Erbakan Hoca ve Konya…
Prof. Dr Necmettin Erbakan, ahirete intikalinin 4. Seneyi devriyesinde, ülke genelinde birçok noktada birçok etkinlikle rahmetle anıldı… Necmettin Erbakan, düşünceleriyle, icraatlarıyla, engin vizyonuyla ülkesine hizmet için ömrünü mücadeleyle geçiren bir dava adamıydı… Zaten Erbakan hocamız bir Dava Adamı olarak bir de ‘’Savunan Adam’’ olarak bilindi ve anıldı… Ülkemiz var oldukça da hizmetleri hep hayırla yâd edilecek ve ismi hep yaşatılacaktır…
Ülkemizde çok ayrı bir yeri vardır merhum Necmettin Erbakan’ın.. Lakin Konya için önemi çok daha ayrı…1969 yılında Konya’dan bağımsız milletvekili adayı olmuş ve 3 milletvekili seçtirmeye yetecek bir oyla milletvekili olarak TBMM’ne giderken, ağzından Necip Fazıl’ın şu mısraları dökülmüştür:
‘’Surda bir gedik açtık, mukaddes mi mukaddes, Ey kahpe rüzgâr, artık, ne yandan esersen es.”
11 Şubat 2010 tarihinde Erbakan Hocayla yapılan bir röportajda Konya’nın siyasi hayatındaki yeri soruluyordu:
“- Hocam Konya neden ilk tercihiniz oldu?
- Çünkü Konya Anadolu’daki ilk merkezdir. Selçuklu merkezidir. Bizim davamızın sembolüdür. Belde-i muhayyere’dir. Yani Efendimiz (s.a.v)’e teklif edilen üç şehirden biridir. Habibim hangi şehri istersin, Medine mi, Şam mı, Konya mı dediği zaman, Efendimiz (s.a.v) fakiri çok olduğundan Medine’yi seçmiştir. Ama hangisini istersin teklifi arasında Konya’nın bulunmuş olması tabiî ki çok büyük bir şereftir. Büyük Selçuklu payitahtıdır. Haçlı seferlerini püskürten merkezdir. Yani işbirlikçileri püskürtmüş.
Konya’nın manası çok büyük! Mevlana’nın şehri. Bu itibarla Besmeleyi Konya’dan çektik. Muhyiddin’i Arabî Hazretleri 1000 sene önce Fütuhatı Mekkiye kitabında, ‘İnsanlık fetret dönemine girecek ve kurtuluş Konya’dan başlayacaktır’ buyuruyor. Bu itibarla Konya’nın özelliği vardır. Bu özelliğe dayanarak çalışmalara oradan başladık.”
Erbakan hoca, halkın vicdanında kabul görmüş iradenin TBMM’nde en etkili ve yetkili şekilde görevini ifa etmesini savunuyordu, bu durum elbette belli mihrakların pek sevmedikleri bir düşünce tarzıydı, bu yüzden siyasi hayatı boyunca devamlı engellemelere maruz kaldı, partisi 4 kez kapatıldı, medyanın kara propagandalarıyla yıpratılmaya çalışıldı… Tüm bunlara rağmen yılmadan, bıkmadan, usanmadan ülkesinin gelişmesi için çaba harcadı… Büyük ve güçlü Türkiye’nin özlemi içindeydi…
Bazı çevreler Erbakan Hoca’nın siyasi hayatını başarılı bulmayarak eleştirseler de; Erbakan Hocanın düşünceleri, hayatı ve siyasi tarzı kesinlikle bir milattı.. cumhuriyet tarihi boyunca elitist jakoben azınlıkların çoğunluğa tahakküm etme anlayışına karşın mütedeyyin (dindar) kesimin sessiz çığlıklarının en gür savunucusu olarak, büyük bir özlemin ve sevginin tezahür ettiği bir isimdi Erbakan Hoca…
Ülkeyi yöneten iktidarın, belli bir ideolojik çevrenin tekelinde olmadığının ispatı için, Erbakan Hocanın siyasi anlamdaki varlığı mütedeyyin kesimin miladıydı... Cumhuriyet dönemi devrimleriyle övünenlerin demokrasiden anladıkları azınlıkların çoğunluğa tahakkümünden başkası değildi… Erbakan Hocayla mütedeyyin halkın ilk defa gerçek anlamda temsilcisi olmuş ve bu hareket sayesinde sadece yönetilen sınıfında kalmaya mahkûm edilmiş bir kitleye geleceğe dair umutlar ekilmişti…
Erbakan Hocayı değerli kılan en büyük hizmeti bu anlamda mütedeyyin kesimde siyasi bilincin oluşması ve siyasetçi kadrolarının yetiştirilmesidir… Bugün, Yeni Türkiye’nin başarısındaki Erbakan Hocanın etkisi kesinlikle ret edilemez bir gerçektir… Erbakan Hocanın yetiştirdiği fidanlar bugün meyve vermiş, Erbakan’ın savunduğu milli sanayi hamlesi gibi birçok projesi hayata geçmiş veya bazılarının da hayat bulmasına ramak kalmıştır… Kısaca Erbakan hoca olmadan, Bugünkü Türkiye’nin başarısı anlaşılamaz, anlatılamaz…
Bu vesileyle Merhum Necmettin Erbakan Hocamızı rahmetle anıyor, mekânın cennet olsun inşallah diyoruz…
Selametle…