vur” yazımdır. Yazıyı bir öncekinde olduğu gibi “düşmanlık/savaş söylemi” kategorisinde görmüşler. Yazımda, 2016 yılının Nisan ayı öncesinde Karabağ’da Ermenistan ve Azerbaycan arasında yaşanan çatışmadan bahsettim. Uluslararası kanunları çiğneyerek, tüm dünyanın Azerbaycan toprağı olarak kabul ettiği Karabağ’ı, hala işgal altında bulunduran Ermenilerin artık kanunlara uyması ve Karabağ’ı Azerbaycan’a iade etmesi gerektiğini söyledim. Eğer bu olmazsa, uluslararası kurallar gereği Azerbaycan’ın, askeri güç ile buraları alma hakkını kendi bulundurmasını belirtmek düşmanlık mıdır yoksa savaş söylemi mi?!
Kendilerine karşı olan en küçük yazıya dahi tahammül edemeyen Ermenilerin, yıllardır uydurma “Ermeni Soykırımı” adıyla Türkiye aleyhine yaptıkları faaliyet ve yazıları hangi kategoriye koymak gerek onu da siz düşünün…