Senan Kazımoğlu
Senan Kazımoğlu Doğunun Yeni İbn-i Sina’sı Latif Veliyev

Doğunun Yeni İbn-i Sina’sı Latif Veliyev

Ülkemizde ve dünyada korona tehlikesi artarken gündemimize maalesef başka şeyleri alamıyoruz. Her günümüz neredeyse korona virüsü ile geçiyor desek yanlış söylemiş olmayız. Biz virüsü evimizden haberlerden izlerken vatan evladı bir Profesör, virüs tehdidini sonlandırmak için kollarını sıvayarak işe koyuldu. Virüsün tehdidinin ortadan kalkması için bir aşı geliştirilmeliydi. O aşını neden Türkiye geliştirmesin? Buna inanan Prof. Dr. Ercüment Ovalı ve kendi ifadesiyle “vatan evlatları” dediği ekibiyle aşı çalışması için laboratuara girdiler. Allah yardımcıları olsun.

Korona virüsü dünyanın gördüğü ilk büyük virüs değil elbette. Bundan daha önce tarihte korona virüsten çok daha ölümcül virüslerle karşılaştı insanoğlu. Bu virüslerden biri de, tarihin en korkunç virüslerinden biri olan “Justinianus Taunu” veya “Justinianus Veba Salgını”dır. Bu salgından en çok etkilenen devlet Bizans olduğu için, salgının adı Bizans İmparatoru Justinianus’tan alır. Virüsün ilk çıktığı 541 yılından 542 senesine kadar 25 milyondan fazla kişi ölmüştü. Daha sonraki 200 yılda tekrarlanan salgın, daha 50 milyon kişinin canını almıştı. Taun sebebiyle toplamda Avrupa’da 112 milyon kişi hayatını kaybetmişti.  Dünyadaki toplam ölüm ise 250 milyondan fazlaydı. Asya, Afrika ve Amerika’da 200 den fazla yaşam alanı insanlar ile birlikte yakılmıştı.

1600’lerde bitirildiği düşünülen virüs 1800’lerde tekrardan ortaya çıktı. En sonda 1900’lerde tekrardan dirilen virüs dünya’yı yeniden tehdit etmeye başladı.

1930’lu yılların başında Sovyetlere bağlı Saratov şehrinde “Justinianus Taunu”ndan 1300 kişi öldü. Sovyetler, bu virüsün aşısını bulmak için çalışmalar başlattı. 1933 yılında, tip biliminde dikkatleri üzerine çeken 21 yaşlı Latif Veliyev, Saratov’a gönderildi. Kısa zaman sonra ise Azerbaycanlı genç Doktor Veliyev’in, taun aşını bulduğu duyuruldu. Bulduğu taun aşılarına “Muğan” ve “Aran” ismini veren Veliyev, kısa zamanda binlerce insanı ölümden kurtardı.

Asırlık bela olan “Justinianus Taunu”nun aşısının bulunması dünya basınında şok etkisi yarattı. Batı medyası, Latif Veliyev’den “Doğunun yeni İbn-i Sina’sı” diye bahsediyordu. Ama gel gör ki, genç doktorun bu yükselişi birçok kesimi rahatsız etmişti. Özellikle de, Sovyetler Birliğinde önemli yeri tutan Ermeniler, Latif Veliyev ile ilgili istihbarata yalan ve iftira dolu şikayetler sunuyorlardı. İngiliz istihbarat dairesi de Latif Veliyev ile ilgili Sovyetlere haber göndererek, genç doktora suikast girişimi olacağını duyurdu. Fakat, Sovyetler bunu ciddiye almadı. Sonuç olarak, 1934 yılının Kasım ayında Saratov’da, 22 yaşındaki genç doktor zehirlenerek öldürüldü. Ölümünden sonra Saratov halkı ona büyük saygı göstererek önemli kişilerin de gömüldüğü fahri kabristanlıklarında defnettiler. Fakat ölüsüne bile tahammül edemeyen kimseler, bir müddet sonra Latif Veliyev’in mezar taşını dağıttılar.

Kanada gazetesi “Le Droit” Latif Veliyev’in öldürülmesinden Sovyetleri sorumlu tutuyordu: “Siz nasıl devletsiniz ki, Latif Veliyev gibi bir şahsiyeti koruyamadınız.”

Öldürülmesinden sonra kimliği belirsiz kişiler, Veliyev’in evine giderek genç doktorun tüm yazılarını, notlarını, kitaplarını ve resimlerini yaktılar.  Latif Veliyev ölümünden önce iklim değişikliğinin insan genetiğine etkisi üzerine çalışmalar yapıyordu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Senan Kazımoğlu Arşivi