Seyfullah Koyuncu
Seyfullah Koyuncu Doların hakimiyetini Konya kırabilir!

Doların hakimiyetini Konya kırabilir!

Bugün size çok farklı bir konudan bahsedeceğim. Yeni neslin son gözdesi, orta neslin merak ettiği, yaşlı neslin ise pek bilmediği bir mesele olan blockchain konusu... Üstelik bu meselede Konya ile ilgili bir gelişmeyi de ele alacağım.
 
Uzun süredir hakkında çokça şey söylenen blockchain meselesi. Yeni dünya düzeninin en fazla üzerine eğildiği konulardan biri. Teknik olarak özetlersek, teknolojinin sonuna kadar kullanıldığı bir sosyal hayat düzeni aslında bu.
 
Blockchain’e olumsuz anlamda bakanların ufkuyla yaklaşırsak George Orwell’ın 1984’ün de kurguladığı gibi bir dünya düzeni aslında bu.
 
George Orwell'in kült kitabı 1984’te; bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır.  Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır aslında Bin Dokuz Yüz Seksen Dört.
 
Kitabın ana karakterlerinden birisi olan Büyük Birader, kurguya göre sizin her hareketinizi görür, her şeyi izler, ne yaptığınızı anında tespit eder. Ve ödül-ceza sistemi vardır.
 
Günümüz küresel dünyasında da sistem aynı değil midir aslında? Laptopun kamerasına siyah bant yapıştırmak, ya da özel bir görüşmede cep telefonunu kökten kapatmak, bir yöntem olabilir ama bu sistemi kandıramaz.
 
Eskiden sahte isim ve fotoğrafla sistemi kandırabilirdiniz. Ama bu yeni sistemde teknolojiyi kandıramazsınız. Yüzünüzü de tanıyor, sesinizi de tanıyor.
 
Düşünün, Konya bile 1322 kamera ile anlık takip ediliyor. Bu rakam emniyete ait resmi kamera sistemlerine ait. Peki alışveriş merkezlerinin, kurumların, şahısların güvenlik kameraları ve cep telefonu kameralarını da bu sisteme eklemlediğinizde ortaya ne gibi bir dünya çıkıyor bir hayal edin. Özet olarak bu sistemden kaçışınız yok!
 
Bu sistem yeni dünya düzeninin devlet yönetim şeklini de belirleyen meseledir. Artık klasik devlet yönetimi değil, dijital devlet yönetim şekli ile rekabet dönemi. George Orwell’in 1984’ünde bahsettiği dünyanın tam da ortasında yaşıyoruz aslında şuan.
 
Karamsar olmak ya da ayak uydurmak bizim yapacağımız bir seçim. Ama hiçbir şey yapmamak büyük bir hata olur. Ya sisteme ayak uydurup sistemi yönetenlerden olmak zorundayız, ya da sisteme yem olup ‘Büyük Birader’in boyunduruğu altında yaşamaya devam etmeliyiz.
 
Farkındayım konu biraz dağıldı ama, olayı bu metaforlarla anlatmak daha açıklayıcı oldu sanırım.
 
Blockchain’i biraz anlamlandırdığımıza göre şimdi de blockchain’in finans sisteminden bahsetmemiz gerekiyor. Bu finans sisteminin ismi ise çok bilinen adıyla bitcoin ya da kripto para sistemi.
 
Bu sistemde de paranın yerini teknoloji alıyor. Nasıl ki sosyal medyada birinde emoji göndererek duygularımızı grafiksel ifadelerle özetliyorsak burada da sistem benzer aslında. Mutlu olduğumuzu yansıtmak için gülücük, utandığımızı yansıtmak için elini yüzüne kapatan maymun ifadesi göndermek iletişimin yeni modeli.
 
Finansın yeni modeli olan kripto parada ise ödemeyi sanal parayla yapıyorsunuz. Bir hizmet karşılığında tek tıkla sanal para gönderiyorsunuz. Konu dağılmasın diye daha fazla teknik meselelere girmeyeceğim ama önümüzdeki sürecin en önemli aygıtlarından birisi olacak sanal paralar.
 
Beni asıl ilgilendiren nokta ise kripto paralar hayatımıza girdikçe doları avroyu merak etmeyecek kripto parayı merak edeceğiz. Dünyada tek hakim para birimi kripto para olacak. Doların bütün hakimiyeti kaybolacak. ABD’nin doları bir silah olarak kullandığını bir kenara not edersek, bu yeni dünyanın nasıl şekilleneceği konusunda bize bir ön bilgi olur diye düşünüyorum.
 
Kripto para konusunda çok çeşitli çalışmalar var. Kullanım her geçen gün yaygınlaşıyor. Dünyada şuanda 2 binden fazla kripto para borsası var ve bitcoin cüzdanları arasında günde 300 binden fazla transfer gerçekleşiyor.
 
Bizi ilgilendiren asıl kısmı ise şu, yapılan araştırmalarda dünyada kripto paraya en fazla yatırımı Türkler yapıyor.
 
Statisca’nın araştırmasına göre Türkiye nüfusunu orantıladığımızda her beş kişiden biri kripto paraya yatırım yapmış durumda. 1 milyon Türk vatandaşının, yerli ve uluslararası platformlarda aylık ortalama 500 ila 700 milyon dolarlık kripto para işlemi yaptığı da diğer bir araştırmanın konusu olmuş.
 
Peki bu meselenin Konya’yı ilgilendiren tarafı ne ki? derseniz: Konya Büyükşehir Belediyesi kripto para üretimi işine giriyor. Büyükşehir belediyesi, projenin ismini 'Şehir Coin' koydu.
 
Başkan Altay, 9-10 Nisan'da İstanbul'da düzenlenecek olan İstanbul Blockchain Haftası'nda, yerel yönetim hizmetlerinde ve altyapısında iyileştirmeler sağlamayı amaçlayan 'Şehir Parası' projesine daha derin bir bakış açısı kazandıracak.
 
Blockchain teknolojisinin gücünden yararlanan Konya, özellikle sosyal hizmetler ve vergi tahsilatı konusunda yerel yönetim hizmetlerinde verimliliği artırmayı hedefliyor. Başkan Altay, Ekim 2020'de Konya'daki Akıllı Şehirler ve Belediyeler Kongre ve Sergisinde proje hakkında daha fazla bilgi vermeyi planlıyor.
 
Konu uluslararası boyutta değerlendirilecek kadar kıymetli bir konu. Bunu kripto paranın nabzını tutan küresel yayınları biraz kurcalayınca açıkça görüyorsunuz zaten. Başkan Altay ‘Şehir Coin’ ile uluslararası makalelere konu olmaya başladı bile. Hatta literatüre ‘City Coin’ diye bir kavram bile kazandırıldı.
 
Konya’nın bu projesini küçümseyenlere aldırmayın. Bu proje bence ulusal anlamda sahip çıkılması gereken bir proje. Geçen yılın sonunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin kendi ulusal dijital para birimini zaten geliştirdiğine dair ifadeler kullandı. Merkez Bankası’nın da bu yönde çalışmaları var.
 
Doların hakimiyetini kırdığımız bir sistem düşünün. Bu sistemin Konya’dan ateşlendiğini ve tüm ülkeye hatta coğrafyaya yayıldığını düşünün.
 
Rusya’dan aldığımız doğalgaza dolar değil de kripto para ödesek mesela. Uluslararası geçerliliği olan bir para birimi hem. Dolar kadar spekülatif de değil üstelik.
 
Bence bunu bir düşünmek lazım. Gereksiz gereksiz vaatlerde bulunup da kılını kıpırdatmayanların yolundan gidenlerin Konya’yı aşağılamalarına aldırış etmeyin. Onların yaptığı şey az çalışmak ve çok konuşmak. Fakat bu mesele, sahip çıkılması gereken bir mesele.
 
Tavuk bir yumurta yumurtlayınca 7 mahalleyi ayağa kaldırırmış da, kaz kocaman bir yumurta yumurtlayıp hiç gıkı çıkmazmış.
 
Bence Altay’ın bu projesi tam da böyle bir şey.
 
7 mahalleyi ayağa kaldırıp bunu tüm Türkiye’de yaygınlaştırmak lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi