Prof. Dr. Hülya Küçük
Prof. Dr. Hülya Küçük Dinin zâhirî Alâmetleri ve özgürlük

Dinin zâhirî Alâmetleri ve özgürlük

İçinde yaşadığımız günlerde ezan, başörtüsü gibi İslamın zahîr alametlerine karşı tahammülsüzlük örneklerine sıkça rastlamaya başladık. Bunları insan gayr-ı müslim bir ülkede yaşasa gam yemez ama bunlar kendi yurdumuzda olunca, insanı kahrediyor. İnanası gelmiyor.  Etrafımdaki herkes şöyle diyor: “Bu  memlekette hiçbir şey değişmeyecek mi Allah aşkına? Bize gerçek din özgürlüğü ortamını sunan, başkasına zarar ve terör estirme olmadığı sürece herkesin kendi inancını yaşamasını temel almış bir özgürlük ortamında da mı bunları yaşayacaktık? Bu insanlar ne istiyor?”

İslam’ın en doğru formuyla şekilde yaşandığı tarih dilimlerinde, her meşru din sahibinin dinine göre alâmetleri taşıması serbesttir. Hatta, tam tersine kendi inancına göre değil, başkalarının iancına göre alâmetler taşımak/sergilemek yasaklanmıştır.  Mesela Hıristiyanın yüzük  kaşında “Muhammed rasulullah” taşıması, onlar gibi giyinmesinin yasaklanmış olduğunu herkes bilir. Çünkü bu,  insanın  kendisi hakkında yanlış bilgi vermesine yani takiyyeye yol açar. Takiyyenin nelere sebep olduğuna, günümüzde insanlar Şia’dan da biliyor FETÖ’den de… Az kalsın, ezanların hakim olduğu güzel yurdumuz, bir gecede Batı’ya peşkeş çekilecekti… Allah, onlara fırsat vermedi ve vermeyecek de…

Tarihimizde “asgari oranda müslümanca yaşama”ya dahi tahammülün olmadığı dönemler çok oldu. Meselâ, gelin sizi 16.01.1340 (1924) tarihli İkinci Meclis’teki bir tartışmaya götüreyim:

1-014.png

Burada, tramvaylarda kadın ve erkeklerin arasını ayıran perdelerin kaldırılması gerektiğini, çünkü bunların hijyenik olmadığını savunanlar ve onlara cevap veren meb’uslar arasındaki tartışmadan bir kesit var (Bkz. II. Devre Zabıt Ceridesi, c. XIV, s. 137-139). Allah aşkına söyleyin, günümüzde bile bindiğimiz otobüs, trarmvay gibi toplu taşıt araçlarının neresi hijyenik ki? Koltuk örtüleri kaç yılda bir yenileniyor acaba? Sadece bazıları, tek tedbir olarak başın yaslandığı kısma, değiştirilebilir örtüler örtüyorlar o kadar…İyi de o zaman toplu taşıma araçlarını yasaklayalım mı? Olacak iş mi bu?

Neyse buradaki tartışmanın ne kadar saçma olduğunu gördüyseniz, İslam’ın zahirî/dışsal alâmetlerinden rahatsız olanların da ne kadar mantık dışı davrandıklarını görmüşsünüzdür. Uzun söze gerek yok…

Ama sadece birşeye dikkat çekmek istiyorum: Bu gibi insanların bu gibi tutumları, müslümanları, sadece zâhire tutunmaya ve önem vermeye zorluyor adetâ ve dinin özü ve bâtını ya ötleniyor ya da hiç önemsenmemeye başladığını görüyoruz zaman zaman. Oysa zâhir, bâtının tamamlayıcısı ve devamıdır, göstergesidir. Zahirde kullandıklarınız, vasıtalarınız, özün alâmeti olduğu sürece anlamlıdır. Unutmayalım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Hülya Küçük Arşivi