Dert+Dert+Dert
Eğitim camiası için nihayet bu sene de bitti. 2022-2023 Eğitim-Öğretim Dönemini tamamlayan öğrencileri ve öğretmenleri bir kez daha tebrik ediyorum.
Eğitime, öğretime dair söylenecek çok söz, değinilecek çok konu var.
Başlıktan da anlaşılacağı üzere ben bugünkü köşe yazımda eğitim sistemine dair birkaç kelam edeceğim.
O zaman başlayalım.
4+4+4’TEN ACİLEN VAZGEÇMEMİZ GEREK
Bilmeyenler için kısaca bahsetmek gerekirse;
12 Yıllık Zorunlu Eğitim Sistemi (4+4+4 eğitim sistemi) 2012-2013 döneminde Türkiye'de başlayan eğitim sistemidir.
4+4+4 eğitim sistemi kendisinden önceki 5+3 eğitim sisteminin aksine artık 4 sene ilkokul (1,2,3,4. sınıflar), 4 sene ortaokul (5,6,7,8. sınıflar) ve 4 sene lise (9,10,11,12. sınıflar) olacak şekilde planlanmıştır.
Bu sistemin yapılmasındaki temel sebepler şunlardır.
Kaldırılan imam hatip ortaokulunun geri gelmesi (28 Şubat Süreci'nin şartlarından biri olarak, 16 Ağustos 1997`de dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz tarafından kaldırılmıştı).
Meslek eğitiminin artırılması.
Zorunlu eğitimin 12 yıl olması.
Bu kanundan önce kesintisiz olan sekiz yıllık ilköğretim herkes için zorunluydu. 4+4+4 düzenlemesi ile “kesintisiz eğitim” vurgusu kaldırılarak ilköğretim iki kademeye ayrıldı. Böylelikle ilkokul dört yıl, ortaokul dört yıl oldu. İlkokul 4. sınıfı tamamlayan çocuklar ya imam hatip ortaokullarına ya da diğer ortaokullara gidebilmektedirler. Kısaca, 4+4+4 düzenlemesiyle birlikte sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yerine, 12 yıllık zorunlu kademeli eğitim getirilerek 12 yıllık süre üç kademeye ayrıldı. Öğrenciler artık ilkokul ya da ortaokulu tamamladıklarında değil, liseyi tamamladıklarında diplomalarını alabilmektedirler.
Özetle 4+4+4 sistemi bu şekilde tarif edilebilir.
Görece güzel bir sistem gibi duruyor ama bu sistemin getirdiği sıkıntılar ise başka yerlerden çıkıyor.
4+4+4 sisteminin getirilme nedenlerinden birisi olan meslek eğitiminin arttırılması satırı bir türlü karşılanamıyor! Bu karşılanamadığı gibi sanayilerde ve ticari hayatta büyük bir insan kaynağı eksikliği oluşuyor.
Akıllı, zeki, tembel fark etmeksizin herkes çocuğunu okutma hevesinde olduğu için piyasada büyük bir eleman sorunu ortaya çıkıyor. Daha kötüsü ise niteliği eksik olan çocuklar üniversiteli işsizler ordusunu büyütmekten başka hiçbir işe yaramıyor.
Piyasa vasıfsız üniversitelilerle doluyken, sanayiciler işçisizlikten adeta kırılıyor!
Geçtiğimiz hafta Konya Sanayi Odası Başkanı Mustafa Büyükeğen, Başkan Yardımcısı Necip Çimen, Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Faruk İyibildiren ve Konya Sanayi Odası Basın Müşaviri Fatih Ulutaş gazetemiz ziyaret etti.
Onların ortak şikayeti de bu konuydu.
Mustafa Büyükeğen, sanayicilerin en büyük problemlerinden birinin işçi bulamamak olduğunu söylüyor.
Ülkemizde görünürde yüzde 10 civarında olan işsizlik sorununun iyi irdelenmesini, işsizliği hangi insanların oluşturduğunun belirlenmesi gerektiğini söylüyor.
Konu hakikaten önemli.
Sanayici işçi bulamıyorum derken, ülkemizde yüzde 10 işsizlik olması düşündürücü!
Kimler işsiz acaba?
İşsizlik maaşı alan insanları mı? Yaş itibariyle EYT ile emekli olup çalışmayan insanlar mı? Yoksa iş beğenmeyen insanlar mı?
Ya da hiçbir donanımı olmayan, boş beleş okullar bitirip ite kaka mezun olup elinde diplomasıyla devlet dairesinde iş kovalayanlar mı?
Başta 4+4+4 eğitim sistemi olmak üzere ülkemizin çalışma politikalarını ve ailelerimizin çocuklarını zorla okutma sevdasını bir gözden geçirmemiz lazım.
MÜDÜR ATAMASI NEYE GÖRE YAPILMALI?
Eğitimden konu açılmışken bir de hatırlatma yapmak istiyorum.
Bugün-yarın okullara müdür atamaları yapılacak. Bu atamaları yapacak olan yetkililere birkaç hatırlatmada bulunmak istiyorum.
Artık akmaz, kokmaz, suya sabuna dokunmaz, medeniyet kodlarının farkında olmayan, risk almayan, risk almaktan korkan, milletin değerlerine hassasiyetle bakamayan isimlerin müdür olarak atanmaması gerektiğini düşünüyorum.
LGBT başta olmak üzere pek çok sancılı akımın pençesine düşen çocuklarımız için risk alan, dik duran, olayların önüne sonuna bakan, inisiyatif almaktan geri durmayan kaliteli isimleri okul müdürü olarak görmek istiyoruz.
Bir köşede sessizce oturan, ülkesi ve medeniyeti hakkında yorum yapmaktan, aksiyon almaktan aciz insanların müdür yapılmaması gerekiyor.
Bilmem anlatabildim mi…