Hasan Mutluoğlu
Hasan Mutluoğlu EĞİTİME AYAR VERMEK

EĞİTİME AYAR VERMEK

Eğitime 40 yıl emek veren bir öğretmen olduğum için, böyle bir başlık altında, eğitim ile alakalı bazı gerçekleri ifade etmeye hakkım var diye düşünüyorum.

Eğitime ayar vermek” gibi bir iddiada olmadığımı, zaten bu iş için hangi makamların yetkili olduğunu herkes gibi ben de biliyorum.

Ülkemizin geleceği, mutluluğu ve refahı için gerekenleri söylemek, ifade etmek, dillendirmek kaçınılmaz bir gerçektir.

Bu ülkede eğitim ile alakalı şikayetler hiç bitmiyor. Cumhuriyet kurulduğundan beri bu böyle. Siyasi anlayışların değiştiği her dönemde, hatta Milli Eğitim Bakanlarının değiştiği zaman diliminde bile, eğitim anlayışında sil baştan olmadı mı?

Hepimiz buna şahidiz. Yapılan eğitim uygulamalarında yetiştik ve daha sonra da, kararlaştırılan eğitim programlarının uygulayıcıları olduk.

Bizim yetiştirildiğimiz müfredat ve programın uygulayıcısı olamadığımızdan, uygulattırılmaya çalışılan program ve müfredatla eğitimin başarısızlığına katkıda bulunmuş olduk.

Yetişen okumuş nesiller arasında, eğitimden kaynaklanan farklı anlayışların ve düşüncelerin sahibi insan tipleri ortaya çıkmış oldu.

Günümüzde hala eğitim değişiklikleri ile uğraşıyoruz. Bir türlü kendi gerçeklerimize uygun bir eğitim sistemi, bir eğitim modeli bulamadık.

Arayışlarımızı doğru bir adresten, doğru bir kaynaktan uzak, kalkınmış ülkelerin sistemini örneklemek amacı ile yapmaya çalışıyoruz.

Bu ülkenin eğitim problemini halletmenin yolu sadece;

-4 + 4 +4 eğitim modelini getirmek,

-Sınıfları elektronik tahtalarla donatmak,

-Öğrencilere elektronik tablet vermek,

-Öğrencilere tatilde ödev vermemek,

-Eğitim/öğretim süresini arttırmak,

-Şu kadar sayıda öğretmen atayarak görevlendirmek,

-Derslerde okutulacak kitapları devlet eliyle parasız vermek,

-Kılık kıyafet düzenlenmesine gitmek,

-Üniversite sayısını çoğaltıp herkesi üniversite mezunu yapmak,

-Mesleki okulların bir koluna ağırlık kazandırmak... Gibi tedbirlerden geçmediğini, içimizi acıtacak bir şekilde olduğunu görebiliyoruz.

Bu ülkenin her sahasında yetişmiş elemena ihtiyacı var. 18 milyon öğrenci potansiyeline sahip bir ülkeyiz. Bu müthiş potansiyelin önemini bir kere değil çok daha fazla düşünmek zorundayız.

Eğitim ile ilgili olumsuzlukları ifade etmek, tenkit etmek, problemleri ifade etmek, herkes için çok kolay olduğunun bilincinde olarak yapılması gerenkenler konusunda “Akıl aşındırmamak,” sen söylersin, sen dinlersin olur.

Eğitim meselesini sadece devlete yüklemek, her hizmeti devletten beklemek olmamalı. Eğitim tarihimiz bize bunun böyle olamıyacağını örnekleri ile ortaya koyuyor.

Eğitim işine; meslek odaları, vakıflar, sivil toplum kuruluşları, sanayı kuruluşları, devletin gözetiminde görev almalılar. Günümüzde örnekleri az da olsa var, ama yetersiz.

Eğitim /öğretimin planlanması ve ihtiyaç tespiti için yapılması gereken en önemli çalışmaların neler olabileceği yeniden ortaya konmalıdır.

Ülkemizin coğrafi genişliği, insan unsurunun zenginliği, bölgesel farklılıkların netliği göz önüne alınarak, bölgesel isteklerin yerinde görülüp tespit edilebilecek yerinde eğitim şura çalışmalarının yapılması, gerçek eğitim ihtiyaçlarının tespitini ve yapılabilecek planlamaları kolaylaştıracaktır.

Eğitimden beklediğimiz; iki ayaği üzerinde durabilen, kendi işini yapabilen, üretim yaparak memleket ekonomisine katkıda bulunabilen, kadim değerlerimiz ve kültürümüzle yoğrulmuş idealist, ülke ve dünya gerçeklerine vakıf bir neslin yetişmesi değil mi?

Eğitime başlanılan basamaktan başlayarak, üniversiteye kadar devam ettirilen çocuklarımızın işe yaramaz, atıl halde kalmasını önlemek için yapılması gerekenlerin en önemlisi ne olabilir?” Sorusunun cevabında şunları söylemek mümkün:

-Eğitim/öğretimin ilk 4 yılı içinde öğrencileri yetenek ve kabiliyetlerine göre sınıflandırmak,

-Zeki öğrencilere zaman kaybını en aza indirecek eğitim yolunu çizmek, yönlendirmek,

-Kabiliyetli çocukları ilgi alanlarına göre sınıflandırarak meslek sahibi yapmak,

-Ülkemizin eğitilmiş insan ihtiyaç listeleri alanlara ve yıllara göre tesbit edilerek, yığılmaları önlemek,

-Meslek sahibi üniversiteli olmaya özendirici tedbirler almak,

-Sanayi kuruluşlarında istihdam edilen meslek sahibi elemanların kendi alanlarında kariyerlerini geliştirici eğitim imkanlarını sağlamak.

Velhasıl; eğitim için çok büyük hamlelere ihtiyaç vardır. Yeni eğitim döneminin başlangıcı hayırlara vesile olması dilek ve duamız olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi