Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Direniş Karatay Notları, Sille Barajı Botları…

Direniş Karatay Notları, Sille Barajı Botları…

Konya’nın en güzel yeri neresi diye sorsalar düşünmeden ‘Sille’ derim…

Oraya giderken asfalt bir yoldan değil de sanki zaman tünelinden geçiyorsunuz… Şehir Merkezine  birkaç kilometre uzaklıkta ama sanki başka bir şehir…

Tarih, doğa, su, yokuş... Her şey var…  

Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay bu değerli hazineyi en iyi şekilde değerlendirmek için yürüttüğü projelerle Sille’yi adeta yeniden inşa etti… Etmeye de devam ediyor…

Birkaç küçük rütuş ve iyi bir tanıtımla Mevlana Müzesinden bile daha fazla turist çekmesi içten bile değil…

Bu küçük girizgahın sebebi ise malum; Sille Barajı’nın yeni yüzü… Basın mensuplarıyla birazda macera dolu bir gezi düzenledi Baraj’a Başkan Altay…

Kısaca; Özlemişiz o muhteşem manzarayı… Başkaları için çok bir şey ifade etmeyebilir ama Konyalı için o su bambaşka duygular ifade ediyor...

Yeni yatırımlarla da şimdi orası eskisinden çok daha fazla güzel. Devam edecekmiş yatırımlar. Önümüzdeki yılın Mayısına kadar. Açılışta o zaman.

Ama Konyalıya bir sezon daha kaybettirmemek için yatırımların tamamlanması beklemenden gölü Konya’nın hizmetine sunmuş. İyi de bir düşünce olmuş… Gelen mesajlardan belli, mutlu herkes… Konyalılar yazın son günlerinde piknik yapabileceği, misafirlerini götürebileceği, suya hasretini gidereceği, hiç biri olmasa bile dümdüz ovada yürümekten sıkıldığı zamanlarda yokuş çıkabileceği bir yer kazandı, bu başlangıçla…

Ve ayrıntılar; 

“Konya’ya deniz geldi” ifadesi neden bu kadar sıklıkla ifade edildi bilmiyorum. Gölü zaten vardı. Sahil kumsalda zaten yok… Slogan oturmamış sanki…

Ağaçlandırma için yoğun emek sarf edilmiş. En önemli eksik o çünkü. Dikilen fidanlar büyüdükçe açığı kapatacak belki amaşimdilik istenilen kadar değil. En büyük arzumuz gölün çevresinin koca bir orman olması…

Bir de bu basın toplantısı vesilesiyle küçük bir uyarı, herkese;

Çünkü her toplantıda o aynı sahne yaşanıyor.

Basın toplantısında Başkanların en yakınlarına hep aynı isimleri ve simaları aldığı sahne yani… 50 gazeteci ve muhabirin olduğu bir toplantıda bile o 3-5-7 kişilik o grupla oturup o grupla sohbet ettirilmesi…  Aynı simalar aynı isimler… Her seferinde Dejavu yaşıyor sanki  genç muhabirler…

Üstelik genelde ilk kazığı da o hemen yanı başındakilerden yiyorlar, siyasilerimiz ve bürokratlarımız… Toplantıyı ilk terk edenlerde onlar. Bunlara rağmen hem de…

Bunu birileri kırmalı.

Özellikle de genç muhabirler ve gazeteciler için…   

Sinema kenti Konya!

Önümüzdeki dönemde yeni sloganımız bu olacak… İnşallah yani…

Hatta birazcık ilgi birazcık destek ile Tarım ile Sanayi arasına bir yere de rahatlıkla yerleşir diye düşünüyorum bu slogan ‘Sinema şehri Konya’.

Çünkü Türkiye buna aç, Konya’da da Türkiye’yi doyuracak potansiyel var. Her açıdan hem de… Doğa, coğrafya, tarih, geçmiş, gelecek, mekan, imkan ve yetişmiş insan…

Konuya çekimleri Konya’da devam eden ‘Direniş Karatay’ filmi için girdim…

Türkiye’nin en büyük film stüdyosunu ve film platosunu Konya’ya kazandıran proje yani…

Fuar alanı olarak kullanılan devasa alanlar film stüdyosuna evrilmiş!

Türkiye’nin en büyük savaş sahneleri çekiliyor o stüdyolarda… 6500 m² gibi devasa büyüklükte bir bluebox sahnesinde… 

Türkiye’nin en yetenekli isimleri de bu film için Konya’da…

… 

“Koca koca apartmanlar dikeceğine, ruhsuz, amaçsız binalar yapılacağına, koca koca film platoları kurulsun bu şehre.”

Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük stüdyoları kurulsun…

Dünyanın bu en önemli medeniyeti anlatılsın bu dünyaya.

Düşmanı vurmanın sadece ‘Milli Piyade Tüfeğiyle' değil, sanatla sinemayla sporla da olacağını da gösterelim…  Büyük paralar ve mesailer harcansın bunun için…  Ve bu şehri ve bu medeniyeti seven her kişi elinden gelenin fazlasını yapmalı bu hedef uğruna…”

‘Direniş Karatay’ önemli bir kapı açtı bu şehre. İşte o kapıdan girmeli tüm şehir… Sonuna kadar desteklemeli… Sahip çıkmalı…

Bugün verilecek küçük bir destek bu şehrin ve belki de ülkenin geleceğini kurtarır…

Dünyanın en büyük platoları ve stüdyoları neden bu şehirde olmasın…

Bollywood’lular daha mı zeki insanlar…

Ya da Hollywood yazan tepeden şehre baktığınızda göreceğiniz şeyle, Takkeli Dağdan şehre bakacağınız zaman göreceğiniz şey aynı değil mi?

Tek eksik inanç…

Bence bugün herkes oraya gidip, o film için ter dökenlere ‘Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?” diye sormalı…

Sanki tek eksik de o gibiydi…  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi